Bakan Çelik de Erdoğan'ın sözlerini savundu

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Kasım 2005 19:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "(İnancım gereği yapıyorum) diyen insanın yaptığının dinde olup olmadığını tartışmak, size düşmez" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, bir süre önce 1 öğrencinin öldüğü, 13 öğrencinin de yaralandığı Akhisar'daki trafik kazasıyla ilgili gündemdışı söz alan CHP Manisa Milletvekili Ufuk Özcan, taşımalı eğitim araçlarının denetlenmediğini, bazı sürücülerin ehliyetsiz, araçların ise yetersiz olduğunu söyledi.

CHP'li Özcan, "(Kadrolaşmayı iyi başaran anlayışla eğitimi çorbaya çevirdiniz) desek ağır bir söz etmiş olmayız. Okullardaki kantin, tuvalet ve servisler Allah'a emanet. Son günlerde gizli çalışmalarla Anayasa'ya saldırıldığını biliyoruz. Bu ülke sahipsiz değil. Bugün Anayasa ile uğraşanlar, yarın kendileriyle uğraşmak zorunda kalır" diye konuştu.

Özcan'a cevap veren Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, iddiaların asılsız olduğunu; taşımalı eğitim sistemiyle 700 bin öğrencinin taşındığını; 32 bin aracın kiralandığını ifade etti.

Trafik ihlallerinin olabileceğini belirterek, ortaya çıkan bir yanlışla ilgili hukuki ve idari yönden gereğinin yapıldığını söyleyen Çelik'in, "32 bin araç var. Bunların başında, ehliyet soracak birer insan bulunamaz. Manisa'nın 10 milletvekili var. Burada işiniz ne?" demesi üzerine, bazı milletvekilleri tepki gösterdi.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, "Demagoji yapıyorsunuz" sözlerine Bakan Çelik, "Görevimin şuurundayım, farkındayım. Aile ve siyasi terbiyesi almış biriyim. Sizlere sözünüzü iade ediyorum" diye karşılık verdi.

"Taşımalı eğitimi keyfimizden yapmıyoruz" diyen Çelik, benzer uygulamanın Avrupa'daki bazı ülkelerde de olduğunu bildirdi.

"HİÇ KİMSENİN UYARISINA İHTİYACIMIZ YOK"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın türban ile ilgili ifadelerinin, "Hiçbir tefsire gerek bulunmayan sözler" olduğunu söyleyen Çelik, "Yapılan, dini inançlardan dolayı yapılıyorsa, tesettür dinin emrine göreyse buna inanır veya inanmazsınız. 'Niçin 5 vakit namaz kılıyorsunuz' diye soramazsınız" dedi.

Bu sözler üzerine, CHP'li milletvekilleri sıralara vurarak tepki gösterdi, AK Parti'li milletvekilleri ise Bakan Çelik'i alkışladı.

"İsterseniz İslam dininden değil, Hıristiyan dininden örnek veriyim" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Laik devletin tanımı, 'devletin icraatlarına dini esaslarını karıştırmayan' devlettir. Bu, Hıristiyan, Ateist, Budist olur, şu veya bu din olabilir. Sihler başlarına sarık sarıyor. Kanunlar yasaklayabilir ama 'inancımız gereği takarız' demiş ve takmışlar.

Başbakan'ın söylediği de bu...

'İnancım gereği yapıyorum' diyen insanın yaptığının dinde olup olmadığını tartışmak, size düşmez. Öyle kabul etmek zorundasınız.

Hakim, hukuk kararlarıyla bunu yasaklayamazsınız. İnancı gereği ateşe de tapabilir... Bunda yapabileceğiniz bir şey yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletin sahibi biziz. Hiç kimsenin uyarısına ihtiyacımız yok."

ŞEKER PANCARIYLA KÜRSÜYE ÇIKTI

Şeker pancarı üreticilerinin sorunlarıyla ilgili gündemdışı söz alan CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, Genel Kurul kürsüsüne elinde şeker pancarı ile çıktı.

TBMM Başkanvekili Ali Dinçer'in, şeker pancarını idare amirlerine teslim etmesi uyarısında bulunmasına rağmen Yıldırım, "Şeker pancarını herkes görsün" diyerek vermedi.

Dinçer'in, "şeker pancarını bırakıncaya kadar mikrofonu konuşmaya açmayacağı" ikazına rağmen ısrar eden Yıldırım'ı, CHP Ankara Milletvekili Bayram Meral ikna ederek, şeker pancarını elinden aldı.

Yıldırım, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2002 yılında "şeker pancarı kotalarını kaldıracağı" yönünde söz verdiğini ifade ederek, bu sözün tutulmasını istedi. Dünyada hiçbir ülkede üretimin ve verimin cezalandırılmadığını ifade eden Yıldırım, "Kotayla fazla üreten çiftçiye ceza veriliyor. Çiftçiye Allah vermiş, çok ürün almış.

Allah'ın ödüllendirdiğini sen cezalandıramazsın" dedi.

AK Parti'li milletvekillerinin tepkileri arasında konuşmasını sürdüren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Ulemaya soralım bu konuda ne diyor? Terleyenin hakkını vermezsen, bu hakkı sandıkta halk sorar. Kul hakkı olduğu için Allah da ahirette sorar. Ben iki Mustafa'ya aşığım, biri Mustafa Kemal, diğeri Muhammed Mustafa...Sizde birisi eksik. Meydanlarda söz verdiniz, bu sözü tutmanızı istiyoruz. İstediğiniz kadar protesto edin, yüreğimi küçültemezsiniz. Cenabı Hak vermiş,

'siz cezalandırıyorum' diyemezsiniz." "Verdiğiniz sözü tutmazsanız Meclis'i bütün çiftçilerle işgal ederiz" diyen Yıldırım'ı, TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, "Burası milletin Meclisidir. Herkes rahat bir şekilde gelebilir. İşgal sözünü yakıştıramadım" diye uyardı.

Yıldırım'ın, "Ben iki Mustafa'ya aşığım, sizde birisi eksik" sözlerine cevap vermek isteyen AK Parti'li bazı milletvekillerine söz vermeyen Dinçer, "Bütün Ahmetler de Mustafalar da bizim" dedi.

AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız ise gündemdışı konuşmasında, kültürün temel kavramının hoşgörü olduğunu ifade etti "Ülkede huzur ve hoşgörülü olması için vatandaşın talebine azami dikkat ediyoruz" diyen Yıldız, "milletin kalbine kimsenin nifak sokamayacağını, bu nifakları da yeşertemeyeceklerini" söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber