Kolon kanseri riskini azaltmak için posalı yiyecekler yenilmeli

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 27 Aralık 2012 00:02, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Kastamonu Halk Sağlığı Müdürlüğü kanser ve beslenme arasındaki ilişkiye dair açıklama yaptı. İşte müdürlükten yapılan resmi açıklama...

Kanser oluşumu çok değişik nedenlere bağlıdır. Farklı kaynaklara göre % 10-70 arasında olup, % 35 kabul edilmektedir. Tüketilen besinlerin kalite ve miktarlarının yeni oluşan hücre için önemi büyüktür. Beslenme örüntüsü kanserin oluşumuna etken olduğu gibi kanser de kişinin beslenme durumunu etkilemektedir. Genel olarak beslenmenin kanser oluşumuna etkisini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

1- Posa:

Posa, alınan besinin sindirim sisteminde enzimler tarafından sindirilemeyen ancak organizma için yararlı olan kısmıdır. Diyet posasının yetersizliği ya da yokluğu özellikle kolon kanser riskini artırmaktadır. Posa koruyucu etkisini; dışkı hacmini artırarak, bağırsaktan geçiş zamanını kısaltarak ve safra asit metabolizmasını etkileyerek yapar.

2-Katkı maddeleri:

Doğrudan doğruya günlük diyetimizle aldığımız katkı maddelerinin %90'ını şeker, tuz, baharat, kabartma tozlar, şurup ve çeşitli tatlandırıcılar oluşturmaktadır.

Tuz, özellikle mide ve özefagus kanseri riskini artırmaktadır. Yapay tatlandırıcılardan sakarin ise idrar yolları kanserine sebep olabilmektedir. Etlerin korunmasında kullanılan nitrit ve nitrat da kanser riskini artırmaktadır.

3-Küf ve Toksinler:

Nemli ve sıcak bölgelerde karaciğer tümör sıklığının yüksek olması dikkati çekmiş, yapılan araştırmalarda buralarda çok miktarda tahıl tüketildiği ve tahıllarda bazı küflerin ürediği saptanmıştır. Bunlarda yurdumuzda da özellikle bulgularda görülen afla toksindir.

4-Pişirme yöntemleri:

Değişik pişirme yöntemleri yiyeceklerde bazı kimyasallar bileşikler oluşturmakta, bunlarda organizmada mutajenik etki yapabilmektedir. 5 dk. kızartma, 35 dakika ızgara, 48 saat kaynatma dana etinde mutajenite oluşturabilmektedir.

5-Tütün ve alkol:

Tütün çiğnemenin, sigara içmenin ve tütün dumanına maruz kalmanın ağız, yanak, dişeti, akciğer kanserlerin oluşumunu % 20-30 oranında etkilediği bilinmektedir. Özellikle tütün alkol ile birlikte kullanılıyorsa zararlı etkisi daha da artmakta, özefagus, larinks ve karaciğer kanserleri ortaya çıkmaktadır.

6-Obezite:

Yapılan araştırmalar obez kişilerin aynı yaş ve cinsiyetteki normal ağırlıktaki kişilere göre daha fazla hastalığa yakalanma riski olduğunu göstermiştir. Enerji kısıtlamasının hastalığı başlangıcında etken olmadığını fakat ileri aşamaya gelmesinde rol oynadığını araştırmalar göstermiştir. Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum ve kan kanserleri obez bireylerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görülmektedir.

Hastalık riskini düşürmek için dikkat edilmesi gerekenler:

1- İdeal ağırlığa ulaşmak ve ideal ağırlığı korumak.

2- Günlük enerji alımı ve harcamasını dengelemek.

3- Taze meyve ve sebze tüketimini artırmak, C, A, E vitaminler, karoten ve selenyum alımını artırmak.(Turunçgiller ve havuca diyette yer vermek)

4- Kuru baklagiller ve tam tahıl ürünlerine diyette yer vermek ve böylece posa alımını artırmak.

5- Sarımsak, soğan, nane, maydanoz gibi sebzeleri yemek hazırlamada ihmal etmemek.

6- Alkol, sigara ve katkı maddelerin mümkün olduğunca uzak durmak.

7- Kompleks karbonhidratların alımını artırırken, basit şekerlerin miktarını azaltmak.

8- Yiyeceklerin hazırlanmasında kızartmalardan, tütsülendirmeden sakınmak, salamura, turşu gibi fazla tuzlu yiyecekleri az miktarda tüketmek.

9- Her türlü yağın fazla alınması özellikle meme prostat, testis, rahim, yumurtalık ve kalın bağırsak kanserlerinin oluşum riskini artırdığı için yağ tüketimini kısıtlamak.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber