Aile Hekimliği projesi 15 Eylül'de başlıyor
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, uzun zamandır hazırlıkları yapılan Aile Hekimliği
Projesi'nin 15 Eylül tarihinde pilot il Düzce'de başlayacağını belirterek, uygulamanın
daha sonra 10 ilde yaygınlaştırılacağını açıkladı. Akdağ, Aile Hekimliği Projesi'ne
karşı çıkan Türk Tabipleri Birliği'ni (TTB) de eleştirerek, "Vatandaşın
özel sektörde para karşılığı hekim seçmesine 'evet' diyorlar, ama hastanelerde
bu uygulamaya karşı çıkıyorlar. Bu ne yaman çelişki" dedi.
Akdağ, TTB'yi, komünizm gibi tüm dünyada modası geçmiş bir ideolojik görüşü
Türkiye'de hakim kılmaya çalışmakla suçladı. Akdağ, İHA muhabirine yaptığı açıklamada,
25 yıldır konuşulan, ancak hiç bir hükümetin gerçekleştiremediği Aile Hekimliği
Projesi'ni 2.5 yılda uygulamaya koyduklarını ifade ederek, "Bu projeye
karşı çıkanları anlamıyorum. Bir taraftan 'Aile hekimliği başlamasın' diyorlar,
bir yandan da 'Neden gecikti?' diye bizi eleştiriyorlar. Projenin uygulanmasını
istemiyorsanız başlamadığı için sevinin" diye konuştu.
15 Eylül'de başlayacak olan projenin daha sonra 10 ilde daha yaygınlaştırılacağını
anlatan Akdağ, "2004 yılı Aralık ayında kanun çıkardık ve çok önemli 2
yönetmelik hazırladık. Aile sağlığı elemanlarını eğittik, bir bilgisayar programı
yaptık ve bunun sahada uygulanmasını sağladık. 15 Eylül'de hasta kayıtları başlıyor.
6 aylık uygulama sonunda değerlendirme yapıp, 10 ilde daha Aile Hekimliği uygulamasını
yaygınlaştıracağız. Bu 10 il henüz belli değil. Orta ölçekli, büyük ölçekli,
Doğu'dan ve Batı'dan karma bir yapı düşünüyoruz. Bu arada kanun ve yönetmelikte
bazı değişiklikler yapabiliriz" açıklamasında bulundu.
"Bunlar çok kolay işler değil. Kolay olsaydı bizden önceki hükümetler bunu
sadece konuşmaz yaparlardı" diyen Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ASIL BİR BİREYİN KENDİ HEKİMİ SEÇEMEMESİ İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR"
"Aile hekimliği bize vatandaş olarak, güvendiğimiz ve kendi seçtiğimiz
hekimle sürekli irtibat kurma imkanı tanıyacak. Hizmetinden memnun olmadığımız
hekimi değiştirebileceğiz. Aile hekimimizin bizi takip etme gibi sorumlukları
olacak. Bir kayıt sistemi içerisinde bizi takip edecek. Koruyucu sağlık hizmetleriyle
ilgili uygulamaları yapacak, hastalandığımız zaman tedavimizi ve rehberliğimizi
yapacak. Bir uzman hekime göndermişse sonuçlarını izleyecek. Aile hekimliği,
çok çağdaş ve Avrupa'nın hemen her ülkesinde değişik uygulamalarıyla kullanılan
bir yöntemdir. Bir sağlık ocağına gittiğiniz de karşınıza bir hekim çıkar. Hekim
sizi muayene eder ve yönlendirir. Ancak bir daha gittiğinizde o hekimi göremezsiniz.
Düzenli bir kayıt sistemi olmaz ve istediğiniz hekimi seçemezsiniz. Size daha
üstün bir hizmeti veren hekimi seçerek onu ödüllendiremezsiniz. Çünkü Aile Hekimliği
Projesi ile tercih edilen hekimlere daha fazla ödeme yapıyoruz. Ülkemizde ilk
de bireylerin sürekli kaydını yapan bir sağlık sistemine başlıyoruz. Bunlar
çok kolay işler değil. Kolay olsaydı bizden önceki hükümetler bunu sadece konuşmaz
yaparlardı. Bir çok başarılı dönüşüm çalışmamız oldu. Zor bir projedir, kolay
değildir. Halkın, hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının davranış modellerini
değiştirmek kolay değildir. Öyle hop diye olacak bir proje değildir."
Aile Hekimliği Projesi'yle ilgili sert eleştirilen yönelten TTB'ye tepki gösteren
Bakan Akdağ, "Şu anda tabiplerimizin meslek örgütü, mesleğini serbest olarak
icra eden tabiplerin şekillendirdiği bir örgüt. Bu örgüt mesleğini serbest olarak
yapan, muayene açan, vatandaşın daha çok para vererek tercih ettiği hekimlerce
yönetiliyor. Sadece serbest çalışan hekimler buraya üye olmak zorunda, kamuda
çalışanların böyle bir zorunluluğu yok. Paramızı verince hekim seçebiliyoruz,
kamuda yapamıyoruz. Parayla olunca hekim seçme özgürlüğüne 'evet', parasız olunca
'hayır' diyorlar. Sonra kalkıp AK Parti 'sağlığı piyasalaştırıyorlar' diyorlar.
Bu ne yaman çelişki. Halkın özel sektörde hekim seçmesine neden tepki göstermiyorsunuz?"
diye konuştu.
Proje kapsamında bulunan hekim seçme uygulamasının insan haklarına aykırı olduğu yönündeki eleştirileri de cevaplayan Akdağ, "Asıl bir bireyin kendi hekimi seçememesi insan haklarına aykırıdır. Bu iddiaların sahipleri ya kendilerine güvenmiyor ya da dünyada modası geçmiş komünizm ve sosyaliz gibi ideolojik görüşleri halen daha Türkiye'de hakim kılmaya çalışıyorlar" dedi.
AİLE HEKİMLİĞİ PROJESİ NEDİR?
Düzce'de birinci basamak sağlık hizmetleri ve koruyucu sağlık hizmetleri aile
hekimleri tarafından verilecek. Birinci basamak sağlık hizmetleri ücretsiz olacak,
ancak aile hekimine gitmeden doğrudan hastaneye giden kişi cebinden katkı payı
ödemek zorunda kalacak. Birinci basamakta sağlık güvencesi aranmayacak. Düzce'de
aile hekimine giden hastalar cebinden ödeme yapmayacak. Aile hekimliği sisteminden
yararlanan hastaların tedavi giderleri genel bütçeden karşılanacak. Maliye Bakanlığı,
genel bütçeden aile hekimliği için bütçe kalemi oluşturacak. Aile hekimleri,
aile hekimliği uzmanı ya da eğitim görmüş pratisyen hekim veya uzman hekimlerden
oluşacak. Pilot uygulamada kamu personeli olan hekimlerden gönüllü olanlarla
aile hekimliği hizmeti verilecek. Kamu görevlisi hekim, kendi kadrolarındaki
özlük hakları korunacak şekilde ücretsiz izinli sayılarak aile hekimi olarak
sözleşmeli çalışacak. Bu kişiler başarısız olmaları ya da istemeleri durumunda
eski kadrolarına dönebilecekler. Her hekimin yanında ebe, hemşire ya da sağlık
memuru gibi en az bir aile sağlığı elamanı çalışacak.
Aile hekimleri tam gün esasına göre çalışacak, çalışma saatleri haftada 40
saatten az olmayacak. Ancak esnek çalışma saati uygulanacak, hekim çalışma saatini
kendisi belirleyecek. Aile hekimleri, prim usulüne göre kendilerine kayıt olan
kişi başına ek bir ücret alacak. Mahrumiyet bölgesi ya da taşrada çalışan aile
hekiminin primi yüksek tutulacak.
Aile hekimleri en az bin, en fazla 4 bin kişi kaydedebilecek. Binin altında hasta kaydeden hekim bu durum süreklilik gösterirse görevi bırakıp eski işine dönecek. Bakanlık, 2005'in ilk yarısından sonra aile hekimliği sistemini yurt geneline yaygınlaştırmayı planlıyor.