28 Şubat döneminde fişleme yapan memur, evrakta sahtekarlıktan yargılanacak

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 31 Mart 2012 08:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dönemin Eğitim Şube Müdürü Hüseyin Türker, fişlendiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık 'görev suçu' diyerek zaman aşımından takipsizlik kararı verdi. Ancak Sincan Ağır Ceza Mahkemesi 'fişleme memur görevi değil evrakta sahteciliktir' tespitinde bulundu. Özalp ve 3 yönetici hakkında dava açılmasını istedi

Yargı, 28 Şubat darbesinde yapılan fişlemelerle ilgili önemli bir karara imza attı. Dönemin Eğitim Şube Müdürü Hüseyin Türker, Milli Eğitim Talim Terbiye Kurulu (TTK) eski Başkanı Orhan Özalp tarafından fişlendiği gerekçesiyle Ankara Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ancak şikayeti 'görev suçu' kapsamında değerlendirildi ve zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildi. Sincan Mahkemesi ise Başsavcılığın takipsizlik kararını kaldırarak fişlemeleri 'görev suçu' değil 'evrakta sahtecilik' saydı. 'Fişleme yapmak memur görevi değil evrakta sahteciliktir' tespitinde bulundu. Mahkeme, bu suçun zamanaşımı sınırını 15 yıl sayarak Özalp ve 3 yönetici hakkında dava açılmasını istedi.

EMSAL TEŞKİL EDECEK

Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat fişlemelerine emsal teşkil edecek bir karara imza attı. 28 Şubat döneminde hakkında sahte fişleme formu hazırlayarak yerini değiştirip terfi ettirmediği iddiasıyla Talim Terbiye Kurulu (TTK) eski Başkanı Orhan Özalp ve 3 yöneticiden şikayetçi olan dönemin Eğitim Şube Müdürü Hüseyin Türker'i haklı buldu.

FİŞLENDİĞİNİ 2009'DA ÖĞRENDİ

28 Şubat sürecinde TTK' da Eğitim Şube Müdürü olarak çalışan Türker, alanının Biyoloji olmasına rağmen (sahte evrakla) adının dini eserlere tavsiye kararı veren uzmanlarla ilgili soruşturma listesine dahil edilerek, Özalp'le birlikte TTK eski Daire Başkanı Osman Nuri Demirel ve 2 yöneticisi tarafından fişlendiğini öğrendi. 'Çağdaş zihniyette değildir', 'Dedikoducudur, Şube Müdürü olarak yeterli bilgiye sahip değlidir, Güven duyulmayan bir anlayış içinde bir elemandır' denilerek 2000 yılında fişlenen Türker, 2009'da bu durumu öğrenmesi üzerine harekete geçti. 4 yöneticisi hakkında Ankara Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan Türker, sahte fişleme formu hazırlanarak Özalp tarafından hakkında yer değiştirme formu hazırlandığını ve terfi ettirilmediğini bildirdi.

ZAMANAŞIMINDAN TAKİPSİZLİK

Türker'in şikayeti üzerine soruşturma başlatan Ankara Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu ise Özalp'le birlikte 4 yönetici tarafından hazırlanan sahte fişleme formlarını 'görev suçu' kapsamında değerlendirdi. Fişleme formlarının 2000 yılında hazırlandığını belirten savcılık, görev suçu kapsamında değerlendirdiği suçun zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğunu belirtti. Hak talebinin 2009 sonrası yapıldığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.

ÜST MAHKEME KALDIRDI DAVA AÇIN DEDİ

Başsavcılığın takipsizlik kararı üzerine ise Türker üst mahkeme olan Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. İtirazı değerlendiren mahkeme sahte fişleme formlarının 'görev suçu' kapsamında değerlendiremeyeceğini 'resmi belgede sahtecilik suçu' kapsamına alınması gerektiğine hükmetti. 'Fişleme yapma memur görevi değil evrakta sahteciliktir' yorumuyla mahkeme, sahtecilik suçununun zamanaşımı sınırını15 yıl sayarak, Başsavcılığın takipsizlik kararını kaldırdı.

28 ŞUBAT BELGELERİNİ 2010'DA DA KULLANMIŞLAR

Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğü Daire Başkan Vekili olarak çalışan Türker hakkında 28 Şubat döneminde hazırlanan fişleme evraklarının 2010'da da kullanıldığı ortaya çıktı. Vekil olarak çalıştığı daireye asaleten atanamadığı gerekçesiyle 2010'da Danıştay 1. Dairesi'ne dava açan Türker, 28 Şubat sürecinde hazırlanan belgelerin asaleten atanmasına karşı çıkan halen görevli memurlar, N.Y, B.E, N.A,Y.Ç tarafından Danıştay 1. Dairesi'ne gönderildiğini öğrendi. Türker 4 kişi hakkında şikayetçi olurken Sincan Mahkemesi belgeyi hazırlayan ve belgeyi halen kullanan 8 kişi hakkında dava açılmasını istedi.

ÇUBUKÇU DA İZİN VERMİŞ

25 Ağustos 2000'de sicil amirlerince 'Üst görevleri başarıyla yürütür' kanaatiyle 98 puan verilmesine karşın Orhan Özalp tarafından 9 günde düzenlenen sahte evrakla asılsız fişlemelerle görev yeri değişikliği istendiğini iddia edilen Hüseyin Türker'in suç duyurusu üzerine savcılık Özalp için Milli Eğtim Bakanlığı'ndan izin istedi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun Özalp hakkında soruşturma iznini verdiği belirlendi.

Yoğun fişlemelerin yaşandığı 28 Şubat darbesinin sembolü 4 Şubat 1997'de Sincan'da yürütülen tanklar olmuştu. Genelkurmay, rutin bir tatbikat yaptıklarını savunurken gerçeği Dönemin Genelkurmay ikinci Başkanı Çevik Bir, açıklamıştı: ?Balans Ayarı."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber