Sosyal medyada her şeyinizi paylaşmayın

Prof.Dr.Erdal Çayırcı Çayırcı, Işık Üniversitesi Yayınları'ndan çıkan kitabında Kara Harp Okulu'nda kurulan ilk web sayfasının hikayesine de yer verirken, bilişim dünyasındaki tehlikelere karşı neler yapılması gerektiğini maddeler halinde sıraladı

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 29 Mart 2016 07:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Sosyal medyada her şeyinizi paylaşmayın

Mert İnan-Çok Tanınıyorsun! Farkında mısın?/3

Albay rütbesindeyken TSK'dan ayrılan Prof.Dr. Erdal Çayırcı, yazı dizimizin son gününde ilginç birkaç anısını paylaştı. CERN'in web için geliştirdiği yazılımları ücretsiz kullanıma açmasından sadece bir yıl sonra, Kara Harp Okulu'nun ilk web sayfasını açtıklarını belirten Işık Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çayırcı, o web sitesinden kaynaklanan CIA dedikodusunu da şöyle aktardı;

"Türkiye internete bağlanalı bir yıldan biraz daha uzun olmuştu. Kara Harp Okulu da intenete bağlıydı ama internetin ne olduğu anlaşılamamış. Bir Orgeneral, okulu ziyarete geldi. İnternet konusunda soruları vardı. Bir bilgisayarın önünde canlı örnekler vererek anlattım. Bu arada aklına internet'in olumsuz bir yönü geldi. 'Fakat, bunun sahibi yok, ne konduğu denetlenemiyor, hesap vereni yok; nasıl olacak da öğrencinin yalan yanlış şeyler öğrenmesine engel olacağız?' diye sordu. Ben, 'Komutanım, öyle ama öğrencilerimizin güncel bilgide yaşıtları ile yarışmalarının yakın gelecekte başka yolu olmayacak. İnternet'in büyük bir bilgi kaynağı olacağını değerlendiriyorum' dedim. Bir süre düşündü. 'Risklerini göze almalı ve yönetmeliyiz, bundan öğrencimizi mahrum edemeyiz' benzeri bir talimat verdi ve ayrıldı.

Web (http, html) çıkmadan önce 'gopher' isimli bir uygulama kullanıyorduk. Web'ten farkı sadece yazı tabanlı olmasıydı. Resim ve benzeri değişik medyaları bağlayamıyorduk. linux isimli işletim sistemi çıkalı daha bir kaç ay olmuştu. Bilgisayarıma kurdum. Muhteşemdi! İzin aldım ve yaklaşık bir haftada en son sürümünü indirdim. Uzun uğraşlardan sonra bir kişisel bilgisayara kurmayı başarmıştık. Hemen arkasından bütün Harp Okulu öğrencilerine birer e-posta hesabı açtık.

Bağlantı hızı 64 kb

Türkiye'nin bütün bağlantı hızı saniyede 64 bin bit. Kara Harp Okulu'nun hızı ise saniyede 19 bin 200 bit. Bu hızlar o dönemde bizim için ancak ışık hızıyla karşılaştırılabilirdi. Başlangıçta özellikle nöbetçi olduğum günlerde gece geç saatlere kadar sistemin nasıl kullanıldığını kontrol ediyordum. Aynı dönemde CIA ve CIA'nın Dünya Gerçekleri kitabı ünlüydü. Kara Harp Okulu'nda çok sayıda yabancı öğrenci de vardı. O dönem 'Dün CIA'nın sistemine girdim!' cümlesi o günlerde kulağa çok havalı geliyordu. Kısıtlı olan bağlantı kapasitemizin önemli bir kısmı CIA'nın Dünya Gerçekleri kitabı için harcanıyordu. Bizde öğrencisi olan ülkeler ile ilgili sayfaları kendi sistemimize indirdim ve kendi gopher sitemize bağladım. Ertesi günü şube müdürüm beni çağırdı ve gazetelerden birinde, 'Kara Harp Okulu öğrencilerine CIA'nın gerçeklerini öğretiyor' diye yazı çıktığını söyledi. O gazetenin, o tarihte internet bağlantısı olmaması olasılığı çok yüksek. Daha yirmi dört saat geçmeden böyle bir haber çıkabildi. İlk aklına gelen bir öğrencinin veya çalışanın bu bilgiyi bu gazeteye aktardığı oldu. Belki de Kara Harp Okulu Gopher Sitesini sürekli gözleyen bir örgüt, bu değişikliği anında farkedip bir şekilde gazeteyi bilgilendirmişti."

Sözleşmelere dikkat!

Bilişim dünyasında yaşlı ve çocukların 'savunmasız grup' diye adlandırıldığını kaydeden Prof. Dr. Çayırcı, "Çocuklar ve yaşlılar siber tehditlere açık durumdalar. Sosyal paylaşım sitelerinin ve internetten alınan birçok hizmetin sözleşmesi bu grup tarafından neredeyse hiç okunmadan kabul ediliyor. Oysa ki bu sözleşmelerin iç metinlerinde neler yazdığı kişisel bilgilerinizin güvenliği açısındna çok önemli. 'Kişisel bilgiler paylaşılsın mı?' ibaresi olan bir sözleşmenin asla imzalanmaması gerekiyor. Böyle bir sözleşmeyi tamamen kabul ettiğiniz an paylaştığınız veriler size ait olmaktan çıkmış demektir. Artık hukuki itiraz hakkınızda olmayacaktır. Mahremiyetin Türkçesi; gizlilik. Sadece kişisel bilgilerinizin gizliliği değil. Kişisel hayat alanınız da sizin kontrolünüz altında olmalı. Mahremiyet sağlanmadan özgürlükten söz edemeyiz. Üstelik çocuklarımızın da birey olma hakkını unutmamalıyız" dedi.

Bilgilerinizi internette saklamayın

Prof.Dr.Çayırcı'nın korunmak için önerileri ise şöyle:

- Doğruluğu konusunda şüphede olduğun mail veya içeriği başkalarına yönlendirme veya sanal ortamda yayınlama.

- Telif hakları konusunda farkındalığını sürdür. Telif hakkına tabi resim, Kitap, film gibi materyali internet üzerinden paylaşma.

- Toplantı, konferans, iş ilişkileri gibi ortamlarda çekilen fotoğrafları, fotoğrafta bulunanların olurunu almadan sosyal medyada paylaşma.

- Başkalarından alıntılar yapıyorsan, büyük büyük paragrafları olduğu gibi alıntılama. İnsanların yazdıkları ve söyledikleri de insanların entellektüel varlığı kapsamına giriyor ve bir çok ülke ve toplulukta kanunlarla korunuyor.

- Kendine ait fotoğrafları sosyal medyada paylaşmadan düşün. Paylaştığın basit bir fotoğraftan yola çıkarak, kimlik, aile bireylerin, bulunduğun yerler, işin, adresin gibi bir çok bilgiye ulaşmak mümkün.

- Internet'te bir çok işlem sonrası, 'Bilgilerinizi sonraki işlemleri kolaylaştırmak için saklanmasını ister misiniz?' diye soruluyor. Cevabın hayır olsun. Özellikle kredi kartı, adres, kimlik numarası gibi bilgilerinin çok zorunlu olmadıkça firmaların veri tabanlarında kayıtlı olmasına izin verme.

- Aynı şekilde 'Firmamız tarafından düzenli olarak bilgilendirilmek ister misiniz' sorusunun da cevabı hayır olursa daha iyi.

- 'Girdiğin bilgileri başkalarıyla paylaşabilir miyiz?' sorusunun cevabı kesinlikle 'hayır' olmalı. İzin verdiğin zaman sadece firmaya değil, herkese izin vermiş oluyorsun.

- Kaynağından emin olmadığın e-iletilerde senden istenilenleri yapma. Lüzumsuz ve riskli sitelere girme.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber