Doldurulamayan makam

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 28 Eylül 2006 08:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun ağustos ile eylül açıklamaları arasında bir önemli fark var, o da toplantıya katılan üyelerin sayısı. Kurul normalde yedi üyeye sahip. Toplanabilmesi için en az beş üyenin bulunması gerekiyor. Kurulun ağustos toplantısına altı üye katılmış, eylül toplantısına ise beş. Bir başkan, üç başkan yardımcısı ve bir de banka meclisi üyesi. Hükümeti temsilen üye konumunda olan Güven Sak'ın kurul üyelik süresi ağustosta doldu. Bu nedenle Sak, eylül toplantısına katılamadı. Başkan yardımcılarından Şükrü Binay da nisanda emekliliğini istemiş ve bu isteği resmen haziran başında yerine gelmişti. Dolayısıyla o da haziran itibariyle kurul üyeliğinden ayrılmıştı. Bu nedenle kurul eylülde 5 kişiyle toplanabildi. Hadi, Güven Sak'ı anladık, görev süresi ağustosta doldu ve Türkiye standartlarında bir makamın bir ayda dolmasını beklemek aşırı iyimserlik olur ama Şükrü Binay'ın yerinin doldurulamamasını anlamak kolay değil. Söz konusu kurum Merkez Bankası. Türkiye'nin bağımsız olan ya da bağımsızlığa çok yakın tek kurumundan bahsediyoruz. En önemli dayanağı bağımsızlık ve itibar olan bir kurum. Ama gel gör ki bir başkan yardımcılığı koltuğu aylardır doldurulamıyor. Bu nedenle para politikası gibi önemli işlevler yüklenen bir kurul eksik üye ile toplanabiliyor. Eylül ayında bir üye hasta olsa ya da başına bir şey gelse kurul toplanamayacaktı. Bu durum görüldüğü kadarıyla piyasaların pek umurunda değil ama normal şartlarda ve gelişmiş ekonomilerde bunu anlamak ve anlatabilmek kolay değildir. Eğer o başkan yardımcılığı olmadan da işler aksamıyorsa o zaman bu kadronun gereksiz olduğunu açıklayın ve iptal edin. Yok eğer gerekli olduğuna inanıyorsanız o zaman doldurun.

Başkan ve hükümet arasında sorun mu var

Bunca zaman böylesi kadroya atama yapılamamışsa bunun bir açıklaması olmalı. Eğer yukarıdaki gereklilik durumu söz konusu değilse o zaman geriye bir açıklama kalıyor: Bu konuda başkan ile hükümet arasında bir sorun var. Biliyorsunuz başkan yardımcısı, başkanın teklifiyle hükümet tarafından atanıyor. Bu durumda ya hükümet Merkez Bankası başkanının atamak istediği ismi uygun bulmuyor ya da başkan, hükümetin kendisine empoze etmek istediği kişiyi tasvip etmiyor. Ya da son onay makamındaki Cumhurbaşkanı ortaya çıkan adayı uygun bulmuyor.

Gelelim salı günkü toplantıdan çıkan sonuca. Benim Para Politikası Kurulu toplantılarında karardan daha da fazla önemsediğim şey, toplantının hemen ardından yapılan açıklamanın içeriğidir. Çünkü faiz kararı artık verilmiş ve bitmiştir. Dolayısıyla geride kalan bir gelişmedir. Oysa Merkez Bankası'nın açıklaması geleceğe dönük ipuçları verir. Salı gecesi yapılan açıklamaya bakalım, ne demiş Merkez Bankası diye?

* (Önce iyi haber) Enflasyon görünümünde kısmi iyileşme sürüyor.

* İç talep yavaşlıyor ama dış talep hâlâ gücünü koruyor.

* (Ama bu olumlu gelişmelere rağmen) Orta vadeli enflasyon beklentileri hâlâ hedefle uyumlu değil.

* (Bu nedenle Merkez Bankası tarafında) temkinli duruş sürmeli; (hatta ve hatta) Merkez Bankası gerekirse faizleri de artırabilir.

* (Eğer bir terslik olmazsa) Şu anda yüksek olan kısa vadeli faizler önümüzdeki aylarda Merkez Bankası'nın borçlanma faizlerinin düzeyine gelecek.

Bir sayfalık açıklamanın özeti böyle. Parantez içindekiler benim eklemem ama diğerleri aşağı yukarı Merkez Bankası'nın sözleri. Geniş açıklama 5 işgünü içerisinde yapılacak. Orada daha farklı değerlendirmeler yer alabilir. Bir önceki ay yapılan açıklama ile salı günkü açıklamayı karşılaştırdığımızda içerik ve tonlama açısından farklılık görünmüyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber