'Yasal düzenlemeler için muhalefet destek olsun'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Muhalefetin desteğine ihtiyacımız var. En azından köstek olmamasına ihtiyacımız var. Engelleyici bir tutumla Meclisi bloke etmesinler, bu kanunları çıkaralım."

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Mart 2016 20:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Yasal düzenlemeler için muhalefet destek olsun'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Siyasi istikrarı tehdit eden en büyük olgu olarak görülen terörle mücadeleyi ciddi şekilde sürdürüyoruz. Bugün Sur'daki operasyonların tamamlandığı bilgisiyle geldim. Türkiye'de istikrarı tehdit eden odak kim olursa olsun buna izin verilmeyecektir. Terör bütün dünyanın risk olarak gördüğü global bir olgu ama Türkiye'de ekonomik hayatı etkileyecek tarzda bir güvensizlik, bir istikrarsızlık ortamının oluşması söz konusu olmayacak" dedi.

Davutoğlu, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Ankara Resepsiyonu ve 35. Yıl Galası'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasıyla 2023 hedeflerine giderken en çok ihtiyaç duyduğu hususlardan birisinin dünyanın yatırım ve cazibe merkezlerinde birine dönüştürülmesi olduğunu söyledi.

YASED'in ve konunun önemine istinaden Meclisteki bütçe görüşmeleri devam ederken toplantıya katıldığını ifade eden Davutoğlu, 64. Hükümetin ve daha önceki AK Parti hükümetlerinin hiç aksatmadığı, sürdürdüğü ve özel önem verdiği husulardan birisinin de doğrudan yabancı yatırımlar olduğunu belirtti.

Türkiye'nin coğrafi ve insan kaynaklı zenginliği yanında çok ciddi bir tasarruf ihtiyacının da aşikar olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Kalkınmamızın sürdürülebilir olması için hem kendi tasarruflarımızı artırmak hem de yurt dışında biriken tasarrufları yurt içine, ülkemize çekebilmemiz lazım. Bu açıdan bakıldığında YASED'in taşıdığı önem açık bir şekilde ortada" dedi.

Davutoğlu, hükümeti kurduktan sonra hemen yabancı yatırımcıları İstanbul'a davet ettiklerini, onları dinleme fırsatı bulduklarını, yatırımcılardan gelecek taleplerin göz önüne alınmadığı bir hükümet programının eksil olacağını ifade ettiklerini vurguladı.

Temel amaçlarının Türkiye'nin kalkınması, sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Türkiye'de yatırım yapan bütün şirketlerin bu yatırım ortamından istifade etmesi olduğunu vurgulayan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Ülkenin yabancı yatırımcılar için cazip hale gelmesine istinaden 4 önemli şart hemen dikkati çeker. Biz Türkiye'deki hiçbir sermayeyi yabancı sermaye olarak görmüyoruz. Bunun için uluslararası yatırımcı tabirini seçmiş olmanız dolayısıyla sizleri tebrik ediyorum. Türkiye'ye yatırım yapan kim olursa olsun asli unsurdur. Bu ülkeye güvenen hangi ülkeden gelmiş olursa olsun bizim fahri vatandaşımız, ekonomimizin ise asli unsurudur. Onun için bütün uluslararası yatırımcıları Türkiye'nin Türk ekonomisinin ayrılmaz parçaları olarak görüyoruz. Bize gelen sermayeyi de kendi öz sermayemiz olarak değerlendirip Türkiye'nin kalkınmasına katkı yapan asli unsur olarak değerlendiriyoruz."

Siyasi istikrarın çok önemli olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, uluslararası ekonomik krizin dünyada çok derin etkiler bıraktığını, son 100 yılın en büyük kriziyle hala uğraştıklarını aktardı.

Bu krizin etkilerinden azade kalmış hiçbir ülkenin olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, "Kriz, birçok ülkenin siyasi istikrarını kaybetmesine neden oldu. Avrupa'ya baktığımızda çok sayıda hükümet değişimi ve sürekli ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikler ülkelerin siyasi istikrar içinde karar almalarını zorlaştırmıştır. İzmir'de Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile bir araya geldiğimizde bizim kaç Yunanistan başbakanı ve dışişleri bakanı ile çalıştığımız aklıma geldiğinde siyasi istikrarın önemini bir kez daha farkettim. Gerçekten ekonominin olmazsa olmaz şartı ve yabancı sermaye çekebilmenin asgari şartı siyasi istikrardır. Bugün Avrupa'nın neredeyse en sağlam ekonomik yapılanmasına sahip iki ülkesi, Almanya ve Türkiye'ye baktığınızda, siyasi istikrar unsurunu taşıdığını görüyorsunuz" dedi.

Bir başbakan ve hükümet olarak önlerini görebilmiş olmanın rahatlığı içinde bulunduklarını anlatan Davutoğlu, bunun önemini vurguladı.

Davutoğlu, önlerindeki 4 yılı planladıklarını, siyasi istikrarın getirdiği avantajları da kullanarak yatırım ortamını iyileştirmek için gereken her şeyi yaptıklarını belirterek, "Sadece seçim kazanmadık. Siyasi istikrarı tehdit eden en büyük olgu olarak görülen terörle mücadeleyi ciddi şekilde sürdürüyoruz. Bugün Sur'daki operasyonların tamamlandığı bilgisiyle geldim. Türkiye'de istikrarı tehdit eden odak kim olursa olsun buna izin verilmeyecektir. Terör bütün dünyanın risk olarak gördüğü global bir olgu ama Türkiye'de ekonomik hayatı etkileyecek tarzda bir güvensizlik, bir istikrarsızlık ortamının oluşması söz konusu olmayacak."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel'de yapılan görüşmeleri anımsatarak, "Benim memnun olduğum husus şu ki; ilk defa Avrupalı liderlerin Türkiye ile Avrupa'nın, Avrupa Birliği'nin kaderinin ortak olduğu bazı sorunları ancak Türkiye ile aşabilecekleri kanaatini derinden hissetmiş olmaları" dedi.

Davutoğlu, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Ankara Resepsiyonu ve 35. Yıl Galası'nda yaptığı konuşmada, millette "Bu hükümet söz verdi mi yerine getirir" güveni olduğunu söyledi.

Toplantıya katılanlardan Türkiye'ye yatırım yaparken ya da temsil edilen şirketleri yatırıma teşvik ederken söylenmesi gerekenlere işaret eden Başbakan Davutoğlu, "Şunu söyleyiniz; Türkiye bir siyasi istikrar ülkesidir. Son 14 yıldaki başarılarının arkasında siyasi istikrar vardır. Önümüzdeki 4 yıl ve daha sonra 2023'e girerken de bu siyasi istikrardan her ne pahasına olursa olsun ödün verilmeyecektir" ifadelerini kullandı.

Ekonomik istikrar ile demokratik siyasi istikrarı bir araya getirebilen ülkelerin kalkınabileceğine vurgu yapan Davutoğlu, ekonomik istikrar boyutu itibarıyla bakıldığında Türkiye'nin Avrupa ülkelerinin de imreneceği göstergelere sahip olduğunu dile getirdi.

- "Denk bütçeye doğru gidiyoruz"

TBMM'deki bütçe görüşmelerinden ayrılarak toplantıya katıldığını ifade eden Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:

"En güçlü özelliklerimizden biri son 14 yılda, bu bütçede de mali disiplin. İki seçim yaptık geçen sene, buna rağmen mali disiplinimiz o kadar sağlamdı ki şimdi sunduğumuz bütçede yüzde 11 olarak aldığımız bütçe açığı, şu anda yüzde 1,2'dir. Devlet gelir-gider dengeleri açısından ise neredeyse denk bütçeye doğru gidiyoruz. Bunun getirdiği en önemli gösterge Türkiye'de popülizmin olmaması. Eğer biz 7 Haziran seçimlerini kaybetmedik ama yüzde 41 gibi çok büyük bir oranla aslında Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlarından birini aldık ama tek parti hükümeti kuramamış olma sebebiyle 1 Kasım seçimlerine giderken popülizm yapmış olsaydık, şu anda bir çoğunuz ve uluslararası gözlemciler kaygı duyardı."

İktidarları döneminde hiçbir zaman popülizme ve kısa dönemlik siyasi kazanç yoluna sapmadıklarına vurgu yapan Davutoğlu, OECD ve G20 kriterleri gibi kriterler açısından da Türkiye'nin ortalamanın üzerinde olduğunu ve tam bir güven verdiğini aktardı.

- "Türkiye'de çok sağlam ekonomik istikrar var"

İstihdamdaki rakamlara bakıldığında 6,5 milyon kişinin istihdam edildiğini bildiren Başbakan Davutoğlu, geçen sene seçim dönemi olmasına rağmen 1 milyon istihdam sağladıklarına dikkati çekerek, "Hangi ölçüyü, hangi kriteri alırsak alalım Türkiye'de çok sağlam bir ekonomik istikrar vardır ve bu ekonomik istikrar korunacak. Bankacılık sistemimiz sapasağlamdır. Türkiye'yi bu anlamda bankacılık faaliyeti ve finansal çalışmaları bağlamında da merkez haline getirebilmek için İstanbul'da 'Uluslararası Finans Merkezi' kurma irademizi de sürdürüyoruz. Bunun çalışmaları da yürüyor" diye konuştu.

Çeşitli risklerle karşılaşıldığını söyleyen Davutoğlu, son 40-50 yıl içerisinde bu derece yoğun jeopolitik riskin ve ekonomik bir daralmanın olduğu ikinci bir dönem olmadığını ve buna rağmen Avrupa'daki kalkınma ortalamasının 3 misli oranında kalkınma sağlandığını anlattı.

Ocak ayı sanayi üretim rakamlarının yüzleri güldürdüğüne işaret eden Ahmet Davutoğlu, sanayi üretimindeki canlanmanın geleceğe doğru ümit kaynağı olduğuna değindi.

Siyasi istikrarla ekonomik istikrarın bir araya geldiği bir konjonktürde olunduğunu belirten Davutoğlu, emtia fiyatlarındaki düşüşün cari açığın kapatılması için imkan sağladığını, emtia fiyatlarındaki düşüş dolayısıyla Irak gibi bazı komşu ülkelerin gelirlerin azalması da ihracat ve turizmde düşüşe neden olduğuna dikkati çekti.

Önemi olanın doğru zamanda doğru kararlar alınması olduğuna vurgu yapan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Rehavete kapılırsanız, 'emtia fiyatları düşüyor, Türkiye enerji açısından, enerji maliyetleri açısından rahat bir döneme girecek' diye, turizmde çok ciddi darbe yersiniz. Bir taraftan emtia fiyatlarındaki düşüşü takip ederken, diğer taraftan turizm sektörünün bundan etkilenmemesi için hemen bir teşvik paketi açıkladık. Siyasi gerilimi Rusya'da yaşadık diye peşini bırakmadık, olabilecek sonuçları ön görüp gerekli tedbirleri aldık, alıyoruz. Asgari ücretle ilgili seçim taahhüdümüzdü, bu taahhüdü yerine getirdik. Dikkat ediniz, çok 'felaket senaryosu' gibi çizilen enflasyon üzerinde 'büyük olumsuz etkisi olacak' kanaati yerine, enflasyonda geçen bir ay düşme trendi gözlendi. Çünkü, başka tedbirlerle bunu takviye ediyoruz. Üretim artışını sağlayacak bir piyasa dinamizmi için de gereken adımları atıyoruz."

Siyasi istikrarın doğru ekonomik politikalarla desteklenmesi gerekliliğinin altını çizen Davutoğlu, ekonomik ve siyasi istikrarın yanı sıra sürdürülen ekonomik istikrar ile reformlar, reform dinamizmi arasındaki irtibatın da sağlanması gerektiğine değindi.

"Ekonomik istikrar içerisinde devam ediliyor" diye gereken reformların gereken zamanlarda yapılmadığında rekabetçi kabiliyetin kaybedilebileceğine işaret eden Ahmet Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz onun için bir taraftan mali, finansal disiplini korurken, diğer taraftan da çok kapsamlı ve 'G20' ülkeleri arasında sadece Türkiye'nin ilan ettiği bin 350 eylemli, 25 öncelikli dönüşüm programın açıkladık geçen sene ve bu sene bunun takibini yakından yapıyoruz. Türkiye'nin koalitetif, niteliksel bir dönüşüm gerçekleştirmesini hedefliyoruz. Atıl kapasiteyi kullanma yanında, bunu iyi kullandık son 14 yılda. Şimdi niteliksel bir dönüşüm içerisindeyiz. Dolayısıyla uluslararası yatırımcıların niteliksel dönüşüm yatırım alanlarına girmesi durumunda gereken her türlü teşvik kendilerine verilecektir. Nedir bu? Mesela taşımacılığı salt taşımacılık olarak görmeyip, lojistiğe dönüştürmek. Sağlığı, salt 'sağlık yatırımı' olarak görmeyip, sağlık turizmine dönüştürmek. İthalata olan bağlımlılığı azaltmak. Ar-Ge çalışmalarında Türkiye'yi üst, yüksek teknoloji kullanan ülkeler kategorisine sokabilmek. Bu konularda getireceğiniz her proje teşvik görecektir ve önümüzdeki dönemde de bir başka paketi, üretimi ve ihracatı teşvik paketini şeklinde açıklayacağız."

Toplantıya katılanlardan 25 öncelikli dönüşüm programını incelemelerini isteyen Başbakan Davutoğlu, uygulamalarda yaşanabilecek problemlerin de paylaşılmasını istedi.

Getirilecek her fikrin ve düşüncenin değerlendirileceğini kaydeden Davutoğlu, görüşlerin kendisine de iletilebileceğini söyledi.

Türkiye'nin bir yatırım havzasına dönüşmesi konusunda gerekli çabanın gösterilmesi çağrısında bulunan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye dünyaya açılan bir ülke, dünyaya kapanan bir ülke değil. Özellikle son dönemde, evet mülteciler krizi bağlamında yoğunlaştı, belki o şartlar teşvik etti. Ama Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerindeki ivmeden büyük bir memnuniyet duyuyoruz" şeklinde konuştu.

- AB-Türkiye ilişkileri

Davutoğlu, Brüksel'de katıldığı müzakereleri anımsatarak, "Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin önünü açmak için büyük bir çaba sarf ettik. Mülteciler konusu vicdani bir konudur. Gereğini yapıyoruz. Bundan da hiç çekinmedik, kaçınmadık. Fedakarlığın her türlüsünü yaptık. Ama benim memnun olduğum husus şu ki; ilk defa Avrupalı liderlerin Türkiye ile Avrupa'nın, Avrupa Birliği'nin kaderinin ortak olduğu bazı sorunları ancak Türkiye ile aşabilecekleri kanaatini derinden hissetmiş olmaları" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye için önemli olan hususların da ele alındığını söyleyen Başbakan Davutoğlu, vize muafiyeti konusunun da iletildiğini ve haziran ayında vize muafiyetinin sağlanacağını bildirdi.

- "Vize muafiyetinde muhalefetin desteğine ihtiyacımız var"

Vize muafiyeti konusunda çıkarılacak yasalarla ilgili muhalefet partilerinin desteğine ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Ahmet Davutoğlu, haziran ayında vize muafiyetinin sağlanmasını hedeflediklerini söyledi.

Yasal düzenlemelerin Meclisten 1 Mayıs'a kadar geçmesinin önemine değinen Başbakan Davutoğlu, "Bu konuda muhalefetin desteğine ihtiyacımız var. En azından köstek olmamasına ihtiyacımız var. Biz kanunları 317 ile çıkarırız da engellemesinler, engelleyici bir tutumla Meclisi bloke etmesinler bu kanunları çıkaralım. Bu, 50-60 yıllık bir rüyadır vatandaşlarımız için bunu gerçekleştireceğiz" dedi.

Fasılların açılması konusunda da bazı prensip kararlara varıldığına işaret eden Davutoğlu, bunların AB ile ilişkilerin yeni ivme kazanması açısından da önemli olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de siyasi, ekonomik, reform iradesi ve yatırım ortamının işlemesi bağlamında güvenceler var olduğunu belirten Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye'ye yatırım yapan herkesin yargı güvencesini görmek istemesinden daha doğal bir durum olamaz. Türkiye'deki yargı sistemi yatırım yapanları da Türk vatandaşları gibi teminat altına almak durumundadır. Bu uluslararası evrensel bir kuraldır. Yüzde 100 yerli şirketler hangi muameleye muhatapsa, Türkiye'ye yatırım yaparak Türkiye'nin kalkınmasına katkıda bulunan şirketler, uluslararası yatırımcılar da aynı muameleye bu anlamda muhataptırlar. Herhangi bir negatif ayrımcılık söz konusu olmaz. Hukuki olarak size verilen güvenceler teminat altındadır. Hiç kimse bu güvencelerin yıpranmasından, örselenmesinden kaygı duymamalıdır. Kaygı duyarsanız başvuracağınız makam biziz.

Kim sizin hakkınızı, hukukunuzu ihlal ederse, hukuki çerçevenin dışına çıkan bir tavır sergilerse bunun için de Türkiye'de gerekli işlemlerin yapılabileceği mekanizmeler mevcuttur. En çok önem verdiğimiz bu 25 öncelikli dönüşüm programlarının başında yatırım ortamının iyileştirilmesi, bürokrasinin azalması ve yargı sisteminin en etkin şekilde çalışması, yatırım ortamı açısından 'olmazsa olmaz' şartlardır. Yargı sistemiyle ilgili geçen sene 17 Nisan'da açıklamış olduğum yargı reform paketini de birer birer hayata geçireceğiz."

Geçen hafta bilirkişilik sisteminin yeniden yapılandırılmasının ele alındığını hatırlatan Başbakan Davutoğlu, "Bilirkişiliğin özellikle bazı noktalarda nasıl tek taraflı işleyebileceğinin örneklerini yakından gördüğümüz için kesinlikle bilirkişilik sisteminin yasal bir zemine kavuşması ve mutlaka objektif bir şekilde işlemesi konusunda gereken her türlü tedbiri alacağız. Bundan sonraki bütün bu işlemlerde de yargıyla ilgili ilişkilerde de bu hususların göz önüne alınacağından emin olunuz" diye konuştu.

Daha çok doğrudan yatırım beklediklerine de vurgu yapan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin siyasi istikrarının sarsılmaz olduğunu, ekonomik istikrardan taviz verilmeyeceğini, ekonomik ve siyasi reformların güçlü şekilde sürdürüleceğini, yargı sistemi güvencesini ve bürokrasinin azaltılarak, yatırım ortamının iyileştirileceği taahhüdünden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğimizi bizim temsilcilerimiz olarak yurt dışındaki dostlarınıza, şirketlerinize aktarmanızı diliyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber