Devlet, AİHM'de bekleyen 31 davada, şikayetçilere 1 milyon TL'lik dostane çözüm önerdi

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 20 Mart 2012 08:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde bekleyen 31 davada kusurlu olduğunu kabul ederek şikâyetçilere ?dostane çözüm? önerisinde bulundu. Hükümet, 1 milyon 92 bin TL tazminat ödeyerek bu davalar yönünden insan hakları sicilinin bozulmasını engelledi.

AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) açılan 31 davada kusurlu olduğunu kabul ederek dostane çözüm öneren Türkiye, 365 bin Euro (839 bin TL) ve 253 bin TL olmak üzere toplam 1 milyon 92 bin TL tazminat ödeyerek bu davalar yönünden insan hakları sicilinin bozulmasını engelledi.

Uzun yargılama, uzun tutukluluk, mallara saygı hakkına müdahale şikâyetleri ile AİHM'ye çeşitli tarihlerde başvuran ve 2011'de dostane çözümü kabul eden şikâyetçiler kendilerine teklif edilen tazminatı kabul ederek Türkiye Cumhuriyeti hakkındaki tüm taleplerinden vazgeçmiş oldular. 31 davada dostane çözüme giderek 1 milyon 92 bin TL tazminat ödemeyi kabul eden Türkiye Cumhuriyeti ise kararın açıklanmasından itibaren 3 aylık süre içerisinde ödemesi gereken tazminat miktarı için her türlü vergiden muaf tutulacak. Tazminatın ödenmesi ile AİHM'ye açılan davalar kesin olarak sonuçlanacak.

Servet Arslan davası

Türkiye Cumhuriyeti'nin 2011'de dostane çözüme gittiği bazı davalar ise şöyle:

7 Eylül 1994'te Diyarbakır'da köylüler tarafından cesedi bulunan Servet Arslan'ın ölümüne ilişki dava 11 yıl sonra 29 Mart 2005'de Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'ne açıldı. Babası Mustafa Arslan, annesi Fatma Arslan ile 4 kardeşi, Servet Arslan'ın devletin görevlileri tarafından yasalara aykırı olarak özgürlüğünden mahrum bırakıldığı ve öldürüldüğü, ulusal makamların etkili soruşturma yürütmediği, devlet görevlilerinin kötü muamele yapıldığı gerekçesi ile AİHM'e başvurdu. Türkiye Cumhuriyeti ise dostane çözüm yoluna giderek Servet Arslan'ın ailesine 30 bin Euro tazminat ödemeyi kabul etti.

35 yıllık arazi bilmecesi

Şarlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Keçiören köyünde 1967'de geçen kadastroda kendisine ait arazinin Hasan Kalgı'nın üzerine yazıldığını öne süren Hüseyin Yılmaz, 1 Ocak 1972'de Siverek Kadastro Mahkemesi'ne dava açtı. 35 yıl devam eden ve 2007'de karar bağlanan dava Yargıtay'ın, eksik soruşturma yapıldığı gerekçesi ile kararı bozmasının ardından yeniden görülmeye başlandı. Siverek Kadastro Mahkemesi'nde yargılamaya devam ederken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınan davada, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti kusurunu kabul ederek dostane çözüm yoluna gitti ve 18 bin 500 Euro tazminat ödemeyi kabul etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber