'Diyabeti Durduralım' projesi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 02 Nisan 2012 23:17, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde geçen yıl başlatılan ''Diyabeti Durduralım'' projesinin ikinci yılında, diyabetle mücadele için 48 yatılı bölge okulundaki 24 bin öğrencinin doğru beslenme konusunda eğitileceği SOBE (Sen de Oku, Bilgilen, Eğlen), üniversite öğrencilerine yönelik ''Harekete Geç'' ve ev kadınları için ''Çocuklar Okula, Eşler İşe, Haydi Kadınlar Yürüyüşe'' etkinlikleri hayata geçirilecek.

Türkiye Diyabet Vakfı'nın, diyabetten korunma bilincini yaygınlaştırmak amacıyla Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde başlattığı ''Diyabeti Durduralım'' projesinin ilk yılında yapılan çalışmalar ve ikinci yılında yapılması planlanan etkinlikler Çankaya Köşkü'nde düzenlenen toplantıyla kamuoyuyla paylaşıldı.

Toplantıya, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, projenin iletişim sponsorluğunu üstlenen Dörtok&Bersay İletişim Başkanı Dr. Aydın Dörtok ve davetliler katıldı.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı olarak himaye edecekleri projelerde, bütün Türkiye'yi ilgilendirme ve aciliyet gibi nitelikler aradıklarını anlatarak, bir projenin Cumhurbaşkanlığı tarafından himaye edilmesinin sorunların ülke gündemine daha rahat taşınması anlamına geldiğini ifade etti. Diyabet konusunda Türkiye'nin, dünya ölçeğiyle örtüşmeyecek biçimde, ''tehlike çanlarının çaldığı bir ülke'' kategorisinde olduğuna işaret eden İsen, soruna dikkati çekmek ve diyabetin ne kadar temel bir problem olduğuna vurgu yapmak için projeyi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'e sunduklarını, onların da destek vermeyi uygun gördüklerini belirtti.

Projelerden elde edilecek sonuçları da önemsediklerini dile getiren İsen, bugün projenin ilk yılında yapılanların ve ikinci yılda atılacak adımların ortaya konduğunu, gelecek yıl da ikinci yıldaki çalışmaları, sonuçları ve üçüncü yıl hedeflerini konuşmayı umduklarını söyledi.

Diyabetin sadece sağlığı değil, kişilerin hayatını birinci dereceden etkilediğine vurgu yapan İsen, ''Ekonomik boyutu da var. Bana, Sağlık Bakanlığı'nın bununla ilgili kişi başına 572 dolar harcaması olduğu söylendi. Bunun Türkiye ekonomisine getirdiği yükün ne olduğunu varın siz tahmin edin. Bunun pek çok bakımdan, tabii sağlık bunların hepsinin üzerinde ama başka pek çok noktalardan da kontrol altına alınması gerekiyor. Burada vurgu yapılan bir husus var, önleyici tedbirlerle bu işin önüne geçmek çok daha kolay, mümkün. Gerçekten ilaç tedavisine başlamadan, ona gerek kalmadan problemi çözebilir bir konumdayız. Biz, bütün bunlara çekilecek dikkatin biraz daha yüksek bir konumdan kamuoyuyla paylaşılmasına aracılık ediyoruz'' diye konuştu.

-''Cumhurbaşkanlığı düzeyinde strateji açıklayan ilk ülke''-

Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz da kronik hastalıkların dünyayı bekleyen en önemli tehlikelerden biri sayıldığını, bunların içinde de diyabetin dünyada kronik hastalıklar içinde en büyük tehlike olarak görüldüğünü söyledi.

Diyabetin, Birleşmiş Milletler'in üyelerini mücadele etmeye çağırdığı hastalıklardan biri olduğunu anlatan Yılmaz, bulaşıcı olmamasına rağmen hastalığın büyük bir hızla yayıldığını söyledi. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2025 yılında Türkiye'deki diyabet oranının yüzde 7,4 olmasını öngördüğünü ancak 2010 yılında bu değerin aşıldığını dile getirdi.

Dörtok, ''Dünyada Cumhurbaşkanlığı düzeyinde diyabeti durdurmak için strateji açıklayan ilk ülke olduk'' diyerek, Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'e verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.

Yılmaz, projenin ilk yılında, ''Diyabet Parlamentosu''nun toplandığını, ''hastanın hastayı eğitmesi'' modeline dayanan ve Türkiye'de ilk kez hayata geçirilen ''Diyabet Akran Eğitimi'' modeliyle bilgi paylaşımının sağlandığını, ''Her Sabah 5 Bin Adım At Diyabeti Yen'' ve ''Her Gün 10 Bin Adım'' sloganlarıyla çeşitli illerde düzenlenen etkinliklerle halkın spor ve egzersiz yapmaya teşvik edildiğini anlattı.

Projenin ikinci yılında yapılacaklar hakkında da bilgi veren Yılmaz, Türkiye'deki 48 yatılı bölge okulunda eğitim gören öğrencilere doğru ve sağlıklı beslenme eğitimi vermeyi amaçlayan SOBE (Sen de Oku, Bilgilen, Eğlen) projesiyle 24 bin öğrenciyi eğitmeyi amaçladıklarını ve bu projenin sonuçlarının ölçülebilir olacağını söyledi.

Üniversite öğrencilerine yönelik ''Harekete Geç'' projesiyle mobil telefonlara yüklenen adım ölçer programlarla en uzun yürüyüş yapan öğrencilerin ödüllendirilmesinin ve teşvik edilmesinin öngörüldüğünü anlatan Yılmaz, ev kadınlarına yönelik ''Çocuklar Okula, Eşler İşe, Haydi Kadınlar Yürüyüşe'' projesiyle de İstanbul pilot olmak üzere tüm Türkiye'de spor aktiviteleri düzenlenmesinin hedeflendiğini dile getirdi.

Yılmaz, bir basın mensubunun, insülin pompası kullanan diyabetli bir gencin YGS'ye giremediğini hatırlatması üzerine de bunun ilk kez yaşanmadığını, tip-1 diyabetli hastaların bu konuda bildirim yapmaları gerektiğini ancak bildirim yapılmamış bile olsa sınava alınmama gibi bir durumun kendileri için kabul edilemez olduğunu kaydetti. Söz konusu öğrencinin ayrı bir yerde sınava alınabileceğini ve sınavı bittikten sonra tutanak tutulabileceğini ifade eden Yılmaz, bundan sonra böyle bir olay yaşanmaması için gerekli başvuruları yapacaklarını vurguladı.

-''Anne-baba hassasiyetiyle yaklaştılar''-

Dr. Aydın Dörtok da projeyi Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'e sunduklarında, sadece devlet desteği verilecek bir proje olarak görmediklerini, anne ve baba hassasiyetiyle yaklaştıklarının ve bunun da çalışmalara ciddi bir ivme kazandırdığını söyledi.

Bilinçlenme, 21. yüzyılın getirdiği sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam konularının projenin üç temel unsuru olduğuna işaret eden Dörtok, grup olarak böyle önemli bir projenin iletişim sponsoru olmaktan gurur ve mutluluk duyduklarını söyledi. Dörtok, ''Dünya Sağlık Örgütü'nün salgın olarak adlandırdığı bir hastalıktan bahsediyoruz. Bunun hedef kitlelere en hızlı şekilde ve yoğun olarak iletilmesi bilinçlenme açısından çok önemli, iletişimin çok önemli bir rolü var'' diyerek, medyaya düşen role dikkat çekti.

Diyabetin sadece sağlıkla ilgili olduğunun düşünülmemesi gerektiğine işaret eden Dörtok, gıda ve spor sektörü başta olmak üzere tüm sektörlere büyük görev düştüğünü vurguladı. Bir ülkenin en önemli sermayesinin sağlıklı insan olduğunu söyleyen Dörtok, bunu korumanın herkesin görevi olduğuna inandığını belirtti. Dörtok, projenin başarılı olmasının toplumun geleceği için de önemli olduğuna dikkati çekerek, destek verenlere teşekkür etti.

Proje kapsamında ilk yıl yapılan çalışmaların anlatıldığı kısa bir filmin de gösterildiği toplantıda, konuşmaların ardından Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri İsen çalışmalara katkıda bulunan kişi ve kuruluşlara teşekkür belgesi verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber