28 Şubat'ın üstü kapatılıyor
28 Şubat, Türkiye'nin 300 milyar dolarını çaldı. Dönemin asker aktörleri yargılandı; hepsi tahliye edildi. Bu vurgun karşısında muhalefetin sesi çıkmadı.
Türkiye'ye ekonomik faturası 300 milyar dolar olarak hesap edilen ve kamuoyunda "post modern darbe" olarak bilinen 28 Şubat davasında yaşanan son tahliyeler "300 milyar doların üzerine su mu içiliyor?" sorusuna sebep oldu. Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin Şubat 2011'de düğmeye basması ile start alan soruşturma sonucunda 1309 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. 76'sı tutuklu 103 sanığın yargılandığı davada, art arda yaşanan tahliyelerle tutuklu sanık kalmadı. Son olarak dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı ve 28 Şubat'ın en etkin isimlerinden Çevik Bir'in de aralarında bulunduğu 5 kişi tahliye edildi.
Çoğunlukla 28 Şubat'ın "askeri" kanadının yargılandığı davada, hafızalarda tazeliğini koruyan "medya, siyaset ve sivil toplum" ayaklarının arka planda kaldığı iddiası en yoğun eleştiriler arasında yer aldı. YÖK eski Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, 28 Şubat'la ilgili yargı önüne çıkarılan "tek sivil" isim oldu.
Son operasyonda Hükümeti yolsuzlukla suçlayan ve istifasını isteyen muhalefet ise Türkiye'nin 300 milyar dolarına mal olan 28 Şubat davasını neredeyse görmezden geldi. Muhalefetin Meclis'te bu süreçle ilgili araştırma ve soruşturma önergesi vermeyişi de dikkat çekti. O dönem irtica yaygaralarıyla dönemin bankalarının içinin boşaltılmasına göz yumulması, zaman zaman da bizzat bunun talimatının verilmesi görmezden gelindi. Refah-Yol hükümetinin devrilmesinin ardından dönemin üst düzey generallerinin emeklilikleri sonrası, önemli şirketlerin üst yönetimlerine getirilmesi de tartışma konusu olmuştu. Davada bununla ilgili de bir tutuklama söz konusu olmadı. Dönemin ünlü siyasi ve askeri aktörlerinin ailelerinden, finans şirketlerine yapılan atamalar da göz ardı edildi.