'Cuntaları değil, cuntayı ihbar eden Samet Kuşçu'yu cezalandırmak gibi olacak'

Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap, yayınlanmasında kamu yararı bulunan, kamuoyunun haber alma ve basın hürriyeti kapsamında kalan bu tür verileri haber yapan basın mensuplarını cezalandırmayı öngören bir yasa yapmanın cuntaları değil, cuntayı ihbar eden Samet Kuşçu'yu cezalandırmak gibi olacağını söyledi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 04 Haziran 2012 17:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap, yayınlanmasında kamu yararı bulunan, kamuoyunun haber alma ve basın hürriyeti kapsamında kalan bu tür verileri haber yapan basın mensuplarını cezalandırmayı öngören bir yasa yapmanın cuntaları değil, cuntayı ihbar eden Samet Kuşçu'yu cezalandırmak gibi olacağını söyledi.

Konuya ilişkin bir açıklama yapan Kasap, Meclis Adalet Komisyonu'nda yapılan görüşmeleri sırasında iktidar partisine mensup milletvekillerinin teklifi ile ifşa edilmiş verilerin basın yayın yoluyla yayınlayanlara da aynı cezanın verilmesine ilişkin bir ekleme yapılarak tasarının değiştirildiğini hatırlattı.

Kasap, kamuoyu basın mensuplarının bu tür verileri haber yapması sayesinde bir Genel Kurmay Başkanı'nın ülkenin başbakan yardımcısı hakkında yasadışı takip ve izleme emri verdiği itirafını, eski bir Genel Kurmay Başkanı'nın muhalefet partisi başkanına Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde TBMM'ye gitmeme talimatı verdiğini, ülkemiz hava sahasına giren İsrail uçaklarına müdahale edilmediğini, radarların kasten kapatıldığını, bozma mı istersin, onama mı diyen Yüksek Yargı mensuplarının olduğunu, Savcılık tarafından istenen bilgisayar hard disklerinin nasıl temizlendiğini" öğrendiğini ve bu kişilerin en azından bir kısmının yargı önünde hesap vermesinin sağlandığını ifade etti.

Bu tür konuşmaları kaydedip yayınlamanın mutlaka suç olduğunu vurgulayan Kasap, ancak bir kere yayınlanan bu verilerin haber yapılmasının ise demokratik hukuk devletlerinde cezalandırılmayacağının altını çizdi. Bu tür verilerin kamuoyundan gizlenmesinin haber yapanlar için ise 5 yıl gibi ağır cezalar öngörülmesinin ancak baskıcı otoriter rejimlerde söz konusu olabileceğine dikkat çeken Kasap, "Ayrıca ismi 'Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi' olan bir yasa tasarısına basın mensupları için 5 yıl hapis cezası öngören bir yeni düzenleme eklenmesi acı bir ironi olmuştur. Son dönemde çıkarılan yasa tasarıları kamuoyunda yeterince tartışılmamakta açıklanan tasarı ve tekliflere son dakika müdahaleleri yapılarak o yasanın genel mantığına ters ya da o yasa ile hiç ilgisi olmayan eklemeler yapılmaktadır. Sonra yapılan hata görülmekte çok defa yasa daha yürürlüğe girmeden erteleme yahut yeni değişiklikler yapılmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 2004 yılında kabul edilmiş, yürürlüğe girmesi iki kez ertelenmiş, yürürlüğe girmeden önce ve girdikten sonra pek çok değişikliğe maruz kalmıştır ve kalmaktadır. Temmuz ayında yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanunu'nun ertelenmesi ya da 35 maddesinde değişiklik yapılması hükümet tarafından şimdiden dile getirilmiştir. Tüm bunlar kanunların hükümet tarafından iyi şekilde hazırlanmadığı, TBMM'de yeterince tartışma ve müzakere yapılmadan kabul edildiğini göstermektedir. Ayrıca, yayınlanmasında kamu yararı bulunan, kamuoyunun haber alma ve basın hürriyeti kapsamında kalan bu tür verileri haber yapan basın mensuplarını cezalandırmayı öngören bir yasa yapmak, Cuntaları değil, cuntayı ihbar eden Samet Kuşçu'yu cezalandırmak gibi olacaktır. Tarihten ders alınmasını ve bu yasal düzenlemeden dönülmesini temenni ederiz." diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber