Boğaziçi Üniversitesi önünde protesto gösterisi

Haber Giriş : 23 Eylül 2005 12:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

"Milli Güç Platformu" üyeleri, İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararı verdiği "İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları" başlıklı konferansın gerçekleştirilmesi planlanan Boğaziçi Üniversitesi'nin ana kapısı önünde protesto gösterisi yaptı.

Platform Başkanı ve Hukukçular Birliği Yönetim Kurulu Üyesi avukat Kemal Kerinçsiz, burada platform üyeleri adına yaptığı açıklamada, mayıs ayında Boğaziçi ve Sabancı üniversitelerince 'İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri" konulu konferans düzenlendiğini, ancak Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in toplantının "Milletin arkasından hançerlenmesi" anlamına geldiğini ifadesi üzerine ertelendiğini söyledi.

Kerinçsiz, şu görüşleri ileri sürdü:

"Maalesef bugünkü ertelemeye eleştiri yapanlar, o zaman Başbakan ve hükümet kanadı, yine kendi hükümet kanadından gelen tepkilere ses çıkarmamışlardı. Bugün göstermiş oldukları katı, sert acımasız eleştirileri yapmamışlardı. Aradan 3 ay geçti. Türkiye'deki Ermeni diasporası çok güzel çalışıyor ve ikinci konferans kararı verildi.

Bu karar, hükümetin dışarıdan almış olduğu Avrupa Birliği (AB) dayatmaları sonucunda oldu. Başbakan'ın kendine özgü fikri değildi.

Dün Avrupa Parlamentosu'nda Ermeni konusu tartışılırken, bu olay gündeme geldi ve bir parlamenter, 'Bize söz verilmişti, nasıl ertelenir?' diye tepki gösterdi. Bu sözü veren kimler? Başbakan mı, Dışişleri Bakanı mı? Başbakan'dan bu konuda açıklama bekliyoruz." Mahkemece durdurulan konferansın bilimsel olmadığını savunan Kerinçsiz, toplantıda sadece Ermeni diasporasının tek yanlı ifade ettiği fikirlerin tartışılmak istendiğini ileri sürdü.

"MAHKEMEYE BÜYÜK SALDIRI YAPILDI"

Kerinçsiz, İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nin konferansa ilişkin yürütmeyi durdurma kararına da değinerek, şunları kaydetti:

"Toplantının ertelenmesinden sonra mahkemeye büyük saldırı yapıldı. Bu saldırıyı yapan da Sayın Başbakan olmuştur. Başbakan, 3 kişiden oluşan idare mahkemesi heyetinden birinin ismini açıkça zikrederek diğer iki hakimi tahkir etmiştir. Hukuki bilgileri yerin dibine batırmıştır. Böyle bir hakkı ve hukuku yoktur. Düşünce hak ve özgürlüğünden bahsederken, Anayasa'nın temel ilkesini başta Sayın Başbakan olmak üzere Başbakan gibi düşünen bazı siyasetçiler, bazı medya mensupları mahkemenin üzerine saldırmışlardır. Bir dava devam ederken asla müdahale edilmemesi gerektiği fikrini bir tarafa atmışlardır. Alınan karar ihtiyati tedbirdir. Asıl dava devam etmektedir." Avukat Kemal Kerinçsiz, "iktidarın bir kanadının 'verdiğiniz karar yanlıştır' diye hakimlerin üzerine gittiğini" iddia ederek, "Başbakan'a soruyorum. Açıklamalarınızdan sonra mahkemenin tesir altında kalmaması mümkün mü? Dava devam ediyor. Hakimler nasıl karar verecek? Bundan sonra çıkan kararın, Başbakan'ın baskısı altında çıktığı inancında olacağız. Böyle bir hukuk ihlalini kabul edemeyiz" diye konuştu.

Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını 19 Eylül Pazartesi günü aldığını ve APS yoluyla düzenleyici üniversitelere gönderdiğini dile getiren Kerinçsiz, kararın infazı için dün noter vasıtasıyla tebligat yaptırdıklarını hatırlattı.

Kerinçsiz, tebligatlarından önce kararın üniversitelere gittiğini, ancak herhangi bir gelişme olmadığı için kendilerinin kararı yeniden üniversitelere, İstanbul Valiliği'ne, Emniyet Müdürlüğü'ne, Sarıyer ve Beşiktaş ilçe emniyet müdürlüklerine tebliğ ettirdiklerini kaydetti.

Kemal Kerinçsiz, "İşin gerçeği bu konferansın amacı Sevr'in yeniden hortlatılmasıdır. Ülkenin kaosa sürüklenmesi ve parçalanmasının sağlanmasıdır. Ermenistan ve Kürdistan'ın oluşumunun sağlanmasıdır" dedi.

"527 BİN TÜRK ERMENİ ÇETELERİNCE KATLEDİLDİ"

Milli Güç Platformu Başkanı Kerinçsiz, Türk milletinin tarihinin dünyanın en şerefli ve en temiz tarihi olduğunu vurgulayarak, Türk milletinin hesabını veremeyeceği, utanacağı hiçbir davranışı olmadığını, buna Ermenilerin 1915'te güvenlik nedeniyle göç ettirilmelerinin de dahil bulunduğunu söyledi.

Osmanlı'nın Ermeni tehciri kararında haklı olduğunu ifade eden Kerinçsiz, Türkiye'nin bu konudaki arşivlerini açtığını, arşivlere göre de Ermeni çeteleri tarafından katledilen Türklerin sayısının 527 bin olduğunu anlattı.

Kerinçsiz, "Boğaziçi Üniversitesi'nin 'gerçek dışı Ermeni tezlerini sunmak amacıyla bu konferansı düzenlediğini, bu üniversitenin bir devlet üniversitesi olduğunu" kaydederek, "Ancak bu üniversitenin en önemli özelliği, 'Ben İstanbul'u bu tepeden fethedeceğim' diyen Amerikalı misyoner Hamlin tarafından Robert Kolej namıyla kurulan bir misyoner ve ajan okulunun devamı olmasıdır" diye konuştu.

Türk milletinin hoşgörülü ve sabırlı olduğunu, ancak sabrının da bir sınırı bulunduğuna işaret eden Kerinçsiz, gün gelip sabrın taşabileceğini sözlerine ekledi.
Bu arada platform üyeleri, üzerinde "Dünü unutmadık" yazısı ile Ermenilerin Türklere yaptıkları katliamlara ilişkin fotoğrafların yer aldığı panoyu üniversitenin kapısının önüne bıraktılar.

Platformun protestosuna, Milliyetçi İşadamları Derneği, Kıbrıs Türk Dernekleri, Hukukçular Birliği, Balkan Türkleri dernekleri ve MHP üyeleri ile Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Sözcüsü Sevgi Erenerol da katıldı.

Öte yandan Kültür ve Töre Derneği üyeleri, üniversitenin kuzey kampusü önündeki yolun karşısındaki duvara da, üzerinde "Hocalı katliamını unutmadık", "Ermeni çetelerin katlettiği Türk diplomatları unutmayalım" yazılı pankartlar ile Ermenilerin katlettiği Türklerin fotoğraflarını astılar.

Dernek Başkanı emekli Kurmay Albay Necati Çankaya da Ermenilerin gerçekleştirdikleri katliamları anlattı.

Çankaya, tek yanlı konferans düzenlenmesine izin veremeyeceklerini ve ülkeye sahip çıktıklarını söyledi.

BEDRİ BAYKAM'IN AÇIKLAMASI

BÜ önünde "Yurtsever Hareket" adına basın açıklaması yapan sanatçı Bedri Baykam da, "konferansın son derece yanlı, antidemokratik ve dünya kamuoyunu yanıltıcı bir anlayışla düzenlendiğini" savunarak, "toplantının yapılmamasını tercih ettiklerini" söyledi.

Baykam, şunları kaydetti:

"Ancak demokratik bir ülkede önyargılı, bilimsel ve demokratik nesnellikten uzak böyle bir toplantının düzenlenme özgürlüğü olduğunu, üzüntüyle de olsa kabul ediyoruz. Bu nedenle, izleyicilerinin bile seçilerek çağrıldığı ve çoğunlukla soykırım tezini savunan konuşmacıların yer aldığı, tartışmaya açık olmayan, karşıt görüşlere kapalı toplantıyı protesto ediyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber