'O babayı çok iyi anlıyorum'

HALİL İBRAHİM BİTKİ İstanbul

Kocaeli'de belediye işçisi Salim Biricik'in, bağırsak kanseri oğlu Fatih Biricik'i çektiği acılara son vermek için öldürmesiyle sonuçlanan olay Türkiye'deki ötanazi yasağını tekrar gündeme getirdi. Ancak ötanazi tartışmaları Türkiye'ye yabancı değil. 2004 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu vücudunun yüzde 97'sini kullanamayan omurilik felçlisi Tuğrul Cankurt da ötanazi için yıllardır mücadele veriyor. Kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayan ve yıllar süren fizik tedavi sonucunda ancak sağ omzunu oynatabilen Tuğrul Cankurt ötanaziyle hayatına son vermek istedi.

Kasten adam öldürme suçu

Ancak Türkiye'deki yasal düzenlemeler ötenaziye müsaade etmiyor. Türkiye'de yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu, "Hastaya ötanazi uygulayan fail, tasarlayarak kasten adam öldürme hükümlerine göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanır" hükmünü getiriyor. Bu madde nedeniyle de Cankurt yıllarca ötanaziyle hayatına son vermenin yollarını aradı.

Ailesi vasıtasıyla yurtdışındaki merkezlerle temasa geçen Cankurt, ötenazinin yasal olduğu Hollanda'ya başvurdu. Bir yanıt alamayan Cankurt, 2009'da da İsviçre'deki Dignitas adlı ötanazi merkezine başvurdu ve onay aldı. Cankurt'un İsviçre'ye gitmesi gerekiyordu ancak Türk hastası merkeze götürecek kişi de 'kasten öldürme' suçlamasıyla karşı karşıya kalacaktı. Bu nedenle Cankurt'un ötanazi çabası yıllardır sonuç vermedi.

'Ben de aynı yakarışı yaptım'

Şimdi Ankara'da yaşayan ve sağ elindeki az miktarda hareketle yaptığı resimlerle diğer engellilere destek olan Cankurt, Fatih Biricik'in durumunu çok iyi anladığını, kendisinin de pek çok kez Fatih gibi 'Beni öldürün de kurtulayım' dediğini söylüyor. Cankurt, "Durumu bu denli umutsuz olan hastalara bu hakkın tanındığı bir yasanın yürürlüğe girmesi gerekiyor. Eğer Türkiye'de ötanazi yasası var olsaydı Fatih Biricik de baba Salim Biricik de bu acıları yaşamak zorunda kalmayacaktı" ifadelerini kullandı.