Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan ambulans açıklaması

Şırnak'ın Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı medyada 'Cenazeyi binek arabaya, cenaze yakınlarını da ambulansa bindirdiler' başlığı altında çıkan haberle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 15 Mayıs 2012 10:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İdil ilçesinde kalp krizi sonucu hayatını kaybeden bir kadınının cenazesinin Cizre Devlet Hastanesi'nde yapılan otopsiden sonra ölüm sebebinin tam anlaşılması amacıyla ambulans yerine binek arabanın arkasına konularak Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'na gönderilmiş, bu duruma tepki gösteren cenaze yakınları suç duyurusunda bulunmuştu. Olayın basına yansımasının ardından Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, yazılı ve görsel medyada yer alan 'Cenazeyi binek arabaya, cenaze yakınlarını da ambulansa bindirdiler' haberleri üzerine kamuoyunu bilgilendirme zarureti hasıl olduğu belirtildi. Açıklamada, "03 Mayıs 2012 günü gece 02.00 sularında Cizre Devlet Hastanesi güvenlik noktasında görev yapan polis memuru günün nöbetçi savcısını arayarak İdil ilçesinden sevkle gelen bir kişinin hastanede vefat ettiğini bildirmiştir. Otopsi heyetinin oluşturulmasından sonra derhal hastaneye intikal edilerek gece 02.30'da adli muayene işlemine başlanılmıştır. Söz konusu adli muayene işlemi neticesinde adli tabip tarafından kesin ölüm sebebinin belirlenemediği görüşünün bildirilmesi neticesinde durum olayın gerçekleştiği yer olan İdil Cumhuriyet Başsavcılığına aktarılmış ve özellikle cesedin ağzının köpüklü olması hususu da intikal ettirilerek zehirlenme şüphesinin olduğu ifade edilmiş. İdil Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ceset üzerinde mutlaka klasik otopsi yapılmasını içeren talebi adli tabibin görüşü ile birlikte değerlendirilerek ceset üzerinde klasik otopsi işleminin yapılmasına karar verilmiştir. Ancak Cizre ilçesinde klasik otopsi yapma olanaklarının bulunmaması sebebiyle bunun için en yakın yer olan Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğü'ne cesedin sevkine karar verilmiştir. Gece 04.30 sularında ölü muayene işlemi tamamlanmış ve zabıtlar tanzim edilmiştir. Ölenin yakınlarına adli zorunluluk gerekçesiyle cesedin Diyarbakır'a sevk edileceği bu amaçla piyasadan araç temin edileceği bildirilmiştir. Ölenin yakınları Diyarbakır'a sevk işlemine şiddetle karşı çıkmışlar ve gerekirse cesedi vermeyeceklerini beyan etmişlerdir. Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı tarafından sevk işleminin neden yapıldığı bir kez daha ölenin yakınlarına açıklanmış ve bu işlemden vazgeçmenin olanaklı olmadığı izah edilmiştir. Saat 04.30 sularında piyasadan temin edilen ve daha öncede adli tıp kurumuna ceset sevklerinde Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kullanılan 33 FN 747 plakalı aracın şoförü ile sevk işlemi için Emniyet Müdürlüğü'nce görevlendirilen bir polis memuruna ceset teslim edilmiş ve Cumhuriyet Savcısı başkanlığındaki otopsi heyeti hastane morgundan ayrılmıştır. Bu saatten itibaren ölenin yakınları cesedin hastaneden çıkarılmasına ve sevk işleminin gerçekleşmesine karşı koymuşlar, gerekirse cesedi kaçıracaklarını ifade etmişler ve bu amaçla hastane önündeki bekleyişlerini sürdürmüşlerdir. Durum saat 05.50 sularında nöbetçi Cumhuriyet Savcısı'na bildirilmiş, Cumhuriyet Savcısı güvenlik önlemlerinin artırılarak cesedin mutlaka Diyarbakır'a sevkinin gerçekleştirilmesi talimatını vermiştir. Bunun üzerine İlçe Emniyet Müdürlüğü'nce bir polis memuru daha nakil için görevlendirilmiştir. Cesedin yeterli güvenlik önlemiyle hastaneden çıkarılması için çaba sarf edildiği esnada saat 06.30 sularında bu kez ölenin yakınları sevk için görevlendirilen polis memurlarına 'Cizre Belediyesi'nin cenaze nakil aracı tahsis ettiğini ve sevkin bununla gerçekleştirilmesini istediklerini' beyan etmeleri üzerine durum Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmiştir. Özellikle sevkte görevli polis memurlarının, 'cesedin ölenin yakınları tarafından kaçırılma ihtimalinin bulunması, cenaze nakil aracına ölenin birden fazla yakınının da binme olanağının mevcudiyeti ve bu durumda cesedin kaçırılmasına engel olamama durumlarının bulunduğunu' bildirmeleri üzerine nakil işleminin piyasadan temin edilen ve daha önceden karar verilen araçla yapılması talimatı verilmiş ve bu talimat doğrultusunda sabah 07.00 sularında ceset Diyarbakır'a doğru yola çıkarılabilmiştir. Cesedin tabuta ve ceset torbasına konmadığı, cesedin aracın arkasına sıkıştırıldığı iddiaları tümüyle yalan olup söz konusu araç daha önce de birçok olayda cenaze nakli için Cumhuriyet Başsavcılığı'mızca kullanılan araç olup model olarak nakil işlemine uygun tip ve modeldedir. Aracın arka koltukları yatırılarak 2 metre uzunluğundaki tabutun ve ceset torbasının hiçbir sıkışıklığa meydan vermeden araca sığdığı tespit olunarak bu durum fotoğraflarla da belgelendirilmiştir. Ölenin yakınlarının cesede saygı gösterilmediği yönündeki iddiaları da tamamen maksatlı olup Cumhuriyet Başsavcılığımızın bugüne kadar ki uygulamalarının tümünde 'insana saygı esası' odak alınarak hareket edilmiş bu ve benzer bir iddiayla bugüne kadar asla karşılaşılmamıştır.

Kamuoyunu doğru bilgilendirme görevi olan medya mensuplarının konu hakkında araştırma yaparak ve işin esasını öğrenerek hareket etme imkanı varken bu yola tevessül edilmemesi de dikkate değer bulunmuştur. Söz konusu sevk işleminde cesede saygısızlık olarak nitelenebilecek ya da ölenin yakınlarını incitecek hiçbir hadise gerçekleşmediğini kamuoyuna saygıyla duyurulur" denildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber