Devlette tüm işler taşerona mı gidecek?

Soma'da yaşanan facianın ardından 'özelleştirme' ve 'taşeronlaştırma' konusu yeniden gündeme gelirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı yasa taslağı büyük tartışma yaratacak görünüyor.

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 23 Mayıs 2014 19:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Devlette tüm işler taşerona mı gidecek?

Aysel ALP/ANKARA

Taslak, kamuda bazı durumlarda asıl işlerin de taşerona verilmesinin önünü açıyor. Yani, yeterli nitelik ve sayıda personel bulunmaması halinde hastanede doktor, hemşire, röntgenci ya da Karayolları'nda yol işçisi taşerondan alınabilecek. Ancak hangi işlerin taşerona verileceğine Bakanlar Kurulu yani hükümet karar verecek. Taslak, Tuzla Tersanelerinde ard arda yaşanan işçi ölümlerinden sonra yapılan yasa değişikliklerini ortadan kaldırırken, bu durum 'iş cinayetleri' yeniden artar' yorumlarına neden oluyor.

Kamuda, idarelerin 'asıl işlerini' de taşerona vermesinin ardından, kadrolu işçi sayısı 200 bine gerilerken; taşeron işçi sayısı 600 bini aşmış bulunuyor. Devlet hastanelerinde, Karayolları'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'nda, Belediyelerde, 'temizlik, güvenlik işçisi, şoför' adı altında idarelerin asıl işlerini bu taşeronlara yaptırması üzerine açılan on binlerce dava kamuda ciddi sıkıntı yaratıyor.

Ancak, Yargıtay, idarelere 'bu senin işçin, kadrona al' kararlarını birbiri ardına alıyor. İşte taslak, bu sorunları ortadan kaldırmaya yönelik bir dizi madde içeriyor.

Bunlardan en dikkat çekeni taslağın ikinci maddesi. 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nda değişiklik öngören bu madde, kamunun ihtiyaç duyduğu yardımcı işlerin belirlenmesinde yetkiyi Bakanlar Kurulu'na yani hükümete veriyor. "Yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini birlikte veya ayrı ayrı belirlemeye Çalışma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir" deniliyor.

Aynı maddeye eklenen ikinci fıkra ise, yeterli nitelik ve sayıda personel olmaması durumunda asıl işin bir bölümünü de taşerona verme yetkisi tanıyor. Bir başka ifadeyle kamu hastanelerine yeterli miktarda röntgenci, doktor, hemşire ya da Karayolları'na vasıflı karayolu işçisi bulunamaması durumunda 'taşeron' işçi alınabilecek. Bunun için de 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62.maddesi kapsamında mal ve ya hizmet üretimine ilişkin asıl işlerin tamamının da başka işverene verilebileceğini ancak bunun 'alt işverenlik 'sayılmayacağını düzenliyor.

İşçi sendikaları, bakanlık taslağının kendilerine gönderilmemesi nedeniyle resmi olarak bir görüş bildirmezken, taslağın bu hükümlerinin kamuda 'asıl işlerin' de taşerona verilmesinin önünü açtığını savunuyor. "Hükümet, kamuda taşeronu azaltmak yerine genişletmeyi hatta kamuda kadrolu işçi bırakmamayı hedefliyor" yorumunu yapıyor.

KIDEM VE İZİN DEVLET GÜVENCESİNDE

Yasa taslağı, kamuda çalışan taşeron işçilerin yıllık izinleri ile kıdem tazminatlarını devlet güvencesi altına alırken, 'sendikalı' olmaları da kolaylaştırıyor. Toplu sözleşme imzalamaları halinde belirlenen ücret ve sosyal haklarından kaynaklanan bedel artışlarının kamu tarafından ödenmesini güvence altına alıyor.

TUZLA İYİLEŞTİRMESİ KALKIYOR

PATRONUN DEDİĞİ OLUYOR

Tuzla tersanelerinde üst üste yaşanan işçi ölümlerinin ardından 4857 Sayılı İş Kanunu'nda bazı değişiklikler yapılmıştı. İşçi sendikası uzmanları, işverenlerin itirazına neden olan bu değişikliklerin, yasa taslağıyla ortadan kaldırıldığına dikkat çekerek, bunun ölümlerden önceki hale dönüş olduğunu vurguluyorlar.

Taslağın 6.maddesiyle 4957 sayılı kanunun 3.maddesinin 2,3, ve 4.fıkraları yürürlükten kaldırılıyor. O fıkralar ise şöyle;

*(Değişik ikinci fıkra: 15/5/2008-5763/1 md.) Bu Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür. Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu işyerine ait belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince incelenir. İnceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu işverenlere tebliğ edilir. Bu rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren altı işgünü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Rapora altı iş günü içinde itiraz edilmemiş veya mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise tescil işlemi iptal edilir ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır.

*(Ek fıkra:11/6/2003-4884/10 md.) Ancak, şirketlerin tescil kayıtları ise ticaret sicili memurluklarının gönderdiği belgeler üzerinden yapılır ve bu belgeler ilgili ticaret sicili memurluğunca bir ay içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilgili bölge müdürlüklerine gönderilir.

*(Ek fıkra: 15/5/2008-5763/1 md.) Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi ve işyerinin tescili ile yapılacak sözleşmede bulunması gerekli diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Taslağın birinci maddesi ise kamuda çalışan taşeron işçilerin dava açmak için öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurmalarını zorunlu kılıyor. Kurum, bu talebe 90 gün içinde yanıt vermez ise işçinin dava açabileceğini öngörüyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber