Allah Rahmet eylesin. Erdemir özelleştirildi bile!

Biri ismini vermeden, diğeri adıyla sanıyla eleştiriyor da eleştiriyor. İsmini vermeyenin umudu, belki tekrar Erdemir'de iş bulmak. CHP Ereğli İlçe Yönetimi'nden Mustafa Karadeniz 25 yılını Erdemir'e verip, emekli olmuş. "300 kişiyi mühendis yaptılar, birini bile süpürgeci yapmam" diyerek, AKP'nin kadrolaşmasını eleştiriyor. "Öyle böyle özelleştirilecek ama" diyorum. Yorgun yorgun başını sallayıp, "Allah rahmet eylesin" diyebiliyor...

Ereğli'de hemen herkes Erdemir ile dünden ya da bugünden bir ilişki içinde... Tabii ki hemen herkesin de gelecekte bir Erdemir tasavvuru var. Genellikle o kallavi maaşa ilişkin hayaller bunlar... Aslına bakarsanız, birkaç kişi dışında kimse teorik olarak Erdemir'in özelleştirilmesi ya da kamu teşekkülü olmasıyla fazlaca ilgili değil. Önemli olan Erdemir'in kendi hayatına nasıl bir katkı yapacağı... O yüzden kimisi bu hükümeti ve şimdiki Erdemir yönetimini eleştirmeye gelince coşuyor, sonrasında ise "Aman adımı yazmayın" notunu düşüyor. Bu kişilerden biri de 22 yıl Erdemir'de çalışmış bir mühendis. AKP gelir gelmez, bir liste hazırlamış... Liste 'yollanacaklar' listesiymiş ve kendi ismi de bu listedeymiş. Ne hikmetse listede yer alan isimlerin hemen hepsi, sosyal demokratmış. Yani başta başbakan "Erdemir'de pislik var" demesine rağmen yeni pislikler ortaya çıkıyormuş.

"Siz bizden değilsiniz deyip işten attılar!"
"Peki bu listenin taraflı olduğunu nereden anladınız?" diye soruyorum. "Eğer sizi çıkartıp, sizden daha yaşlı ve deneyimsiz kişileri yerinize yerleştiriyorlarsa ve bu kişiler her ne hikmetse iktidarın görüşündense, başka bir sebep aramaya gerek var mı? Listeyi hazırladılar ve 'Siz bizden değilsiniz' dediler. Durum bundan ibaret" diyor.

Tamam anlaşıldı, AKP de kadrolaşma faaliyetlerim kaldığı yerden sürdürmeye devam ediyor. İddialara göre bu kadrolaşma sonucunda Erdemir'e tam 900 kişi alınmış. Atılan yönetici sayısı ise 90. Attıkları bir mühendisin yerine tam beş kişi almışlar. Yine canı yanan Erdemirli mühendisin ifadesine göre, o aldıkları beş kişi bir mühendisin işini yapamıyormuş. Belki biraz canı yandığından abartıyor olabilir, ama ateş olmayan yerden duman çıkmayacağını düşününce, ortada bir şeyler döndüğünü hissetmek hiç de zor değil. Peki tüm bu eleştirileri dile getiriyor da neden ismini vermiyor? Çünkü hâlâ bir umut Erdemir'deki görevine geri döneceğini düşünüyor. İyi de nasıl? Bilemiyoruz, ama herhalde o da bir kadrolaşma açığı yakalama peşinde... Ne yapalım Erdemir'de işler böyle yürüyor.

Şimdi adını verip, eleştiride doz yükselten birine verelim sözü... CHP Ereğli îlçe Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Karadeniz, 25 yıl Erdemir'de çalışmış ve bir kazaya uğramadan emekli olmuş. Erdemir'de işlerin nasıl yürüdüğünü biliyor. "300 mühendis aldılar. Ben bunlardan birini Erdemir'e süpürgeci yaparsam adiyim" diye başlıyor söze. "Zaten başbakan pislik var demişti, belki onu süpürmek için almıştır bu mühendisleri?" diyeceğiz, ama Karadeniz zaten esip, üfürüyor daha da coşturmaya gerek yok!

Bu iş de Galataport gibi bitirilir
Mustafa Karadeniz, "Bıyığına, tipine bir bak... İşe alınanların kimlerden olduğunu anlarsın. Bir de kadrolaşmadan şikayet ediyorlar utanmadan" diye sürdürüyor eleştirilerini... Dönüyor geçmişe, Erdoğan'ın bahsettiği pislikleri kendi diliyle anlatıyor. Hedef ANAP iktidarı..."Buradan belli firmalara mal yolluyorlar. Firmadan bir mektup geliyor 'Mal hatalı' diye... Bir rapor tutuluyor, düzgün malı yarı fiyatına peşkeş çekiyorlar. Hepsi danışıklı dövüş. Sonra o malı vatandaşa sağlam mal fiyatına satıyorlar. Mal sağlam tabii, çürük olan yönetim!" Hemen AKP'ye dönüyor: "Bu suistimaller Kerim Dervişoğlu zamanında da oldu. Yani AKP'nin Erdemir'in başına getirdiği genel müdür zamanında da..." Karadeniz, tabii ki özelleştirmeye karşı, ama ne fayda!.. "Erdemir daha iyi yönetilse ve yanına bir Erdemir daha yapılsa daha iyi olmaz mı? Yavaş büyüdü ama büyüdü... Erdemir'i de soymasaydılar. Daha da iyisi yapılırdı... Bu yüzden özelleştirilmemeli, yönetimi özerkleştirilmeli. Devlet denetleyici olmalı! Ama AKP bu işi çoktan kapalı kapılar ardında bitirmiştir. Bu iş de Galataport gibi olur!"

Sonuna kadar dinleyip, tek bir cümle ediyorum. "Yani Erdemir gitti, gider" diyorum, içimden şimdi kızacak diye korka korka... Pili bitiyor... "Vallahi öyle. Allah rahmet eylesin" diyebiliyor...

Erdemir için sağcısı, solcusu birlik oldu!
Her ne kadar eylemleri ses getirmiyor, yetersiz diye eleştirilse de Türk Metal, Erdemir özelleştirilmesin diye var gücüyle mücadele veriyor. Her gün miting, her gün eylem, her gün açıklama... MHP tandanslı sayılı sendikalardan biri Türk Metal... Mitinglerindeki sloganların haddi hesabı yok... Bazı sloganların "hesabı" gerçekten yok. Bir dinleyin! "Susma sustukça sıra sana gelecek!" Bu, hangi örgütün sloganı? Dev-Sol!

Neyse ki milliyetçi sloganları da bol bol atıyorlar da, ideolojik imajı kurtarıyorlar. Mesela, "Erdemir Türk'ündür Türk'ün kalacak!" Hatırladınız mı, "Kıbrıs Türk'ündür Türk'ün kalacak"ın Ereğlicesi...

Türk Metal'in mitinglerinin bir özelliği de olaysız geçmesi... Siz bakmayın "Erdemir'i satanlar, halka hesap verecek", "Otobana çıkarız, hükümeti yıkarız", "Erdemir'e gelmeyin, bizi katil etmeyin" demelerine, bir fiske vurmaya bile niyetleri yok. Hele ki polisle çatışmaya haşa! Milliyetçi adam devletin polisine el kaldırır mı hiç? Barışçıl yaklaşımları sadece milliyetçilikten kaynaklanmıyor Erdemir işçisinin... Bu durumu Erdemirli bir vatandaş tek cümlede özetliyor: "Bunlar paralı işçi... Bu kadar kazanan adamın mitingle, şiddetle ne işi olur ki!"

Mine ŞENOCAK /Vatan