Kan kanserinde kemoterapisiz tedavi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 21 Ekim 2011 11:55, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

- Bilim insanları, bağışıklık sistemi hastalığı olan kan kanseri tedavisinde hem hastanın yaşam kalitesini artırmak hem de etkin tedavi elde edebilmek için ''kemoterapisiz tedavi'' arıyor.

Yurt dışında yürütülen çalışmalarda, özellikle en sık görülen kan ve kemik iliği kanseri türü olan ve ileri yaşta ortaya çıkan Kronik Lenfositer Lösemi'nin (KLL) tedavisinde ağızdan tablet şeklinde kullanılan yeni ilacın, yüzde 65 oranında etkili olduğu belirlendi.

İlgili kanser türü için henüz araştırmaları devam eden söz konusu ilaç tedavisi, kanserli hücrenin etrafındaki hücrelerle ilişkisini-bağlantısını durduruyor; KLL hücreleri tarafından üretilen bazı maddelerin üretimini azaltıyor ve kansere karşı mücadelede önemli olan işlevsel hücreleri etkin hale getiriyor.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhit Özcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kronik Lenfositer Lösemi'nin (KLL) kan ve kemik iliği kanserlerinden biri olduğunu olduğunu söyledi.

Hastalığın en sık görülen kronik lösemi tipi olduğunu belirten Özcan, Amerika'da 2008 yılında 15 bin 110 yeni KLL hastası ve yaklaşık 100 bin yaşayan KLL hastası bildirimi yapıldığını ifade etti. Türkiye'de ise bu sayının ABD verilerinin yaklaşık dörtte biri kadar olduğunu dile getiren Özcan, hastalık oluşumu hakkında ise ''Lenfosit adı verilen tek bir hücre, kanser hücresine dönüşerek zamanla çoğalıyor ve kemik iliğinde, lenf düğümlerinde normal lenfositlerin yerini alıyor. Bu hücreler, normal lenfositlerin aksine enfeksiyonla mücadele etme yeteneğini kaybediyor'' dedi.

KLL hastalığının, Türkiye'de de hematologların en sık gördüğü hastalıklardan biri olduğuna işaret eden Özcan, ''Hastaların üçte ikisi 65 yaşın üstünde'' diye konuştu.

Özcan, hastalığın erken evrelerinde bazı kişilerde olumsuz belirti yaratmadığını ancak iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemeleri, özellikle hareketle belirginleşen halsizlik, nefes darlığı, normal insanlara göre enfeksiyonlara daha yatkın olduklarından sık soğuk algınlığı, alt solunum yolu enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları geçirebileceklerini de söyledi.

Hastalıkla ilişkili yakınmaları bulunmayan ve hastalığı çok yavaş ilerleyen hastaların tedavisiz izlenebileceğini belirten Özcan, şöyle devam etti:

''Tedavinin verilmemesi hastalarda tedirginlik yaratmamalıdır. KLL uzun süre, ilerleme olmaksızın, hastanın sağlık durumunu bozmadan gidebilen bir lösemi tipidir. Tedavisiz takip edilen hastalarda belli aralıklarla kan tetkikleri ve fizik muayenesi yapılır. Takiplerde evrede ilerleme olup olmadığı izlenir ve evre ilerlerse veya evre dışında kandaki lenfositlerin 6 ayda iki katı veya üzerine çıkması, sık tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonların varlığı, hastalıkla ilişkili iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesinin gelişmesi durumlarında da tedavi başlanabilir.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber