Gerçek mutluluğa nasıl ulaşılır?

Hürriyet yazarı Özgür Bolat'tan mutluluğa dair iki güzel yazı...

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 01 Mart 2013 10:45, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59
Gerçek mutluluğa nasıl ulaşılır?

Gerçek mutluluk deyince hemen insanın aklına şu soru geliyor?

Sahte mutluluk da mı var?

Para, statü, mevkii, mal, mülk başlangıçta bir mutluluk sağlıyor ama etkisi çabuk geçiyor. Yani, sahte bir mutluluk sağlıyor. Peki, gerçek mutluluğa nasıl ulaşılır?

Bunun özünde 'kabul' var.

Daha önceki bir yazımda 'kabul görmeden' bahsetmiştim

Şimdi de diğer boyutundan bahsedeceğim: kabul etmeden.

Kabul etmek, insanın mutluluğu için önemli bir koşul. Nasıl mı?

KABUL ETME NASIL MUTLULUK SAĞLIYOR?

'The Art of Choosing' (Seçme Sanatı) kitabının yazarı Sheena Iyengar Hindistan'da görücü usuluyle evlenen ile aşk evliliği yapan çiftleri karşılaştırıyor.

Aşk evliliği yapan çiftler başlangıçta daha mutlu iken, zaman geçtikçe mutluluk dereceleri düşüyor. Ama görücü usuluyle evlenen çiftler zaman geçtikçe daha mutlu oluyor.

Nasıl oluyor da eşlerini düğünde gören çiftler daha mutlu olabiliyor?

Çünkü boşanmanın hoşgörülmediği toplumlarda, ne olursa olsun eşini olduğu gibi kabul etmek şart.

Bu kabul de mutluluk getiriyor.

BİR ARAŞTIRMA

Bu bulgu laboratuvar ortamında da bilimsel olarak ispatlanıyor.

'Stumpling upon happiness' (Mutluluğa Rastlamak) kitabının yazarı Harvard profesörü Daniel Gilbert bir deneyde öğrencilere iki tane fotoğraf çektiriyor.

Deney sonunda fotoğrafların bir tanesini seçmelerini, diğerini de bırakmalarını istiyor.

Bu safhadan sonra öğrenciler iki gruba ayrılıyor.

Bir gruba seçtikleri fotoğrafı, daha sonra bıraktıkları ile değiştirme hakkı veriyor. Diğer gruba bu hakkı vermiyor.

3 hafta sonra her iki gruba da soruyorlar: 'Seçtiğiniz fotoğrafı ne kadar sevdiniz?'

Değiştirme hakkı olmayanlar fotoğrafı daha çok seviyor. Neden?

Çünkü seçimlerini kabul etmek zorundalar. Yine görüyoruz ki bir şeyi olduğu gibi kabul etmek, mutluluğu artırıyor.

DOĞAYA KARŞI TUTUM

Kabulun önemini hayatımızda da gözlemleyebiliriz.

Örneğin, biz asla şu nehir biraz daha kısa olsaydı ya da şu gökkuşağı biraz daha sağ tarafta olsaydı, demeyiz. Doğayı olduğu gibi kabul ederiz.

Aynı şekilde iç motivasyonlu dindarlar da hayatı olduğu gibi kabul ettiği için daha mutlu.

(Cennet ve cehennem korkusundan dolayı ibadet yapanlar dış odaklı oluyor.)

Aslında insanları da olduğu kabul etsek, mutluluğumuz ikiye katlanır.

YARGI MUTLULUĞUN DÜŞMANI

Mutluluk kabule bağlıysa, kabulün düşmanı da yargı.

Yargıladığımız şeyler bizim için hep endişe kaynağıdır. Çünkü yargılıyorsak, onu olduğu gibi kabul edemeyiz. Bu da bize mutsuzluk verir.

Kendilerini olduğu gibi kabul edenler her zaman daha mutlu. Örneğin, sürekli kendilerini ve başkalarını yargılayan mükemmelliyetçiler, çok daha az mutlu oluyor.

SEÇİM HAKKI

Hatta bazı insanlar kendi mutluluklarını artırmak için seçim haklarından bile vazgeçiyor. Tabii bu mekanizma aslında doğal olarak ortaya çıkıyor.

Bilinç düzeyi düşük insanlar, seçimlerinin farkında olmuyor. Durum böyle olunca da seçenekler arasında ayrım yapmıyor. Kendilerini sunulanları olduğu gibi kabul ediyor.

Bu da stresi ve kaosu azaltarak, yaşamı kolaylaştırıyor.

Eğer seçim yapma hakkını kullansa ama seçtiklerine sahip olamazsa, bu sefer kabulü düştüğü için mutsuz oluyor.

Sonuç olarak gerçek mutluluğa ulaşmak istiyorsak, insanları ve kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz. Değişim veya seçim yaptığımızda da, bunu kabul üzerine inşa etmeliyiz.


İnsan nasıl mutlu olur?

Haftasonu TEDx konuşması için Frankfurt'taydım.

Konuşmamın başlığı 'Mutluluk yanılgısı: Okullar nasıl mutsuz çocuklar yetiştiriyor?''du.

Bir kez daha gördüm ki hangi kültürden ya da milletten olursa olsun herkes mutlu olma ve kabul görme çabası içinde.

Almanya, Amerika, Danimarka, Romanya, Türkiye, İsveç, Fransa ve Fas gibi ülkelerden gelen dinleyiciler hep aynı soruyu soruyor: Neden mutsuz oluyoruz ve ne yapabiliriz?

MUTLULUĞUN KAYNAĞI

Mutluluğun en önemli kaynağı kabul görmek.

Ama kabul görme ihtiyacını nasıl karşıladığınız çok önemli.

İç kaynaklı mı, dış kaynaklı mı?

DIŞ KAYNAKLI KABUL

Bazı insanlar kabul ihtiyaçlarını; para, başarı, mevkii, ünvan, ün, veya seks gibi dış kaynaklar ile sağlıyor.

Kabul ihtiyacını dış kaynaklara bağlayanların mutlu olması çok daha zor.

Çünkü sonu yok ve kontrol sizde değil. Örneğin, para ile mutlu olmaya çalışan kişi sürekli para kazanmak zorunda. Sürekli para kazansa bile, dış kaynaklı olduğu için kaybetme riski var. Bu da mutsuzluk kaynağı.

Zaten dış kaynakları bir bütün olarak kabul edebiliriz. Para isteyen kişi, ün de ister, başarı da, güç de.

İÇ KAYNAKLI KABUL

Kabülünü iç kaynaklar ile sağlayanlar çok daha mutlu. Çünkü mutlu olmaları kendilerine bağlı. Kontrol edebilirler.

Nedir bu iç kaynaklar?

Kimlikleri, değerleri ya da ilişkileri.

İLİŞKİLERİN ÖNEMİ

Aslında ilişkiler o kadar önemli ki bana göre insanlar zaten sadece diğer insanlar ile var olabilir.

Örneğin, bir araştırmada kişilere 20 dolar veriliyor ve bu parayı kendileri için harcamaları isteniyor. Başka bir gruptan da bu parayı başkaları için harcamaları isteniyor.

Parayı başkaları için harcayanlar kendini çok daha mutlu hissediyor.

Yine başka bir araştırmada insanlar arkadaşları ile bir saat sohbet ediyor. Başka bir grupta bir saat yalnız bir etkinlik yapıyor.

Sohbet edenler zamanın nasıl geçtiğini anlamazken, yalnız etkinlik yapanlar zamanın farkında.

Yani insanlar başkası ile zaman geçirince hem zamanı dolu dolu yaşıyor, hem de daha mutlu.

İnsan insan için yaratılmamış olsaydı, psikolojik yapı bu şekilde oluşmazdı.

Dostlarınıza, arkadaşlarınıza ve ailenize zaman ayırmanız bundan dolayı çok önemli.

NEDEN DIŞ KAYNAKLI?

Peki insan insan için yaratıldıysa, neden herkesin mutluluğu iç kaynaklı değil?

Burada işte ailenin önemi devreye giriyor.

Çocuk ilk olarak annesi ve babasıyla zaman geçiriyor. En baştaki bu ilişkiler koşulsuz ama sonra aile koşullar koymaya başlayınca, yani başarı beklentisi, uslu çocuk ol beklentisi, ayıplama gibi, çocuk ilişkilerinin kabul için yeterli olmadığını düşünüyor.

Bu durumda çocukta farklı yollar ile onay görme ihtiyacı ortaya çıkıyor.

Başarılı, zengin ve popüler olmaya çalışıyor.

Unutmayın çocuklarda dış odaklı bir onay ihtiyacı oluşturursanız ve çocuk başarısız olursa, bu sefer alkol, madde ya da seks bağımlısı olur.

İÇ KAYNAKLARA BAĞLI KOŞUL

Sonuç olarak mutlu olmanın bana göre tek yolu var. Onay ihtiyacını dış kaynaklar ile değil iç kaynaklar ile sağlamak.

Dış kaynaklı bir çocuk yetiştirdiyseniz, bunu değiştirmeniz mümkün.

Çocuğunuzu onun iç kaynaklarına koşul koyarak sevin. Örneğin, yüksek not beklemeyin ama elinden gelenin en iyi yapmasını bekleyin.

Bu durumda herkes mutlu olacaktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber