MTA yeniden Enstitü yapısına kavuşturulsun

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 24 Haziran 2005 14:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün 1980'den sonra ismi ve yapısı değiştirilerek sıradan bir devlet dairesine dönüştürüldüğünü öne sürerek, MTA'nın yeniden Enstitü yapısına kavuşturulması, yönetim kademelerine siyaseten değil liyakaten atamaların yapılması ve yetişmiş deneyimli teknik eleman kadrolarının korunması için gerekli tavrın gösterilmesi gerektiğini bildirdi.

JMO tarafından konu hakkında yapılan yazılı açıklamada, bir Ar-Ge kurumu olarak MTA'nın, TÜBİTAK'ın jeoloji ve madencilik versiyonu olarak ülke ekonomisine çok önemli kazanımlar getireceği belirtildi. 22 Haziran'da MTA'nın 70. yılını kutladığının belirtildiği açıklamada, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü'nün Türkiye'nin jeolojisinin aydınlatılmasında, çeşitli ölçekli ve amaçlı jeoloji haritalarının yapımı ve kullanıma sunulmasında, yeraltı kaynaklarının ortaya çıkarılarak ekonomiye kazandırılmasında, afetlere yol açan jeolojik faktörlerin belirlenmesinde ve en önemlisi bu konularda gereksinim duyulan teknik elemanların yetiştirilmesinde görev üstlenmiş, saygın bir kurum olarak haklı bir isim yaptığı belirtildi. Kurumun Enstitü kimliğinin, 12 Eylül etkisiyle 1983 yılında değiştirildiğinin ifade edildiği açıklamada, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü adını alan kurumun, bilimsel araştırmalar yapan özerk kamu kurumu yapısının bu dönemden sonra politik atamalarla siyasi iktidarların oyuncağı durumuna sokulduğu iddia edildi.

Son 20-25 yıllık dönemde MTA'nın gerileme sürecini yaşadığının savunulduğu açıklamada, MTA'nın siyasilerin kadrolarını yerleştirdiği bir kurum haline getirildiği, deneyimli eleman kadrosunun ya emekli olduğu ya da değişmiş yapısıyla MTA'dan aradığını bulamayanların başta üniversiteler olmak üzere diğer kuruluşlara geçmesiyle büyük kan kaybına uğradığı kaydedildi. Bütçeden MTA'ya ayrılan kaynağın neredeyse sadece personel giderlerini karşılayabildiğinin belirtildiği açıklamada, bu kaynaktan araştırmaya ayrılan payın ise yüzde 2-3'lerle sınırlı kaldığı kaydedildi. Açıklamada ayrıca, "Dolayısıyla MTA, 1980 yılı öncesinde yenilikleri izleyen, bilim ve teknolojideki yeni gelişmeler ışığında program yapan ve ülke gereksinimlerini araştırıp bu doğrultuda proje üreten bir kurum olmaktan çıkmış, rutin işlerle uğraşan, siyasilerden gelen talepleri karşılayan, yeniliklere kapalı bir kuruluş haline getirilmiştir" denildi.

Bilimsel bilgi birikimi olmayan kişilerin siyaseten yönetici olarak atanmalarının, son 15-20 yıldan beri vazgeçilmez bir davranış biçimi olduğunun öne sürüldüğü açıklamada, son birkaç yıldır sürdürülen çabaların MTA'nın eski görkemli günlerine dönme umudunu yarattığı, ancak özellikle son dönemdeki siyasi müdahalelerle, bilimsel ve teknik çalışma ikliminin tahribine yönelik sürecin ivme kazandığı savunuldu. Deprem, heyelan, çığ ve taşkın gibi doğa olaylarının gerekli önlemler alınmadığında birer doğal ve sosyal afete dönüşmesinin, Türkiye'de jeolojik araştırmalara ve genel olarak mühendislik disiplinine yeterince önem verilmediğini gösterdiğinin de belirtildiği açıklamada, bilinen tüm yeraltı kaynaklarını bulan MTA'nın, 1980'den sonra ismi ve yapısı değiştirip sıradan bir devlet dairesine dönüştürülerek, bilinçli bir şekilde etkisiz hale getirildiği iddia edildi. Açıklamada, MTA'nın enstitü yapısının ve işlevinin geri verilmesi gerektiği belirtilerek, MTA'nın bir Ar-Ge kurumu olarak, TÜBİTAK'ın jeoloji ve madencilik versiyonu olmasıyla Türkiye ekonomisine çok önemli kazanımlar getireceği ifade edildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber