Müsteşara mesleki teknik eğitim önerileri

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 16 Aralık 2013 00:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Müsteşara mesleki teknik eğitim önerileri

Sayın, Müsteşarım;

34 yıllık atölye ve meslek dersi öğretmeni ve 412 hizmet puanı ile, eşi zorunlu atamaya tabi olan bir öğretmen olarak;

-Sonradan birleştirilmiş (nakış + el sanatları = El sanatları teknolojisi alanı ) bir alan ve

-Eşimin bulunduğu ile atanamayan bir öğretmenim.

Kız sanat ortaokulundan başlayarak, mesleki ve teknik eğitimin üniversitesine kadar, eğitim ve öğrenimimi tamamlayıp çeşitli il ve ilçelerin kız meslek liselerinde öğretmen ve 10 yıllık yöneticilik hizmetim sırasında edindiğim, mesleki bilgi ve tecrübelerimle donanımlı aktif ve hizmete her zaman hazır bir öğretmen olarak;

Bakanlığınızın, Mesleki ve Teknik Eğitimin her kademesinde, iyileştirici ve geliştirici çalışmalarınızı, öğretmenlerin görüş ve önerilerine yer vererek ve yeniden yapılandırarak yürüttüğünüz şu günlerde;

Ülkemize ve geleceğin güvencesi gençlerimize yararlı olacağı düşüncesi ile tecrübe ve önerilerimi paylaşmak istedim.

SORUN- 1- Öncelikle şahsımın da mağdur edildiği birleştirilmiş alan sorunu.

1999 'da birbirleriyle aynı içerikte oldukları ve bazı derslerin ise birbirlerine kaynaklık ettiği düşüncesi ile 12 tane birleştirilmiş alan ortaya çıktı.

Örneğin; Elektrik + Elektronik =Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanı

Nakış + El Sanatları = El Sanatları Teknolojisi Alanı oldu.

Öğretmenin durumu ise;

El Sanatları Teknolojisi / el Sanatları öğretmeni

El sanatları Teknolojisi / Nakış öğretmeni oldu.

Şahsımın da içinde olduğu alan; El Sanatları Teknolojisi/ Nakış.

Bu 12 tane alanın birleştirilmiş alan olduğu ve her iki öğretmenin (nakış + el sanatları gibi) birlikte yürütmesi gerektiği, çoğu yöneticiler tarafından bilinmediği için okulların, norm tespitinde, var olan bir öğretmenin tekrar istenmesi gibi bir yanlışın, diğer öğretmenin atanmasını engellediği gibi alanın bünyesinde bulunan diğer alt dallarını da yok sayarak işlerliğini engellemektedir.

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ ALANI İNCELENDİĞİNDE;

Ülkemizde günün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenerek, Alanın içerisinde 6 tane alt dal oluşturulmuştur. Yani alan güncellenmiştir.

1-halı desinatörlüğü

2-el dokumacılığı

3-dekoratif el sanatları

4-el ve makina nakışları

5-sanayi nakışı

6-dekoratif ev tekstili

Bilindiği gibi;

9. Sınıf sonunda öğrencilere okul yönetimi tarafından planlanıp yürütülen ve okuldaki tüm meslek dersi öğretmenlerinin aktif katılımı ile ALANLARIN tanıtımı ve yönlendirme çalışmaları yapılır. El Sanatları Teknolojisi gibi birleştirilen diğer alanları ise her iki öğretmen ( El Sanatları + Nakış öğretmenleri gibi) birlikte hazırlayıp sunarlar.

10.sınıfta ise temel teknikler dersinin yine her iki öğretmen tarafından yürütülmesi sonunda , (temel teknikler dersi; alanın 6 tane alt dallarının tanıtım dersi olduğu için)

Öğrenciler 11. Sınıfa geçerken bu 6 tane daldan bir tanesini seçer ve 11. Ve 12. Sınıflarda seçtiği dal üzerinden öğrenim görür. 11. Ve 12. Sınıf dersleri yine her iki öğretmenin yaptığı alan zümresinde belirlenen dersleri değişen oranlarda yine her iki öğretmenin birlikte okutması ile yürütülür.

El sanatları teknolojisi alanının açık olduğu meslek liselerine, El Sanatları Teknolojisi / El Sanatları, El Sanatları Teknolojisi/ nakış normunun birlikte (öncelikle her dal öğretmeninden en az bir tane) verilmediği zaman, okulda kadrosu bulunan tek bir öğretmen tarafından alanın diğer dalları yeterince tanıtılmadan veya tanıtılamadan (zaten o dalın okulda öğretmeni de yok gibi ifadeler kullanılarak);

Çevrenin ve özellikle öğrencinin; ilgi- ihtiyaç- yetenek ve en önemlisi de seçme hakkını kullanmadan istemediği bir dalda öğrenim görmeye mecbur edilmesi önemli bir sorundur.

(Birleştirilen diğer alanlarda da aynı sorunlar yaşanmaktadır.

ÖNERİ

1-Birleştirilen alanlar tekrar ayrılmalı;

-birleşmiş alanların zümresinden, Atelye donanımına ve programların uygulanmasına kadar sorun yaşanmaktadır.

-ayrı ayrı olduğu zaman dersler daha akıcı ve verimli yürütülecektir.

2-Eğer alanların ayrılması mümkün değil ise;

-Değişen yönetici durumuna karşı, birleştirilmiş alanlar, içerikleri ve uygulanma biçimi sürekli gündemde tutularak yöneticiler bilgilendirilmelidir.

-birleştirilmiş alanların öğretmen normu belirlenirken; öncelikle her iki öğretmenin, Nakış + El

Sanatları gibi, alanın bütün dallarını temsilen öncelikle birer tane, normu birlikte sağlanmalı.

-ilerleyen dönemlerde dal seçme yoğunluğuna göre seçilen dal öğretmeninin normu artırılmalıdır.

-halen bu birleştirilen alanların alt dallarının yarısı yok edilerek (öğrencinin; ilgi, ihtiyaç ve seçme hakkından uzak tutularak ) bir tek dal öğretmenleri ile yürütülen okullarımız vardır.

3- Birleştirilmiş alanlardan olan El Sanatları Teknolojisi Alanının adı değiştirilmelidir.

-bu alanın El Sanatları + Nakış alanlarının birleşmesinden meydana geldiğini bilmeyen bazı yöneticiler ve çevreler, alanın işleyişini bilmedikleri gibi (El Sanatları Teknolojisi Alanı adı ile, tesadüfen El Sanatları dalı öğretmenliği adının aynı olmasından kaynaklı ) El Sanatları öğretmenlerinin, alanın öncelikli öğretmeni, Nakış öğretmenini ise olsa da olur, olmasa da düşüncesi ile yan eleman olarak görülmektedir.

Bu durum;

-öğretmen normu karmaşası ve alanın yanlış uygulanması gibi sorunlar oluşturmaktadır.

4-Talim ve Terbiye Kurulunun, öğretmenlere aylık karşılığı okutacakları dersleri belirleyen çizelgesinin başında ''mezun oldukları yükseköğretim programı' 'ibaresinden hareketle, El Sanatları Teknolojisi öğretmenlerinin norm belirlemesi ve haftalık ders dağılımında, İŞLEME -DOKUMA -ÖRGÜ mezunlarının sadece İŞLEME karşılığı olan NAKIŞ öğretmenliği ile sınırlandırılmayıp, DOKUMA ve ÖRGÜ dallarındaki öğrenimlerine de işlerlik sağlanması; .(dokuma ve örgü bu gün güncellenmiş olan el sanatları alanının alt dallarının tam karşılığıdır.)

-işleme -dokuma - örgü mezunu olan öğretmenlerin,

-el sanatları teknolojisi alanın, yakın zamanda güncellenmiş, 6 (altı) tane alt dalını okutabileceği de göz ardı edilmemesi gereken önemli bir konudur.

-Görevde yükselmelerde, alınan bir ödül belgesinin, hizmet içi eğitime katılım belgesinin, atanmalara katkısı hesaplanırken; öğretmen atamalarında da bu tür belgelerin katkısı sağlanmalıdır. Aynı zamanda 1999 öncesi alınan belgelerinde kazanılmış bir hak olduğu göz ardı edilmeden. Uygulamaya konmalıdır.

SORUN - 2-MİLLİ EĞİTİM POLİTİKALARI VE PROJELERİ İÇERSİNDE ÖNEMLE ÜZERİNDE DURDUĞUNUZ;

HAYAT BOYU ÖĞRENME

Hayat Boyu Öğrenmenin bu günkü durumuna gelmeden önce;

Yine meslek liselerinin dünü - bu günü ile başlamak isterim.

Eskiden, meslek liselerinin özelliğine göre ( Endüstri meslek Liseleri, Kız Meslek Liseleri, Ticaret Meslek liseleri gibi.) çevrenin ve öğrencinin ilgi ve ihtiyacına cevap veren bölümler açılarak (hangi bölümü hangi meslek lisesinin açacağı bilinirdi.) 3- yıllık lise eğitimi ile birlikte ara insan gücü yetişerek gerek sektörde gerekse yaygın eğitim kurumlarında eğitimli usta öğreticiler olarak görev alırlar idi.

-tüm liselerin ve meslek liselerinin öncelikle öğrenciyi üniversiteye hazırlamanın yanında,

Kız Meslek Liseleri ise diğer liselerden farklı olarak;

-Toplumun en önemli yapı taşlarından olan ailenin bilinçli ve kültürlü annesini yetiştirmek,

-okulun bulunduğu il veya ilçenin sosyal ve kültürel etkinliklerine ve ekonomisine katkı sağlamak,

- il ve ülke dışından gelen misafirlerin karşılanmasından ağırlanmasına kadar görev üstlenmek, bir anlamda il ve ülkemizin tanıtımını sağlamak. (şimdi bu işleri yeni adıyla organizatörler dediğimiz eğitim ve içerikten uzak, sadece gösterişe yönelik reklam içerikli hizmetler veren kişilerce yapılmaktadır. Meslek liselerimizin daha önceleri yapıp ta bıraktıkları boşlukları doldurarak.)

-yöresel ve milli değerlerimizin, sanatlarımızın araştırılıp gün yüzüne çıkartılarak yaşatılması ve günümüzün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi gibi görevleri yürütmekte idi.

- Endüstri meslek liseleri ise sanayinin eğitim merkezi, öncüsü olarak aynı zamanda milli eğitimin ve ilin tüm sosyal ve kültürel faaliyetlerinde, mekan düzeninden elektrik, ses vb. her türlü ihtiyaçlarını endüstri meslek liseleri, ilgili bölümlerinin koordinesi ile dışarıdan hiçbir meslek koluna ihtiyaç duymadan yürütüp ve özel sektöre öncülük ederken;

Günümüze baktığımızda

Kız meslek liseleri söküğünü diktirecek terzi, endüstri meslek liseleri ise çivisini çaktıracak usta arar duruma gelmiştir. Tabii onları da bulabilirlerse.

Mesleki ve teknik eğitim okullarında 62 tane ALAN ve 226 tane de DAL'ın hizmete hazır olduğu,

Okullarımıza baktığımızda ise bu ALAN/DALLARIN hizmetine hazır olarak bakanlık tarafından donanımları sağlandığı gibi, Sektör desteğinin de (donanımdan, eğitimden, mekanına kadar) eğitim ve öğretimin direk içersinde olduğunu büyük bir memnuniyetle görmekteyiz.

Ancak; uygulamada ise Meslek liselerinin şu andaki programları ve işleyişi incelendiğinde, büyük bir program karmaşası ve hizmet eksikliği görülmektedir.

Her okul kendi statüsüne uygun ALANI seçmek ve uygulamak yerine, okula yenilik getireceğim düşüncesinden hareketle ve moda akımı gibi kısa sürelerle 62 tane alandan bir tanesini listeden seçerek uygulamaya koyma girişimindedir.

Dolayısıyla okullarda sürekli değiştirilen alanlar, sektörün beklentisinden uzak, donanım giderleri veya donanımsız eğitim ve öğretmen normu karmaşası gibi sorunlar yaratmaktadır. Bu durum ise ülke ekonomisini olumsuz etkilemektedir.(sürekli değiştirilen donanım, Atelye düzeni vb. Giderler.)

Günümüzde bakanlığınız tarafından, toplumun ihtiyacına göre çeşidi ve sayısı artırılan meslek liseleri paralelinde ALAN sayısının artırıldığı göz ardı edilerek ve sadece listeden ALAN ismi beğenilerek alt yapıyı düşünmeden alanlar açılmaktadır.

ÖNERİ

1- Her meslek lisesi, kendi statüsü ve toplumun ve sektörün ihtiyacına göre temel alanlarını faaliyete geçirmeli,

2- Alan /Dal açma ve kapama okul yöneticisinin tek elinde olmamalı.

-bu alan yeni bunu açacağım, ya da bu alan eskidi bunu kapatacağım gibi şahsi görüşüne bırakılmamalı.

-Neden ve niçini araştırılarak, alt yapısı sağlanarak ve belli bir araştırma sonunda kurul kararları alınarak gerçekleştirilmeli .(her ne kadar yönetmelikte koşullar belirlenmiş ise de uygulamada, çoğunlukla bakılmıyor.)

3- Okulun statüsüne bakmadan yeni bir alan açacağım anlayışı yerine; öncelikle açık olan alanın, tüm alt dallarına işlerlik sağlanmalı

-okullar bazında düşünüldüğünde, alt dalların, henüz bakanlığın yazdığı düzeyde kalıp hiçbir şekilde işletilmeyen dallar vardır.

4-Okulunda açık bulunan temel alanlarını destekleyici nitelikte görülen ve diğer meslek liselerine ait olup o liselerce, fiziki koşullar, donanım vb. nedenlerle açılamayan başka bir alan açmak zorunluluğu gündeme geldiğinde ise, ihtiyacı karşılamak amacı ile gerekliliğini açıklayan bir planlama ile üst makamların onayı alınarak açılmalıdır.

Tüm meslek liselerinin, günümüzde popüler olarak görünen, birkaç alan dışında her okulun kendine ait alanını yok sayarak, meslek okulunun kendi statüsüne uygun olan alanı eğitim - öğretime açmadığı takdirde;

-okulun bulunduğu il ve ilçelerde ve dolayısıyla tüm ülkede, birkaç alan dışında yetişmiş eleman görülmeyecektir.(belli alanlarda yığılma olacaktır.)

-böyle bir tabloda ise sektörde ve hayat boyu öğrenmede görev alacak usta öğretici temininde ciddi sorunlar yaşanacaktır. Örneğin; çeşitten ve seçenekten uzak hep aynı kalıp içerisinde yetişen elemanlar da;

-toplumda hayat boyu öğrenme çerçevesindeki çeşitli yaşlarda, cinslerde ve statülerde bulunan ve çeşitli ilgi ihtiyaç ve becerilerine cevap bekleyen insanlarımızın beklentilerine gereken cevap verilemediği için, sınırlı sayı ve seçenekten uzak kurslara katılım azalacağından bu tür projeler, hayat bulmakta zorlanacaktır.

5- Meslek liselerine yönelik hazırlanan bazı alanların veya dalların, tekrar gözden geçirilerek,3- 4 yıl boyu okulda geçecek zaman yerine belge ve sertifika destekli kurslar halinde yine okul merkezli veya destekli (plan, programlama ve sorumluluğu okula ait) ve

-meslek dersi öğretmenleri ve çeşitli meslek elemanlarının birlikte yürüteceği ve çevrenin ihtiyacına yönelik kurslar haline dönüştürülmesinin daha yararlı olacağını önermek isterim.

Çünkü yetiştirilen kursiyerler, çeşitli meslek elemanlarından edindikleri, çeşitli bilgi ve becerilerle donanımlı olarak çevrenin ihtiyacına cevap vereceği gibi, meslek liselerinin uzun bir eğitim ve öğretim süresi gerektiren temel alanlarına da mekan ve zaman kalacaktır. Örneğin; Hasta ve yaşlı bakımı gibi. haddimi aşmış olmamak dileğiyle şu anda aklıma gelen bir alan üzerinden örnek vermek isterim.(beklide başka bir alan. Bu alan birçok meslek liselerince açıldığı için örnek olarak alındı.)

Bu kursun; öğretmen- doktor- hemşire- psikolog ve sosyolog desteği ile verilmesi gibi.

Veya bu alanı sadece sağlık meslek liselerinin açma şartının getirilmesi.

SORUN- 3- YİNE BAKANLIĞIMIZIN SON ZAMANLARDAKİ ÖNEMLİ PROJELERİNDEN OLAN;

-MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİME VERİLEN ÖNEM VE ESKİDEN BERİ SÜREGELEN MESLEKLERİN YAŞATILMASI VE İSTİHDAM PROJESİ

Sanata dayalı iş yeri olan bir ailenin çocuğunun, o sanatla ilgili olan meslek lisesine sınavsız olarak yerleştirilmesi gibi yararlı bir projenin hızlı ve başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi, yine meslek liselerimizin statülerine uygun temel ALANLARIN VE DALLARIN öğrenime açılması ile mümkün olacaktır. (sorun ve öneri cümlenin içinde)

SORUN- 4- ÜLKEMİZDE RİSK GRUPLARI DİYE ADLANDIRDIĞIMIZ, SORUN TEŞKİL EDEN; İŞSİZ, EĞİTİMSİZ VEYA EĞİTİMİ YARIM KALMIŞ İNSANLARIMIZA, GEREK MESLEK KAZANDIRMAK, GEREKSE ONLARI ÇEŞİTLİ UĞRAŞLARLA MEŞGUL VE MUTLU ETMEK AMACIYLA;

Bakanlığımızın hayat boyu öğrenme projelerinin yanında, belediyeler, çatom, sodes ve işkur gibi çeşitli kurum ve kuruluşların da birçoğu topluma hizmet amacıyla, denetim ve planlamadan uzak çeşitli kurslar açmaktadır. yani meslek liselerimizin yarattığı boşluğu doldururcasına, hem de aralarında planlama yapacak, yön gösterecek nitelikli, atölye ve meslek dersi öğretmeni olmaksızın, sadece il ve ilçe milli eğitim müdürleri veya şube müdürleri ve kurumunda, kurs açacak kurum müdürleri ile sadece sözde ve yazıda kalan toplantılar yaparak, çeşitli kurslar açıp kapatmaktalar.

34 yıllık hizmetim içerisinde, kendini yetiştiren, sürekli olarak bulunduğum yörenin her türlü yöresel sanatlarını sürekli araştırarak yaşatmaya çalışan, son 10 yıllık kız meslek liselerindeki görevlerimden kalan zamanlarda gönüllü olarak (ücret almaksızın) milli eğitim onaylı ve sertifikaya dayalı açtığım kurslarla ve risk grupları ile yakından çalışarak, öğretme yöntem ve tekniklerinin çeşitliliğini kullanıma hazır halde tutan, mesleğim ve diğer mesleklerle ilgili her türlü değerlere ve emeğe sahip çıkan ve iyi bir de gözlemci olarak, çevreme baktığımda;

Bu kurslarda görev alan öğreticilerin;

-Meslek lisesi eğitiminden uzak, birbirlerinin kursundan yetişmeye çalışan

- bu kurumların açtığı kurslarda, kendi kursiyerliği döneminde kursa ne kadar devam etti ise ve ne kadar öğrendi ise o kadarını öğretebilen, bir yaklaşımla;

- yeni kursiyerin de öğrenmesini engellediği gibi bazı geleneksel sanatlarımızı aslından çıkararak yozlaştıran,

-kursiyerlere, hitap etmekteki olumsuzluklardan,

- kursiyerlerin motivasyonlarını artırmak yerine, kırarak öğretme girişimlerini büyük bir üzüntü ile görmekteyim.

ÖNERİ

1- Oysa Meslek liselerimizde eskiden olduğu gibi, beceri ve somut olarak üretime dayalı öncelikle temel alanlar olmak üzere, günün ve sektörün ihtiyacına göre alanların açılmasına hız verilerek ve çeşitli dallarda mezun sayısının artırılması sağlandığında, mezun öğrencilerimiz;

-ara insan gücü dediğimiz sektörde ve

-çeşitli kurum ve kuruluşların açtıkları kurslarda, eğitimli ve alanında belli bir yeterliliğe gelmiş, donanımlı elemanlar olarak görev alacaklardır.

- Lise mezunu olarak istihdam edildikleri için üniversite kapılarında bekleyen kişi sayısı azalacaktır.

-üniversitelerle gerekli koordine sağlanarak sınavsız geçişi olan meslek yüksek okullarında, meslek liselerindeki beceriye dayalı alanların paralelindeki bölümlerin sayısı artırılarak, hayat boyu öğrenmenin belli kademelerinde görev alacak usta öğretici sayısı ve bu öğreticilerin, eğitim seviyesi yükseltilerek hizmetin kalitesi de yükseldiği gibi,

-Mesleki eğitimle ilgili lisans eğitimi alan üniversite mezunu sayısı da azaldığı için yeterli ve dengeli olacağından bu üniversite mezunlarına da statülerine uygun iş bulma ve öğretmen olarak atanma ortamları oluşacaktır.

SORUN- 5-MESLEK LİSELERİNDEKİ ATÖLYE VE MESLEK DERSİ ÖĞRETMENLERİNİN NORM KADRO ÇERÇEVESİNDE ERİTİLEREK YOK EDİLMESİ. (aktif olarak görevlerinin sürdürülememesi sorununu getirmektedir.)

Bir meslek lisesinin, meslek dersi öğretmenine ait normu, sadece sınıflardaki ders saati ile sınırlı tutulduğunda, Öğretmenin görevi, sadece derse girip çıkmakla sınırlı kalacağından,

-Kaybolmaya yüz tutmuş, geleneksel sanatlarımızı araştırma ve yaşatma görevleri,

-Sektörde incelemeler yapacak, koordine sağlayarak ihtiyaca göre planlama yapacak eleman görevleri,

-sektörün ara insan gücü eleman ihtiyacının karşılanamaması sorunu

- Çevrenin ilgi ve ihtiyacını belirleme ve hizmet hazırlayıp sunma görevleri,

-yukarıda geniş olarak açıkladığımız, çeşitli kurum ve kuruluşların(belediyeler vb.)ihtiyaçlarına yönelik planlama ve rehberlik ve bu kurumların kurslarında görev alacak usta öğretici yetiştirme gibi görevler,(hayat boyu öğrenme için eğitimli eleman yetiştirme görevleri),

-ilin veya ilçenin sosyal ve kültürel faaliyetlerine gereken destek ve rehberlik görevleri,

-okuldaki eğitim ve öğretimi aksatmadan ve ihtiyaç duyulan bakım onarım ve malzeme temini gibi görevler,

-bir öğretmenin, toplantı, seminer vb. etkinliklere katılımları sırasında okulda yapmak zorunda oldukları görevler, yerine getirilemediği gibi,

-alanı ile ilgili bir konuyu tartışma ve sonuca bağlayacağı diğer bir öğretmeni bulamama ve

-ekip çalışması gerektiren görevlerin yerine getirilememesinden kaynaklı çok büyük sorunlar yaşanmaktadır.

ÖNERİ

1-sanata ve beceriye dayalı mesleki çalışmalar ve hizmetlere bakıldığında, bu tür çalışmaların ekip çalışmaları çerçevesinde daha verimli olduğu düşüncesinden de hareketle;

Meslek liselerimizde, atölye ve meslek dersleri öğretmenlerinin sayısı, normla sınırlı tutulmayıp yukarıda sayılan sorunlara cevap verecek şekilde düzenlenmelidir.

SORUN-6-ÖĞRETMEN NORMUNUN BELİRLENMESİNDE YURT GENELİNDEKİ EŞİTSİZLİK

-yurt genelinde, özellikle büyük şehirlerin meslek liseleri incelendiğinde, bir tarafta 5-6 kişilik gruplara norm belirlenirken, diğer tarafta 25 -30 kişilik gruplara göre norm belirlenmektedir. (yönetmeliklerle belirlendiği halde uygulama sırasındaki eşitsizlikler.)

ÖNERİ

1- Öğretmen normu belirlemesi daha yakın takip ve denetimlerle yapılmalı.

2 -yöneticinin okuluna getirmek istediği öğretmene göre alan açma veya sınıfı bölme -

-istemediği öğretmene göre alan kapatma veya sınıfı birleştirerek norm fazlası durumuna düşürmek gibi uygulamalardan uzak tutulması,

3-Birleştirilen (12 tane alan) alanlar için Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünün 21/ 08/ 2013 tarihli Ders Yükü ve Norm Belirleme yazısı, alanın her iki öğretmenine gereken eşitlik oluşturularak ve bu uygulama; yazınında içeriğinde de yer aldığı gibi gerçekten YURT GENELİNDE uygulama bütünlüğü sağlanarak acilen hayata geçirilmesi için gereken yaptırımlar sağlanmalıdır.

4- Yine birleştirilen alanlar için, Talim ve Terbiye Kurulunun, öğretmen olarak atanacakların atamalarına esas olan alanlar ile mezun oldukları yükseköğretim programları ve aylık karşılığı okutacakları derslere ilişkin çizelgeye göre; alan normunun belirlenmesinin sağlanması.

Bu çizelgeye göre ve okutmakla yükümlü dal derslerinin dışında;

-''-Alanın diğer dallarının bu dallarla ilgili alan ortak ve dal dersleri

-Diğer alanların bu dallarla ilgili olan ortak /dal dersleri ve modülleri'' ni okutabileceği hükümleri de bazı yöneticiler tarafından uygulanmamaktadır.(norm belirlemede ve ders dağılımı sırasında.)

SORUN- 7- HAYAT BOYU ÖĞRENME ÇERÇEVESİNDE VE MESLEK LİSELERİ İLE İLGİLİ KURSLARIN TEKRAR AKTİFLEŞTİRİLMESİ.

Meslek lisesinin fiziki kapasitesine göre, az sayıda da olsa okulun kendi bünyesinde kurs vb. açıldığında;

- kursiyerin eğitim ve öğretimi yanında bu kurslar üretim ağırlıklı olduğu için

Aynı bina içinde, örgün eğitim gören öğrencilerin, uygulama atölyesinde üretilen ürünleri yakından görme ve tanımaları anlamında kaynaklık yaparak öğrencilerin alan/dal seçmelerinde her zaman gözlemledikleri ve yakından tanıma ortamı sağladığı gibi;

Alan/Dal seçmiş öğrenciler içinde iyi bir motivasyon ortamı sağlayacaktır.

-Kursiyerler açısından bakıldığında; kursiyerler, okulun sosyal ve kültürel etkinliklerinden okul binasının giriş- çıkış ve donanımına kadar her türlü eğitim ortamı içerisinde ek kazanımlarla kurslarını tamamlamış olacaklardır. Ve bu kalite çevredeki diğer kuruluşların açtıkları kurslara da iyi ve yapıcı örnek oluşturacaktır.

8- MESLEK LİSELERİ YÖNETİCİLERİNİN ATELYE VE MESLEK DERSİ ÖĞRETMENİ OLMADIKLARI DURUMLAR.

Bu gibi durumlarda, görev bilinç ve sorumluluğu çerçevesinde görevini başarılı bir şekilde yürüten örnek yöneticilerimizin, bulunmasının yanında,

-okulda okutabileceği iki saatlik dersin var olması ile atanma şansı yakalayıp okulun özelliğini bozmadan geliştirmesi gerekirken, icraatına, atölyeleri kapatarak başlayan okul müdürlerimizin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla olduğu görülmektedir.

-Yeni atanan Yöneticiler, meslek liselerinin özelliklerine uygun kurs, seminer vb. ile hazırlanmalıdır.

Sayın müsteşarım;

Çeşitli bölgelerin özelliklerine göre, yöresel sanatlarını yaşatma savaşı veren ve aramakla zor bulduğumuz, meslek erbabı, sanat ustalarımızın yok olmadan, icra ettikleri sanatların aslına uygun olarak, geleneksel yapısının bozulmadan, gelecek kuşaklara aktarılması bir atölye ve meslek dersi öğretmenlerinin asli görevidir.

Meslek okullarımızda da artık emekli olma zamanı yaklaşan biz meslek dersi öğretmenlerinin tecrübe, görüş ve önerileri doğrultusunda,

Meslek liselerimizdeki yok edilen mesleklere ve kapıları kapatılan atölyelere yeniden hayat verilmesi ve deyim yerinde ise geleneksel sanatlarımızın sokak sanatı olmaktan kurtarılarak ve anlam ve özelliğine uygun olarak günümüz teknolojisi ile yeniden yaşatılması konusunda gereken önlemleri acilen alacağınıza ve,

2- Meslek liselerindeki atölyeler, eskiden olduğu gibi öncelikle öğrencinin, tüm bedenini aktif kılacağı ve bireysel olarak bilgi ve becerisinin gelişimini sağlayan (dokunma, işitme ve düşünmesine hitap eden )dokunarak üretim yaptığı, bu üretim sırasında da yeni projeler geliştirerek becerilerini ve öz güvenini artırdığı, atölyeler haline dönüştürülerek, daha sonraki dönemlerde ise teknolojik gelişmelere yönelik atölyelerde eğitimine devam etmelerini sağlayacağınıza,

Meslek liselerinin genel liseler ile meslek liseleri arasında kalmış, statüsü belli olmayan (ne genel lise, ne de meslek lisesi) durumundan kurtarılarak meslek lisesi statülerinin tekrar kazandırılması önlemlerini de acilen alacağınıza inancım sonsuzdur.

Öğretmenlerimize, sizden gelen, dinleyici ve çözüm üretici yaklaşımlarınızı sosyal medyadan sürekli takip ettiğim sırada, sizden aldıkları güvenle çok çeşitli sorunların iletildiğini görürken her nedense, mesleki eğitim sorunlarına değinen bir -iki kişi dışında görmedim. Ya herkes çok memnun ya da mesleki ve teknik eğitimin bu kadar hızlı yok edilmesi karşısında, sorunları çözümsüz görüp susmayı tercih ettiler.

Uzun bir süreden beri mesleki ve teknik eğitimin içinde olmam ve

Yukarıda sayılan sorunlardan dolayı yine uzun bir süredir atanma sorunu yaşayan meslek dersi öğretmeni olarak bu sorun ve önerileri dile getirmekte benim görevim oldu.

Sonuç ve örnek olarak; Çankırı il ve ilçelerinde El Sanatları teknolojisi / Nakış öğretmeni hiçbir tane dahi bulunmadığı ve kız teknik ve meslek lisesinde alanımda ihtiyaç olduğu halde ve norm kadro sisteminin hatalı uygulanması sonunda mesleki eğitim fakültesi İşleme -okuma - örgü bölümü mezunu olarak atanamadım.

Şahsımın da içinde bulunduğu, yüzlerce atölye ve meslek dersi öğretmeninin atanma sorunlarının giderilerek, atamamın Çankırı kız teknik ve meslek lisesine yapılmasını arz erdim.

Bu değerli katkılarınızdan dolayı şimdiden teşekkür eder başarılarınızın devamını dilerim.

Adı bizde saklı bir El Sanatları Teknolojisi /nakış öğretmeni

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber