Erdoğan, Mahkûmiyet aldığı şiiri Meclis kürsüsünden okudu/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Temmuz 2011 07:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan, kendisinin mahkûm edildiği olayla Balyoz sanıklarının durumunun karşılaştırılmasına tepki gösterdi. Okuduğu şiir sebebiyle ceza aldığını anlattı. Hapis yatmasına neden olan şiiri Meclis kürsüsünden okudu.Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında kurulan 61. Hükümet'in programı üzerindeki genel görüşme dün Genel Kurul'da yapıldı. Erdoğan, CHP ve MHP'nin yönelttiği eleştirilere tek tek cevap verdi. Yemin krizine değinen Erdoğan, "Yüzde 26 alacaksın, asıp keseceksin. Yok böyle bir şey." derken 14 gün gecikmeyle yemin eden anamuhalefete "Siz kalkar da 'İki arkadaşımız burada yemin etmedikçe biz yemin etmeyeceğiz' derseniz bu marjinal bir düşüncedir ve bak geldiniz yemin ettiniz, ne oldu?" hatırlatmasında bulundu. Başbakan, "Siyaset yasağını biz kaldırdık." diyen CHP'nin kendisini tutuklu vekillerle aynı kefeye koymasına da karşı çıktı ve ceza almasına sebep olan şiiri Meclis kürsüsünden okudu: "Şahsımla alakalı şu anda yargılananlara beni aynı kefeye koyma yanlışlığına düşüyorsunuz. Ben neden dolayı 10 ay yedim? Ben Ziya Gökalp'in şu şiiri ve şu ifadelerimden dolayı 10 ay yedim: 'Minareler süngü kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker... Bir şey beni sindiremez gökler yerler açılsa üzerimize tufanlar yanardağlar saçılsa, biz oyuz ki, imanıyla öğündüğümüz ecdadımız, titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş, Anadolu'nun tapusu Malazgirt'ten ta Çanakkale'ye, imanın geçilmez kalesine kadar ecdadımızı zaferden zafere koşturan şey...' Ben bu ifadelerden dolayı 10 ay yedim. Sizin savunduğunuz arkadaşlarınız acaba neden sanık durumundalar? Bırakın yargıya da müdahale etmeyin." Erdoğan'ın bu sözleri AK Partili vekillerce ayakta alkışlandı. Başbakan Erdoğan'ın diğer eleştirilere verdiği cevaplar özetle şöyle:

Yüzde 26 alacaksın, asıp keseceksin, yok böyle bir şey: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesine inanıyorsak o zaman yapılması gereken; muhalefet, başını iki elinin arasına alacak, biz nerede ne yanlış yaptık da acaba yüzde 50 AK Parti'ye gitti, diye düşünmesi lazım. Yani yüzde 26 alacaksın, asıp keseceksin. Yüzde 13 alacaksın, asıp keseceksin. Yok böyle bir şey. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletinse buna teslim olacaksın. İki kişiden bir kişi AK Parti'ye oy vermiş.

Hakeme kulak asmayanları hakem sahadan atar: Millet seçimler yoluyla her tartışmaya, uyuşmazlığa çok net bir şekilde hakemlik yapıyor. Ve bu hakemliğin bir neticesidir 12 Haziran. Hakemliğe kulak asmayanları hakem sahadan atar, bağırıp çağırmayla bu iş olmaz.

Bak geldiniz yemin ettiniz, ne oldu?: Anamuhalefet marjinalleşirse bu çok büyük bir tehlikedir. Siz kalkar da 'İki arkadaşımız burada yemin etmedikçe biz yemin etmeyeceğiz' derseniz bu marjinal bir düşüncedir ve bak geldiniz yemin ettiniz, ne oldu? Bin düşüneceksin bir konuşacaksın. Böyle olmazsa bu, böyle olur.

Milli irade, git parlamento'yu atina'ya şikâyet et demedi: Bir taraftan milli irade milli irade diyeceksin, ondan sonra, sen 12 Haziran'da konuştun sonrasına karışma, diyeceksin. Milli irade sana, gel Parlamento'da konuş dedi. Atina'da Parlamento'yu şikâyet et demedi. Ne varsa burada konuşacaksın. Burada konuşacak sözü olmayanlar Atina'ya gitti. Aslında bu salona girmemeniz gerekirdi: İçtüzüğün 2. maddesini okumanızı tavsiye ederim. Buradaki durumunuz aslında çok farklıydı. Gündeme getirmedik nezaket gereği. Orada da aslında sizin bu salona girememeniz gerekirdi ve bu içtüzükte var. İçtüzüğe göre de bir içtüzük ihlali yapıldı. Yemini ettikten sonra istediğin zaman girersin ama yemin etmeyince durumun tribündekiler gibidir, farklı değildir.

Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne müsaade etmeyiz: Oturalım bu masada anayasayı konuşalım. Ama sizin böyle bir derdiniz probleminiz yoksa biz mevcut yasalarla da bu ülkeyi idare ederiz. Çoğunluğun azınlığa tahakkümüne karşı olan bir anlayışın mensubuyuz ama kusura bakmayın azınlığın çoğunluğa tahakkümüne de müsaade etmeyiz. Bunu da böyle bilesiniz.

Yetişemediğiniz üzüme koruk diyorsunuz: (Muhalefetin 'Borç ne kadar borç?' diye sataşması üzerine) Size ben bu kürsüde hesabı kitabı öğretemedim. Öğrenemeyeceksiniz bu işi. Öğrenin bunları öğrenin. Şu anda Türkiye büyümede yüzde 11'le birinci sıraya çıkmışsa hikmeti bu. Herkes dünyada birinci olan Türkiye'yi konuşuyor siz ise yetişemediğiniz üzüme koruk diyorsunuz.

YÖK'ten en çok nemalanan sizsiniz: Genel Başkan Kılıçdaroğlu diyor ki, 'Gelin üniversiteler kendi rektörlerini seçsin'. Bunu şimdi söylüyorsunuz değil mi? Bunu Kemal Gürüz'ün, Teziç'in olduğu zamanlarda niye söylemediniz? O zaman CHP yok muydu? Şimdi mi geldi aklınız başınıza? Kaldı ki YÖK'ü kuran biz değiliz ve en çok nemalanan sizsiniz.

Bahçeli 'resmî dil Türkçe' deyince alkışladı: Herkesin yaşam tarzı, inancı, dili, kültürü, özgürlük talepleri hükümet olarak bizim teminatımız altındadır. Sayın Bahçeli (MHP liderine dönerek) dil noktasında, her zaman söylüyoruz, bu ülkenin resmî dili Türkçedir ama herkes ana dilini rahatlıkla kullanabilmelidir. (Bahçeli ve MHP'liler bu sözleri alkışladı.)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber