7 bin üstün yetenekli bekleniyor

MEB, üstün yetenekli öğrencilere Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) ile okul sonrası eğitim desteği sunuyor. Türkiye'de sadece geçen yıl 50 bin 800 öğrenciye üstün tanısı konulmasına rağmen, BİLSEM'lere 2 bin 284 öğrenci kayıt olabildi. Pazar günü yapılacak sınavla ise 7 bin yeni üstün yetenekli öğrenci kabul edilecek.

Haber Giriş : 21 Mart 2015 13:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
7 bin üstün yetenekli bekleniyor

11 yaşındaki Emir'i sınıf öğretmeni Bilim ve Sanat Merkezi'ne (BİLSEM) yönlendirene kadar ailesi üstün yetenekli olduğunu bilmiyordu. Emir BİLSEM'e başlayana kadar, derslerinde sıkıntıdan defterlerini kesen, içe kapanık bir çocuktu. Özel eğitimin ardından daha sosyal ve öğrendiklerinden keyif olan bir çocuk haline döndü.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) üstün yetenekli çocukların okul sonrası özel eğitim sunduğu seçenek; BİLSEM'ler. Ailelere ve uzmanlara göre BİLSEM'ler çok önemli ama eksikleri var.

BİLSEM'ler ilkokul 4. sınıftan sonra üstün yetenekli öğrencilerin okul sonrasında yeteneklerine uygun alanlarda desteklendiği kurumlar. Öğrenciler BİLSEM'lerde akıl ve zeka oyunlarından arkeolojiye, mekatronikten uzay bilimlerine kadar pek çok alanda haftada 4 saat etkinlik ve proje tabanlı bir eğitim alıyor. BİLSEM'lere zeka ve yetenek sınavları sonrasında kayıt yaptırılıyor. İlki 1996 yılında kurulan BİLSEM'ler eskiye oranla Türkiye genelinde artık daha yaygın. 64 ilde 72 BİLSEM bulunuyor. Yaklaşık 14 bin üstün yetenekli çocuk, okul sonrası bu merkezlerde eğitim alıyor.

Sınav Pazar günü

MEB'in verilerine göre geçen eğitim yılında özel yetenekli olduğu tespit edilen 50 bin 800 öğrenciden 2 bin 284'ü BİLSEM'lere kayıt oldu. MEB, bu yıl BİLSEM'lere alınacak öğrenciler için ilk kez merkezi sınav yapmaya hazırlanıyor. Bu yıl 4. sınıftan önce öğrenciler BİLSEM'e başlayabilecek. Türkiye genelinde sınıf öğretmenlerinin aday gösterdiği 2., 3. ve 4. sınıf öğrencisi 228 bin çocuk 22 Mart Pazar Günü merkezi sınava girecek. Bu sınavı geçenler yetenek testine de tabi tutulacak. Sınava girecek öğrenci çok ama MEB'in kayıt etmeyi planladığı öğrenci sayısı; 7 bin.

BİLSEM üniversite işbirliği artacak

Türkiye genelindeki BİLSEM'lerde 608 öğretmen görev yapıyor. MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör, bu merkezlere 2008'den beri öğretmen seçilmediğini, eylül ayına kadar öğretmen sayısı da 671'e ulaştırmayı amaçladıklarını da söylüyor. Ayrıca MEB, bu kurumların üniversiteler, bilim merkezleri, müzeler ve TÜBİTAK gibi kurumlarla işbirliğinin de artırmayı hedefliyor.

Ailelere göre, BİLSEM'ler çok önemli. Ancak eksikleri de var. Özellikle büyük şehirde yaşamayan ve imkanların daha kısıtlı olduğu ilçelerde BİLSEM çok daha önemli. Bu ailelerden biri de Bilecik'in Söğüt ilçesinde yaşayan Çobanoğlu ailesi. Anne bir yapı firmasında depo sorumlusu, baba ise güvenlik görevlisi. 11 yaşındaki oğulları Emir Çobanoğlu üç yıldır Bilecik merkezdeki BİLSEM'e gidiyor. Annesi Mine Çobanoğlu'na göre içine kapanık bir çocuk olan Emir, BİLSEM sayesinde değişti. Kendi gibi yaşıtlarıyla birarada olduğu için bu onun sosyal yanını da kuvvetlendirdi.

BİLSEM'in sınavlarına girene kadar oğullarının üstün yetenekli olduğunu bilmediklerini söyleyen Anne Çobanoğlu, birçok kez pedagoğa gittiklerini ama doğru yönlendirilmediklerini anlatıyor. Oğlunun 11 aylıkken cümleler kurduğunu ve çok değişik sorular sorduğunu belirten Çobanoğlu "İlkokula başladıktan 15 gün sonra okuma yazma öğrendi. Sonra derslerde çok sıkılmaya başladı. Defterlerinin her yerini kesiyor, karalıyordu. Öğretmeni de sınıfın seviyesine göre ilerlemem gerekiyor diyordu. Öğretmenimiz bizi BİLSEM'e yönlendirdi" diye konuşuyor.

Bazı alanlarda öğretmen yok

BİLSEM'de dördüncü yılını geçiren Emir şimdi özel bir okulda 5. Sınıf öğrencisi. Anne Çobanoğlu BİLSEM'lerin üstün yetenekli çocuklar için çok gerekli olduğunu ama öğretmen kadrosunun artırılması gerektiğini söylüyor:

"Oğlum robotik grubundaydı ve gerçekten çok keyif alıyordu. 120 öğrenci, 5 öğretmen var. Bazı öğretmenler de kadro dışı dışardan geliyor. Bu sene robotik açılamadı, öğretmen olmadığı için. Emir ağlaya ağlaya gidiyor bu dersi alamadığı için. Bazı alanlarda öğretmen yok. Ancak pek çok alandaki ilgisini BİLSEM olmasa fark edemezdik. Malzeme alımlarında da veliler olarak destek veriyoruz. Para toplayıp zeka oyunları odası ve yaz kampı açılması için destek olmaya çalışıyoruz."

"Çocuğumuz harcanmasın"

Küçük yerde yaşadıkları için kaygıları olduğunu anlatan Çobanoğlu, bazen çocuklarına katkı sağlayamadıklarının düşündüklerini söylüyor:

"Oğlumuzun harcanacağını düşünüyoruz bazen. Bütün imkanlarımızı zorladık. Özel okula yolladık. Böyle çocukların enerjisi çok yüksek oluyor. Spora da meraklı. Tenis derslerine de yolladık. Çok mutluydu. Ancak bu sene onun da öğretmeni gelmedi. Kısıtlı imkanlar. İşimiz burada olmasa büyük şehre giderdik."

Çobanoğlu, tüm öğretmenlerin üstün yetenekli çocuklar hakkında bilgilendirilmesi gerektiğini de vurguluyor. Öğretmenlerin bu çocukları önemsemediğini ve problemli çocuk olarak gördüğünü söylüyor. Çobanoğlu özel okulların ise parlak zekalı çocukların peşinde olduğunu, akademik başarıya endeksli olduğunu

"BİLSEM ateş düşürücü gibi"

İstanbul'da yaşayan 7. Sınıf öğrencisi Arda Kafalı da 4 yıldır BİLSEM'e gidiyor. Bu yıl matematik, robotik, akıl oyunları çalışmalarına katılıyor. İstanbul'da biri yeni kurulmuş olan üç tane BİLSEM var. Ataşehir, Beşiktaş'ın ardından Bahçelievler'e de bir BİLSEM kuruldu. Arda'nın annesi Tülay Kafalı BİLSEM'leri "40 derece ateşle yatan hastaya ateş düşürücü" olarak tanımlıyor. Kafalı, eksikleri olmakla birlikte bu merkezlerde çocukların kendini iyi hissettiğini anlatıyor.

Anne Kafalı, MEB'e bağlı olmasına karşın öğretmenlerin, özel okulların bu merkezlerden habersiz olduğunu söylüyor:

"4. sınıfta okul sonrası BİLSEM'e başladık. 3 sene Beşiktaş'taki BİLSEM'e gittik. Oğlumu Florya'daki okulundan alıp saat 17.00'de BİLSEM'e varıyorduk. Saat 19.00'a kadar orada eğitim alıyordu. Eve dönmemiz akşam dokuzu buluyordu. Çocuk için çok yıpratıcı olabiliyor. Okulda haftada yaklaşık 40 saat normal eğitim alıyor, BİLSEM'de ise 4 saat zenginleştirilmiş eğitim alıyordu. Yine de 'bir saat olsa da gidelim' diye ağladığı zamanlar oldu. Bu yıl Bahçelievler'de kurulan BİLSEM'e gidiyoruz. BİLSEM'lerde kadrolu öğretmenlerin yanı sıra geçici görevlendirmeler de yapılıyor. Ancak görevlendirmeler bitince bazı branşlar boş kalıyor. Sıkıntılara karşın fedakarca çalışan idareciler ve öğretmenler var."

BİLSEM öğretmenleri desteklenmeli

Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim ve Üstün Zekalılar Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ümit Davaslıgil BİLSEM'ler de çalışan öğretmenlenlerin hizmetiçi eğitimlerle desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.

Davaslıgil üstün yeteneklilerin öğretmenlerinin titizlikle seçilmesi gerektiğini de belirterek, "Sınıf öğretmenleri üniversite sınavının ikinci aşaması olan LYS ile öğreci alırken, biz bu bölümlere YGS ile öğrenci alıyoruz" diyor. Ayrıca bu alanda doçent ve profesör olmuş uzmanların sayısının az olduğunu, yeni akademisyenleri yetiştirmek içinse kısıtlamalar olduğunu anlatan Davaslıgil şöyle devam ediyor:

"Yükseklisans ve doktora açmak için belirli kriterler var. Ancak bu alan yeni bir alan. Bu alanda profesör, doçent olmuş kişiler zaten az. Ben profesörüm ama doçentimiz olmadığı için yüksek lisans programı açamıyoruz üniversitemizde. Mesela İstanbul Üniversitesi'nin de doçenti var ama profesörü olmadığı için yüksek lisans ya da doktora programı açamıyor. Nasıl yeni uzmanlar yetiştireceğiz?"

Üstün yetenekliler alanında öğretmen yetiştiren kurumlar da bir elin parmaklarını geçmiyor. İstanbul, Maltepe, İstanbul Aydın, Biruni ve Yakın Doğu üniversitelerinde 'üstün zekalılar öğretmenliği' bölümü var. Mezunlar sınıf öğretmeni olarak atanıyor. Ayrıca üstün yeteneklilere farklılaştırılmış program uygulayan özel okullarda da çalışabiliyorlar. Anadolu Üniversitesi'nde ise bu alanda yüksek lisans ve doktora programları var.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber