Erdoğan: Gün safımızı seçme günü

Erdoğan: Buradan Tüm kardeşlerime sesleniyorum gün safımızı seçme günü. Bu proje örgütler arasında tercihimizi yapma günüdür

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Temmuz 2016 17:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Gün safımızı seçme günü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak Türkiye'de Atatürk Havalimanı'nda, ardından Irak'ta, dün de Suudi Arabistan'da Cidde ve Medine'de meydana gelen terör saldırılarının herkesin yüreğini derinden yaraladığını belirterek, "Aziz İslam'ın adını kullanarak, istismar ederek, Müslüman kanı döken bu terör örgütü, Peygamber Efendimizin mübarek naaşının, mescidinin bulunduğu şehre saldıracak kadar ileri gitti. DAEŞ denilen bu proje örgüt, Müslümanların bağrına saplanmış bir hançerdir. Her kim ki mezhep taassubuyla veya başka bir saikle bu örgüte destek veriyorsa aynı vebale ortak oluyordur." dedi.

Erdoğan, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfınca düzenlenen "İstanbul Bayramlaşıyor" programındaki konuşmasına, tüm Müslümanların Ramazan Bayramı'nı tebrik ederek başladı.

Programa Başbakan Binail Yıldırım'ın katılacağını ancak hem İzmir milletvekili olması hem de Başbakan olduktan sonraki ilk dini bayramı kutlama sebebiyle, İzmir'de olmasının daha isabetli olacağı kanaatine vardıklarını aktaran Erdoğan, Yıldırım'ın İzmir'de hemşehrileriyle bayramlaşma töreni gerçekleştirdiğini söyledi.

Erdoğan, Alvarlı Efe'nin güzel ifadeleriyle bayramı tebrik etmek istediğini belirterek,"'Can bula cananını, bayram o bayram ola / Kul bula sultanını, bayram o bayram ola.' Cananlarınızla, sultanlarınızla en güzel bayramların sizlerin olmasını diliyorum." ifadesini kullandı.

Aileleriyle, sevdikleriyle birlikte geçirecekleri nice bayramlara, nice ramazanlara hep birlikte kavuşulmasını Allah'tan niyaz ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bayramlar sevinç günleridir, ümit günleridir, kardeşlik, dayanışma günleridir. Bayramlar aynı zamanda muhasebe ve murakabe günleridir. Eğer Ramazan-ı Şerif'in manevi iklimi ve arkasından kavuştuğumuz bayram, ruhumuzda müspet yönde bir değişiklik yapmamışsa kendimizi sorgulamalıyız. Acaba ne yaptı? Nerede bir eksik var? Bunu sorgulamalıyız. Bir yerlerde ya eksiğimiz ya da yanlışımız var demektir. Buradaki her bir kardeşimin, her Müslümanın bayram vesilesiyle bu muhasebeyi yaptığına ve müspet yönde cevabını aldığını, alacağına inanıyorum."

- "DAEŞ Müslümanların bağrına saplanmış bir hançerdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayramların ümmet, millet olunmasının temel unsurlarından biri olduğunu vurgulayarak, "Şayet bayram sevinçlerimizi paylaşamayacak hale gelmişsek hep birlikte 'Eyvah' demeliyiz. Bugün ülkemizde ve tüm İslam dünyasında maalesef üst üste 'Eyvahlar' çektiğimiz bir manzarayla karşı karşıyayız." dedi.

Ramazan ayı boyunca Türkiye'de, İslam dünyasında Müslüman kanı dökülmeye devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde ve İslam dünyasında özellikle bu savaşı açan terör örgütleri, PKK'sıyla, PYD'siyle, DAEŞ'iyle, YPG'siyle mübarek ramazan ayımızı acıya ve kana buladılar. Son olarak ülkemizde Atatürk Havalimanı'nda, ardından Irak'ta, dün de Suudi Arabistan'da Cidde ve Medine'de meydana gelen terör saldırıları hepimizin yüreğini derinden yaraladı. Aziz İslam'ın adını kullanarak, istismar ederek, Müslüman kanı döken bu terör örgütü, Peygamber Efendimizin mübarek naaşının, mescidinin bulunduğu şehre saldıracak kadar ileri gitti. DAEŞ denilen bu proje örgüt Müslümanların bağrına saplanmış bir hançerdir. Her kim ki mezhep taassubuyla veya başka bir saikle bu örgüte destek veriyorsa aynı vebale ortak oluyordur."

- "79 milyona olan sevgimiz bizim eşit mesafededir"

Erdoğan, üç belayla karşı karşıya bulunduklarını, bunların mezhepçilik, ırkçılık ve terör olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Irkçılık... Bizim dinimizde böyle bir anlayış var mı? Yok. Ne Arap'ın Arap olmayana, ne Arap olmayanın Arap'a üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takva iledir. Takva yönünde, Allah'a yakınlık yönünde kim üstünse, üstün odur. Türk'üyle Kürt'üyle, Laz'ıyla Çerkez'iyle, Gürcü'süyle Abaza'sıyla, Roman'ıyla Arnavut'uyla, Boşnak'ıyla velhasıl 79 milyon, hiçbirinin bir diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ölçüsü belli ve biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Böyle bu yolda yürüdük. Birileri bu olayı farklı yerlere çekebilirler. Birileri 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz' demek suretiyle Kürt kardeşlerimin oylarını alabileceğini düşünebilirler. O onların kendi düşüncesidir, bizi ilgilendirmiyor ama biz işimize bakacağız. Nedir o? Biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevmeye devam edeceğiz. 79 milyona olan sevgimiz, bizim eşit mesafededir. Çünkü Yaradan'dan ötürü seviyoruz. Biz asla bu ülkede ırkçılık yapmadık."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu ana kadar 600 civarında bizim şehidimiz var ama 7 bini aşkın da teröristi etkisiz hale getirdik. Peki bu operasyonlar duracak mı? Durmayacak, üzerine üzerine gideceğiz." dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfınca düzenlenen "İstanbul Bayramlaşıyor" etkinliğinde yaptığı konuşmada, "Meclis'te PKK istemiyoruz" şeklinde slogan atılması üzerine, dokunulmazlık tartışmalarına değindi.

"Bunlar meydan okumuyor muydu? Bunlar ne diyordu? 'Benim dokunulmazlığımı kaldırın.' Peki dokunulmazlık kalkınca niçin feryada başladılar? Niçin kapı kapı dolaşmaya başladılar?" diyen Erdoğan, bunları söyleyenlerin savunulacak hiçbir yönlerinin bulunmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir zaman bu ülkede demokrasiye inanmadılar. Hak ve özgürlüklere inanmadılar ve bunlar dağdaki eşkiyaların, teröristlerin silahıyla kendileri parlamentoda yer buldu. Olayın aslı budur. Dağlardan o gücü arkalarında bulmamış olsaydılar, bugün zaten bunlar parlamentoda olamazdılar." ifadesini kullandı.

- "Bizde tek ölçü İslam'dır"

İslam dininde mezhepçiliğin olmadığını kaydeden Erdoğan, "Mezhep, daha iyi yaşayabilmek için bir yoldur ama Sünnilik, Şiilik diye bir ayrım bizde yok. Bizde tek ölçü İslam'dır. Biz İslam'a teslim olduk ve onla bu yolda yürüdük. Onun için de mezhebi bir yaklaşımla asla ayrıma gidemeyiz. Biz, buna da lanet ettik. 'Böyle bir şeyi de kabul etmiyoruz' dedik. Bu yolda hep bunu savunduk. Çünkü Şia diye bir din yok, Sünnilik diye bir din yok, İslam diye bir din var. Bunu böyle bileceğiz. İslam bizim dinimizdir. Şia'ya tabi olanların da dini İslam'dır, Sünniliğe tabi olanın da dini İslam'dır. Eğer burada bir şirke gidiyorlarsa vay hallerine. Hangisinde olursa olsun, ister Sünni'de olsun ister Şii'de olsun. Eğer böyle bir Allah göstermesin şirke giderlerse vay hallerine. Hiçbir şey onları kurtaramaz." şeklinde konuştu.

İslam'ın şekil dini olmadığını vurgulayan Erdoğan, "İslam itikadi noktada, inanç noktasında teslim olmamız gereken ilk adımda bir dindir. İbadeti, muamelatı, ahlak anlayışı her şeyiyle o bir bütündür. Değerli kardeşlerim, olayı eğer şekle dönüştürürsek Yunus ile de kavgaya girişmiş oluruz. Niye? Yunus ne diyor: 'Dervişlik olaydı taç ile hırka biz dahi alırdık otuza kırka.' Olayın aslı bu. Olaya buradan yaklaşacağız, buradan bakacağız." dedi.

- "Üzerine üzerine gideceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda terörle ciddi bir mücadelenin içinde bulunduklarını dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Ciddi kayıplar verdik ama bizim kayıplarımızın bir vasfı var. Onlar şehit, onlar şehit... Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda/Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Bizim askerimiz, polisimiz, köy korucumuz bunlar şehit. Şu ana kadar 600 civarında şehidimiz var. Rabbimiz ne buyuruyor, 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz.' İşin aslı bu. Peki diğerlerinin durumu ne? Onlar pisi pisine gitti, onların durumu bu. Onların bir karşılığı var mı? Yok. Şu ana kadar 600 civarında bizim şehidimiz var ama 7 bini aşkın da teröristi etkisiz hale getirdik. Peki bu operasyonlar duracak mı? Durmayacak, üzerine üzerine gideceğiz. Durmak yok, yola devam.

İşte ramazanda bir Mardin ziyareti yaptık. Genelkurmay Başkanımız, komutanlarımız, beraberce ve ardından bir Cizre ziyareti yaptık. Yine orada da gittik askerlerimizle bir arada olduk. Onlarla bir iftar yaptık. Asker, polis, köy korucusu birlikte. Aynı masayı paylaştık, aynı karavanadan yedik. Sordum ne düşünüyorsunuz? Devam mı, tamam mı? Ne dediler bilmiyor musunuz? Şimdi sizin devam demeniz kolay ama o arazidekiler ne dedi biliyor musunuz, onlar ne dedi biliyor musunuz? Kardeşlerim aynı masada 10 kişi oturuyoruz, dediler ki 'Cumhurbaşkanım, durmayacağız, bunları bitirene kadar devam edeceğiz.' Mesela içlerinde 9 aydır evinden görevli olarak oraya giden polisimiz vardı. Arada sırada bir evine gidiyor ve aynı kararlılıkla 'yola devam' diyor."

İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un "İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür" dizelerini seslendiren Erdoğan, inancın önemine işaret etti. Gençliğe inandığını ifade eden Erdoğan, "Bu gençlik, basit elinde molotofkokteyli dolaşan gençlik değil. Bu gençlik, evelallah ecdadından aldığı o istikamet üzre yoluna devam eden bir gençlik." diye konuştu.

- "Yeter ki bu vatana ben de sahibim anlayışına sahip olsun"

Salonda bulunan gençlerin tezahüratları üzerine Erdoğan, onlara seslenerek, şunları söyledi:

"Gençler bir şey anlatacağım sizlere. Biz var ya biz, biz rastgele bir millet değiliz. Biz, dünyayı avuçlarının içine almış ve o dünyayı avuçlarının içinde yoğuran bir millettik. Şair çok güzel ifade etmiş: 'Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz/Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz.' Biz böyle bir milletiz. Zulme rızayı hiçbir zaman kabul etmemiş bu millet. Ta Hint Yarımadası'na gerektiğinde donanma göndermiş. Biz böyle bir milletiz.

Şimdi, Suriye'den ülkemize gelen 2 milyon 700 bin muhacir var değil mi? Biz de hamdolsun ensarız. Ne büyük makam bu ya, ne büyük makam. Ama şimdi bakıyorum, bazı siyasiler bunun inceliğini kavrayamamış. 300 bin de Irak'tan var, 3 milyon. Çıkmış açıklama yapıyor. Diyor ki; 'Vatandaşlık öyle kolay bir iş değil'. Buralara takıp kalacak kadar siyaseti bilmeyen, tarihini bilmeyen, kendi değerlerini bilmeyen kişilerle bu ülkede ne yapabilirsiniz? Evet biz o mağdur, o mazlum kardeşlerimize bu ülkede inşallah hükümetimizin ortak çalışmasıyla vatandaşlığı vereceğiz. Bunların içinde çok kalifiye insanlar var, kalifikasyonu yüksek insanlar var, kariyer sahibi insanlar var. Biz almayalım da İngiltere'ye, Kanada'ya, şuraya, buraya mı gitsin? Bak biz ayrım yapmıyoruz. Buyurun Ukrayna'dan Ahıskalı kardeşlerimizi ne yaptık, Ahıska Türklerini aldık, Erzincan'a, Üzümlü'ye yerleştirdik. Yine gelsin, yine alacağız. 780 bin kilometrekare bu vatan topraklarının içinde yeter ki 'bu vatana ben de sahibim, ben de bu vatanda yaşayanların birer kardeşiyim' anlayışında olan kim olursa olsun biz bunları alırız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun benimsenmesinin çok önemli olduğunu belirterek, şöyle devam etti :

"Şu anda bu insanlar gözleri dolu dolu ağlıyor, bu teklifi iftar sofrasında kendilerine yaptığımız zaman. Kardeşlerim, her kim ki etnik köken, bölgecilik veya ideolojik gerekçelerle bu olaya yaklaşırsa yazık eder ve bu malum terör örgütlerinin değirmenine su taşır. Şimdi biz, ülke olarak, Müslümanlar olarak bir an önce adeta içimizi kemiren, iliğimizi sömüren, ruhumuzu kurutan bu urlardan, bu kanser hücrelerinden kurtulmalıyız. Artık kaybedecek ne tek bir canımız ne tek bir dakikamız kalmamıştır. Hem ülkemiz hem İslam dünyası daha fazla tahammül edemez. Buradan ülkemizdeki ve İslam dünyasındaki tüm kardeşlerime sesleniyorum: 'Gün safımızı seçme günüdür. Gün, hak ve hakikatle adeta gözümüze sokulan bu proje örgütler arasında tercihimizi yapma günüdür. Türkiye terör örgütlerinin üstesinden gelecek güce ve dirayete sahiptir hiç endişeniz olmasın. İslam dünyasının da mezhep ve terör fitnesinden kendisini kurtaracak ferasete sahip olduğuna inanıyorum. Yeter ki bu terör örgütlerinin arkasındaki doğrudan ve dolaylı destekler çekilsin. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize hep beraber sahip çıkalım.

Yaşadığımız tüm acı hadiselere rağmen yarınlarımızdan ümitliyim. Rabbim bizlere asla umutsuzluğa kapılmamızı emrediyor. Öyleyse üzülmeyeceğiz, korkmayacağız, mücadele edeceğiz ve Allah'ın izniyle de başaracağız. Allah yar ve yardımcımız olsun. Fakat sadece bu salon toplantılarında bir araya gelmeyeceğiz, çok çalışacağız. Özellikle gençlik içindeki arkadaşlarımızla, hanım kardeşlerimiz, hanım komşularıyla, arkadaşlarıyla ana kademeler bu noktada çok daha farklı bir şekilde çalışmak suretiyle inanıyorum ki bu ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini daha da güçlendireceklerdir."

"Rabia" işareti yaparak "Unutmayın Rabiamızı. 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyerek bu yolda yürüyeceğiz" diyen Erdoğan, katılımcıların bayramlarını tebrik ederek konuşmasını tamamladı.

- Notlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından salondaki vatandaşlarla bayramlaştı.

Programa, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı, Mehdi Eker ve Erol Kaya ile AK Parti İl Başkanı Selim Temurci de katıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber