Bütçeye getireceği yük hesaplanmadan kanun çıkarmaya son

Haber Giriş : 01 Mart 2006 08:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

2007 yılından itibaren etkisi 10 milyon YTL'yi geçeceği tahmin edilen her türlü kanuni düzenlemenin maliyet analizi yapılacak. Belirlenen 10 temel kriteri taşımayan hiç bir kanun bundan sonda çıkarılmayacak.

Türkiye, mevzuat hazırlığında Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde uygulanan "düzenleyici etki analizi" modeline geçiyor. Buna göre yürürlüğe konulması halinde etkisinin 10 milyon YTL'yi geçeceği tahmin edilen kanun taslakları için ayrıntılı çalışma yapılıp bir mevzuatın net olarak faturası çıkarılacak. Böylece söz konusu mevzuatın bütçeye ek yük getirip getirmediği tespit edilecek.

17 Şubat'ta yayımlanan Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'le kanun, Kanun Hükmünde Kararname (KHK), tüzük, yönetmelik Bakanlar Kurulu kararı eki kararlar ve diğer düzenleyici işlemlerin taslak metinlerinin hazırlanmasına ait usul ve esaslar belirlendi. Başbakanlık, 10 milyon YTL'lik sınırın üzerinde etki yaratacağı tahmin edilmese de, istediği her kanun ve KHK için düzenleyici etkin analizi isteyebilecek. Milli güvenliği ilgilendiren konular ile bütçe ve kesin hesap kanun taslakları için düzenleyici etki analizi hazırlanmayacak. Analizler, kanun ve KHK'yı teklif eden kamu kurum ve kuruluşu tarafınca hazırlanacak.

10 kriter aranacak

Konuya ilişkin hazırlanan çalışmada düzenleyici etki analizinde olması gereken 10 temel unsur sıralandı. Bunlar arasında, düzenlemenin nedeni, faydası, bütçeye yükü, kırtasiyeciğe etkisi, teşkilat gereksinimi olup olmadığı gibi unsurlar var. Analizler, kanun ve kararnameyi teklif eden kamu kurum ve kuruluşu tarafından hazırlanacak. Düzenleyici etki analizi hazırlama zorunluluğu, 1 yıl sonra yani 2007 yılının Şubat ayından itibaren başlayacak.

İlk kez Ronald Reagan gündeme getirilmişti

İlk kez 1981 yılında ABD'de Başkan Ronald Reagan tarafından yayınlanan bir idari emirle uygulamaya giren ve 100 milyon doları aşan etkiye sahip mevzuata düzenleyici etki analizi hazırlama zorunluluğu getirilmişti. Daha sonra 1995 yılında OECD'nin yayımladığı bir kararla da; devlet düzenlemelerinin etkinliği, kalitesi ve şeffaflığının artırılması amacıyla, üyelere düzenleyici etki analizi hazırlama yönünde tavsiyede bulunuldu. Düzenleyici etki analizi yapması, Türkiye'ye 2001 yılından itibaren değişik uluslararası kuruluşlar tarafından tavsiye edilmeye başlandı. Türkiye'nin 2003 yılında çıkardığı 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 5'inci maddesinde ise yasal düzenlemeler yapılırken düzenleyici etki analizi düzenleneceğine ilişkin ifadeler bulunuyor.

Kanunda aranacak 10 temel kriter

1- Düzenlemenin hazırlanmasını gerekli kılan sebeplerin neler olduğu, düzenlemenin türünün doğru seçilip seçilmediğine bakılacak.

2- Düzenlemenin muhtemel fayda ve maliyetlerinin neler olduğu, faydaların maliyetleri haklı çıkarıp çıkarmadığı incelenecek.

3- Düzenlemenin bütçeye ek mali yük getirip getirmediği, getiriyorsa yaklaşık maliyetin ne olduğu hesaplanacak.

4- Düzenlemenin yeni bir teşkilat kurulmasını veya kadro ihdasını öngörüp öngörmediği ve bunların gerekli olup olmadığı incelenecek.

5- Düzenlemenin sosyal, ekonomik ve ticari hayata, çevreye ve ilgili kesimlere etkilerinin neler olacağına bakılacak.

6- Düzenlemenin kırtasiyeciliği ve bürokratik formaliteleri artıran yönlerinin bulunup bulunmadığı analiz edilecek.

7- Düzenleme yapılırken ilgili tarafların görüşlerini beyan etme fırsatı bulup bulmadığı açıklanacak.

8- Düzenlemenin uygulanabilir olup olmadığı, düzenlemeye uyumun nasıl sağlanacağı, uygulamanın nasıl takip edileceği anlatılacak.

9- Düzenleme ile yetki ve sorumluluk verilen idarenin doğru seçilip seçilmediği analiz edilecek.

10- Düzenlemenin etkilerinin nasıl ölçüldüğü açıklanacak.

referans

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber