Devlet erken uyanmayacak!

Haber Giriş : 19 Ağustos 2006 11:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Depremi 15 saniye önceden tespit ederek, elektrik, su ve doğalgaz şebekelerinin kapanmasını, fabrikaların güç kaynaklarının kesilmesini, metro ve trenlerin durmasını sağlayacak Erken Uyarı Sistemi, yatırım yapılmayınca yarım kaldı. Deprem nedeniyle çıkabilecek yangınları, patlamaları ve yakıt sızıntılarını önleyecek sistem, uzmanlara göre çok etkili, valiliğe göreyse önemli değil!

Marmara depreminin üzerinden yedi yıl geçti, ancak Türkiye'nin hâlâ bir Erken Uyarı Sistemi yok. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nün (KRDAE) hazırladığı sistem, altyapı yatırımları yapılmadığı için çalışmıyor.

17 Ağustos 1999'daki Marmara depreminin ardından 'İstanbul Deprem Erken Uyarı ve Acil Müdahale' projesi gündeme geldi. 2001'de başlatılan projenin 'Acil Müdahale Sistemi' bu yıl tamamlandı. Sistem kapsamında İstanbul'un yoğun yerleşim, sanayi ve ticaret merkezlerinin bulunduğu 100 farklı noktasına kuvvetli yer hareketi istasyonları, çeşitli binalara da 40 deprem kayıt şebekesi kuruldu. 1.5 milyon dolara mal olan sistem sayesinde beş dakika içinde depremin merkezi ve kentin en çok zarar gören yerleri belirlenebilecek. Acil müdahale ve arama kurtarma çalışmaları bu bilgiler ışığında yapılacak.

Faya yakın yerlere istasyon kuruldu

Ancak bu çalışmanın ikinci ayağı olan İstanbul Deprem Erken Uyarı Sistemi ise devlet yeterli ilgiyi göstermeyince yarım kaldı. Tüm tasarımı ve teknik şartnameleri KRDAE-Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı'nca hazırlanan erken uyarı sistemi tamamlanırsa, depremi 1-15 saniye önceden haber verecek. Sistem, depremden önce otomatik sinyalleri kullanıcı birimlere gönderecek. Bu sayede kentteki elektrik, su ve doğalgaz şebekeleri kapanacak, fabrikaların güç kaynakları kesilecek, metro ve banliyö trenleri duracak. Olası zararlar engellenecek.

Sistem için ana Marmara Fayı'na yakın yerlere 10 kuvvetli yer hareketi istasyonu kuruldu. Bu yerler arasında Adalar, Tuzla, Yalova, Gebze ve Marmara Ereğlisi de var. Üniversite, görevinin büyük kısmını tamamladı. Ancak, bu sistemi kullanacak birimlere yayacak yatırımları valilik ve Büyükşehir Belediyesi henüz yapmadı. Oysa uzmanlara göre erken uyarı sistemi, olası deprem anında yangınları, gaz sızıntılarını, patlamaları ve çevrenin kirlenmesini engelleyebilecek çok önemli bir proje.

Erdik: Sistem şu an dahili çalışıyor
Projenin yöneticisi KRDAE Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erdik, şu bilgileri verdi: "Erken uyarı sistemini şu an dahili çalıştırıyoruz. Erken uyarıyla ilgili parametreleri alıyor, denemeler yapıyoruz. Ancak, bu işin kullanıcılara açılması için bazı resmi prosedürler yerine getirilmeli. Örneğin yanlış bir sinyal gönderirseniz tüm elektriği, gazı kesersiniz, bazı fabrikaları durdurursunuz. O bakımdan bunlar şifreli gitmeli.

Erken uyarı sinyallerinin kullanıcılara taşınması işi resmi organlarca yapılmalı. Sistemi, valiliğin kuracağı afet yönetim merkezinin bir parçası olarak düşünüyoruz. Ancak uygulamaya geçilmedi. Ayrıca resmi kurumların yanı sıra sanayi kuruluşlarının da sisteme entegre olabilmesi için yatırım yapması gerekiyor. Bu hazırlıklar bir an önce yapılmalı. Bu, tüm dünyada yaygın bir sistem. Türkiye'de bazı gelişmeler daha geç yaşanıyor. Bunlar zamanla yapılacak, ama o zamana kadar bekleyebilecek miyiz?"

Valilik: Nerede kullanacağız?

İstanbul Valiliği'nden üst düzey bir yetkiliyse, şunları söyledi: "Çok para lazım. Sistem, bunu kullanacak kuruluşlarda ana bir kapatma düğmesi olursa harekete geçirilebilir. Pek çoğunda bu yok. Elektrikte zaten sigortalar var, atıyor. Bunu nerede kullanacağız? Ayrıca erken bildirme süresi 15 saniye. Çok kısa bir süre, bu kadar zamanda insanları binalardan çıkaramazsınız. Ancak biz yine de projeye destek veriyoruz. Deprem anında valilik, belediye ve 1'inci Ordu Komutanlığı'na hemen bilgi verecekler."

Prof. Görür: Devleti yönetenler kaderci

Depremle ilgili pek çok bilim insanının çalışmalar yaptığını belirten İTÜ Maden Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Naci Görür, ülkeyi yönetenlerinse buna kayıtsız kaldığını, destek vermediğini ileri sürdü. Görür, "Çoğu zaman kaynak ayrılmıyor. 'Bu bizim adamımız', 'Bu değil' diye ayrım yaparak kaynakları kullanıyorlar. Son olarak Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, medya önünde bize deniz altı gözlem istasyonu konusunda destek verdi. Daha sonra topu taca atar gibi 'Siz TÜBİTAK ile görüşün' deyip işin içinden çıktı" dedi.

Depremden sonra yapılanlara baktığında üzüntü duyduğunu anlatan Prof. Görür, şunları söyledi: "Bu kadar büyük bir depremin olabileceği bilimsel olarak açıklandıktan sonra dünyanın hiçbir yerinde böyle bir tutum görülmemiştir. Bilime sırtını dönmüş, kaderciliği yaşam tarzı belirlemiş bir zihniyet ancak böyle davranabilir. Dünyadan bilim insanları buraya gelerek büyük depreme neden olacak fay hattını inceliyor. Hepsi depremin olacağını söylüyor. Ama bunu, bu ülkeyi yönetenler anlamıyor. Kobe depremle yerle bir oldu. 10 sene sonra bütün kent depreme güvenli hale geldi. Biz demek ki bu şansı hiç kullanmadık. Afet beklentisi içinde olan
bir şehirde bugüne kadar yapılan şeyler masa başında üretildi. İstanbul'u depreme hazırlama adına ciddi herhangi bir şey yok."

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber