Başbakan 'Eşinin başını kapa' demez

Haber Giriş : 04 Eylül 2006 10:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan'ın danışmanı milletvekili Egemen Bağış: Şimdiye kadar yaşam stilimizle ilgili tek bir uyarı gelmedi. Kimse kimseye karışmıyor.

Babacan'ın yükü ağır geliyor olabilir ama baş müzakereci sürekli Brüksel'de olacak diye bir şey yok. 'Gitmeyince süreç duruyor' söylentisi saçma

Egemen Bağış, İstanbul milletvekili, Başbakan'ın Dış İlişkiler danışmanı. Ne yalan söyleyeyim, uzun zamandır onun ve Harvey Nichols'un genel müdürü yardımcısı olarak atanan eşinin peşindeyim. Sonunda Beyhan Bağış'ın işyeri olan Kanyon'da buluştuk. Bağış ailesi geleneksel AKP imajından farklı bir portre çiziyor. Onlar her ne kadar bu ayrıma karşı çıksalar da, partinin modern yüzünü oluşturuyorlar. Uzun yıllar Amerika'da yaşayan Bağış ailesi suşi ve noodle yemekten keyif alıyor, ailecek sinema seyretmeye bayılıyor. Egemen, Beyhan 3 yaşındaki Ecehan ve 7 yaşındaki Egehan Bağış ile Wagamama'da bir öğlen yemeği yedik. Egemen Bağış ailesine düşkün bir isim. En büyük tutkusu çocuklar, üstelik sadece kendi çocukları değil. "Yolda otomobilde giderken hep okul yolundaki çocukları izlerim. Okula giden, el ele tutuşan abiler ablalar. Hepsi kahramanca hayat mücadelesi içindeler. Anadolu yollarında, şehir sokaklarında ellerinde kitapları çantaları ile yürüyen çocuklar. Hepsinin sorumluluğu üzerimizde..."

Siz AKP'nin modern yüzü müsünüz?

Bu kategorizasyon büyük bir haksızlık. Bu parti Türkiye'nin özeti. Nasıl Türkiye'de Türk kadınların yüzde 72.5'i bir şekilde başını örtüyorsa, partimizin içinde de başını örten bayanlar var. Hiç kimse birbirinin yaşam stilini sorgulamıyor.

Kadınların çoğunluğu başını örtüyor yani, bu sonucu nereden çıkardınız?

Bizimaraştırmalarda bu sonuçlar çıkıyor ama asıl bu sonuç 99 TESEV araştırmasından.Yaklaşık bir yıl önce Milliyet'in yaptığı bir araştırmaya göre bu oran yüzde 64. Bunların içinde türbanlısı, çarşaflısı ve başörtülüsü de var.

Kendinizi tanımlayın desem?

AK Parti'nin modern yüzü denilmesinden çok bana partinin liberal kanadına mensup diyebilirsiniz. Çünkü ben serbest pazar ekonomisine önem veren biriyim. Artık Türkiye'de devletin buzhane işlettiği, ayakkabı ürettiği günlerin geride kalması, bunun yerine devletin denetleyen ve düzenleyen kurum olması gerektiğini savunuyorum.

Siz Başbakan'ın Dış İlişkiler Danışmanı'sınız. Danışman kavramı bu hükümetle birlikte öne çıktı. Siz gerçekten de Erdoğan'ın beyninin yarısı mısınız?

-Bu tabir hem bize hem de Başbakan'a saygısızlıktır. Aslında her dönemde bu danışmanlar olmuştur. Ama bu dönemde nedense danışmanları ön plana çıkarmak tercih edildi.

Neden?

Bilemiyorum. Size sorayım.

Değişik bir danışman yelpazesi var. Birbirinizle iyi geçiniyor musunuz?

-Hepimizin farklı düşünceleri olduğu, zaman zaman fikir ayrılıklarına düştüğümüz doğrudur. Bu farklılıklar zenginliktir. Ama hepimizin bir ortak paydası var. O da bu Başbakan'ın, bu partinin başarılı olması.

Son günlerde "Kodu mu oturtan paşa isteriz" tartışmaları yapıldı. Siyasetçi- asker gerilimi var mı?

Özkök o tartışmaya en iyi cevabı verdi. Türkiye'nin başarısı ortak başarımız ya da başarısızlığımız olacaktır. Başarıya giden yolla ilgili bazen fikir ayrılıkları yaşanabilir, diyalogla çözülür. Asker ile siyasetçi arasında gerginlik yok. Büyükanıt ile Başbakan'ın benzerlikleri var, iyi anlaşacaklar bence.

Ne gibi?

Bir kere ikisi de iyi Fenerbahçeli (Gülüyor). Şaka bir yana ikisi de terörü bitirme konusunda kararlı, Türk ordusunun dünya standartlarında ve modernlik seviyesinde olması gerektiğini düşünüyor, ikisi de halkını seviyor. Biz askerimize Mehmetçik derken peygamber yolunda ilerleyen askerimiz olarak sesleniriz. Ordumuza "Peygamber Ocağı" diyoruz.

Ali Babacan baş müzakereci olarak fazla mesai harcayamadığı için yurtdışı medyasının eleştirilerine hedef oldu. Siz ne düşünüyorsunuz?

Babacan'a gereksiz yere yükleniliyor. Yükü ağır geliyor olabilir ama Baş müzakereci sürekli Brüksel'de olacak diye bir şey yok. Gelinen noktayı alkışlamıyoruz da "Niye gitmiyor, süreç durdu" diye söylenti çıkarıyoruz.

Lübnan'a asker gönderme konusunda ne düşünüyorsunuz?

-Ortadoğu'da ılımlı olmak zor hale geldi. Türkiye'nin sağduyu temelinde giden siyaseti bu yüzden çok önemli. Müttefiklerimizin bu durumu iyi tahlil etmesi lazım. Bazılarının radikalizmin daha da tırmanmasını sağlayan siyasetlere girmeleri, anlaşılır gibi değildir.

Başta Cumhurbaşkanı Sezer olmak üzere önemli isimler bu işte aceleci olduğumuzu düşünüyor.

-Erdoğan ve Gül'ün güven veren ve kitleleri sınırsız sürükleyebilecek karizmalarını itidal ve sağduyu yolunda kullanmasına saygı duymalıyız. Bazı liderlerin aksine sertliği ve kini değil, hoşgörüyü telkin etmeleri Ortadoğu ve dünya barışı için büyük şans. Bölgede söz sahibi olmak ve oyuna gelenlerin değil oyunu belirleyenlerin saflarında olmak istiyorsak askerimizle orada olmalıyız.

sabah

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber