'Tehlikeyi sulandırmayın'

15 Temmuz kanlı darbe girişiminin üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Küresel güçlerin Türkiye'yi işgal tehdidi halen devam ederken, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik özellikle televizyonlarda devam eden yayınlar adeta Gülen PR'ına dönüştü.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 13 Ağustos 2016 07:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Tehlikeyi sulandırmayın'
Yasemin Asan  Osman Özgan  Ayfer Mallı 

Alanında uzman birçok isim, geçmiş dönemde paralel örgüt içinde bulunmuş 'itirafçı' anlatımlarının, 15 Temmuz dehşetini zihinlerde hafiflettiğine işaret ediyor. Darbe eğer başarılı olsaydı nasıl bir Türkiye'de yaşardık, birçoğumuz hayatta olur muyduk, ülkemiz bölünür müydü, işgal girişiminin arkasında kimler var, küresel teröristlerin yeni hedefleri neler, bunları konuşan ne yazık ki yok. Varsa yoksa teröristbaşı Gülen'in kişisel sapkınlıkları, örgütünü hipnotize etmesi, ağzını sildiği mendil vs... İşte o kulak verilmesi gereken uyarılardan bazıları...

Ülke direkten döndü ne çabuk unuttuk!

Emekli Albay Hasan Atilla Uğur:

"Abuk subuk propaganda yapıyorlar. Eski FETÖ mensuplarını çok izlendiği iddia edilen kanallarda çıkararak aslında FETÖ'nün meczup, sapık olduğunu, akıl sağlığının yerinde olmadığını, halüsinasyonlar gördüğünü söyleyerek olayı hafifletmeye çalışıyorlar. Utanmadan şunu da söylüyorlar; 'o büyü yapıyordu, insanları etkiliyordu...' Darbeye kalkışanlar sanki aklanmaya çalışılıyor. 'Bunlar aslında iyi adamlardı, bunlar aslında Müslümanlığa cevaz veren adamlardı ama Gülen denilen teröristbaşı bunları hipnotize etti' falan... Kimi kandırıyorlar! Bu sadece Fetullah Gülen hadisesi değil ki; bu direkt ABD güdümündeki emperyalist bir hadise. Gülen aynı Abdullah Öcalan gibi bu emperyalist hadisenin bir figürü, piyonu, vatan düşmanı, hain."

MİLLİ BÜROKRASİ ŞART

"TV'lerde o kadar inanılmaz şeyler söylüyorlar ki; 40 yıldır işin içinde ama 'benim şundan haberim yok, bundan haberim yok' diyor. Kendilerini aklama gayretine girdiler. FETÖ yapılanması şu anda 2'ye, 3'e ayrılma hazırlığında. Diyecekler ki, 'bundan nefret ediyorduk zaten, biz ayrıldık, başka bir şey olduk.' Buna dikkat etmek lazım. Amaçlarına ulaşmak için kılık ve kılıf değiştirecekler. Gülen'e 'tu kaka' diyecekler. Ama yine aynı doğrultuda, FETÖ mantığı ile bu ülkeyi paramparça etmek için PKK ile IŞİD'le işbirliği yapacaklar. Biz bunları düşünmeli, bunlara bakmalıyız. Milli bürokrasiyi oluşturmamız lazım. ABD bir hamle yaptı, geri adım mı atacağını zannediyoruz? Mutlaka başka kaoslar çıkaracak. Ama şimdi TV'lerde bu iş sulandırıldı. Mizah gibi şeyler anlatıyorlar. Bunlar 40 sene Fetullah'a hizmet ettiler. Ciddiyetten uzaklaşılıyor. Ülke direkten döndü hala anlamıyorlar mı?"

Uzun kalınca arıza bırakır

Güvenlik Uzmanı Nihat Ali Özcan:

"Bazı kişilerin televizyona çıkıp bazı olaylar anlatması doğru ama bunlar anlatılırken magazinleştirmeden anlatılmadır. Bazı kişiler bir hareket içerinde bu kadar uzun kaldığında bu kişilerde bazı arızalar bırakır. Objektif bir analiz yapılmıyor, tamamen negatif analiz yapılıyor. Erdoğan'ın hayatını hedef alan, hükümeti yıkmaya çalışan örgüt elebaşından söz ederken peçete yemeye indirgeyerek olay magazinleştiriliyor. Bu şekilde anlatımlar onun yanında duran insanları o örgütten uzaklaştırmaya yardımcı olmaz."

İç savaşın eşiğindeydik

AK Parti Amasya Milletvekili Said Yüce:

"Mendil yeme, tırnak- sakal saklama gibi beyanlar olayı magazinleştirdi. Ekranda açıklananlar bilmeyenler için ilginç gelebilir. 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşmiş olsaydı binlerce insan infaz edilecekti, Türkiye bölünecekti, Suriye'den daha büyük bir iç savaşın eşiğine gelecektik. Bu kadar büyük bir darbe girişimi atlatıldıktan sonra Fetullah Gülen'in sapkınlıklarının tekrar tekrar ifade edilmesi yerine bu geldiğimiz noktanın sosyolojik ve tarihsel geçmişi analiz edilmelidir."

Unutmak tehlikeli

Eski Avrupa Birliği Bakanı Beril Dedeoğlu:

"Kasıtlı bir şekilde bunun darbe girişimini unutturma havası varsa çok tehlikeli bir şey. Herkes darbeye karşı, herkes al bayrağın altında fotoğraf veriyor. Çok farklı yüzler biraraya gelip reklam kampanyaları yapıyor. Ama aslında bu gerçekten darbeye karşı çıkanların yok olmasına sebep oluyor. FETÖ'cüler de darbeye karşı bir televizyon ve reklam kampanyası yapıyorlar. Çoğunluğun içinde kayboluyorlar. Bu da çok tehlikeli."

Şimdiye dek neredeydiler

Diyanetsen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar:

"Türkiye'nin bağımsızlığına, özgürlüğüne ve bu milletin istikbaline darbe yapılmıştır. Sulandırılmak isteniyor. Nedeni de dikkatleri başka yöne çevirip, bunlara verilecek ceza konusunda milletin kafası karıştırılmaya çalışılıyor. Algı operasyonu yapılıyor. Halkın iradesi örtbas ediliyor. Öyle televizyonlara herkesi çıkarıp konuşturmaya gerek yok. Türkiye'nin bu sapkınlığı tartışmaya vakti yok. Şimdiye kadar neden konuşmadılar? Madem bunları biliyorlardı da şimdiye kadar neden çıkarmadılar?"

Darbe başarılı olsaydı

"15 Temmuz yeniden yazılmaya çalışılıyor. Bazı insanlar darbe teşebbüsünün vahametinden ziyade örgütün liderinin ne kadar karizmatik olduğunu söyledi. Kimisi sapkın olduğunu, kimisi vahiy geldiğini... Sanki bu Fetullah Gülen denilen, teröristbaşı değil de mübarek bir adam tavrına girdik. Bunları bir kenara bırakıp, bu darbe teşebbüsü başarılı olsaydı Türkiye hangi noktalara gelirdi, bunun ortaya konması lazım. Bu darbe niçin oldu, bu aşamalara nasıl gelindi, bu darbeden sonra neler yapılmalı, bu travma nasıl aşılmalı? Bizim artık, 'şu adam böyle sapkındı...' gibi şeyleri bırakıp önümüzdeki günlerde ülkemizin geleceğini nasıl inşa etmeliyiz. Abuk subuk şeylerle teröristbaşını şöhret etmeyelim, PR'ını yapmayalım."

Reklamın iyisi kötüsü olmuyor

"Devlet şu anda bir şekilde geçmişi ile yüzleşiyor. Türkiye çok ciddi işgal ile karşı karşıya iken bu yapılanmayı lehte ya da aleyhte övmek, tanıtmak meseleyi sulandırıyor, soruşturmanın gizliliğini bozuyor. Bu örgütün geçmişini, liderini, artıları, eksilerini sürekli tartışmada tutmak doğru değil. 'Reklamın iyisi kötüsü olmaz' diyerek sürekli onun bireysel hayatını anlatmak meseleyi ciddiyetten uzaklaştırıyor. Bu şahıs iade edilmeli. ABD müttefikimizse gereğini yapmalıdırlar. Bu içişlerimize karışmaktır, onun için iade edilmelidir. Darbenin kırmızı kitabı ortaya çıkarılmalıdır."

Küresel boyut saklanıyor

"Darbe girişiminde Türkiye uçurumun kenarından döndü. Bu teşebbüsü iç siyasi faktörleri tarafından okursak meselenin bütünü anlayamayız. Bu kalkışmayı sadece Gülen ve mensupları tarafından okuyarak değil de dış boyutu üzerinde durmak lazım. Bu uluslararası boyutu olan bir hareket. Gülen'in mendili ya da başka bir şeyine yönelirsek olayı anlayamayız. Aktör üzerinden konuşmak doğru değil. Bu hareket uluslararası hareket olduğu için Gülen de bunun bir uzantısı. Görevler verilmiş kişilerin şahsiyetleri, o aktörlerin konumundan ziyade uluslararası boyutu üzerinden durulmalıdır. Gülen'in tırnaklarının kutsallığı veya yenilen peçeteler ve iç çamaşırlarını konuşursak, medya da bunu merkeze taşıdığı zaman olayı mahiyetinden saptırılır. Bunu tartışacak zamanımız da yoktur. Fetullah Gülen'i konuşmanın bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Darbenin bu şekilde uluslararası boyutunun da saklandığı kanaatindeyim. Batılı güçlerin kendi başarısızlığını örtme gayreti var. Tırnak saklama ya da peçete yeme bu aynı zamanda dış dünya nezdinde İslam'ın itibarsızlaştırmasıdır. İslam'ın karikatürize edilmesi noktası var. Bu darbenin mahiyetini çok iyi anlamak zorundayız. Fetullah Gülen ve aktörlerinin merkeze taşınmaması lazım. Bunlar merkeze taşındığı zaman gerçek özünü anlamaktan uzaklaşırız. O zaman uluslararası boyutunu ele almamış oluruz."

Öznemiz değil

AK Parti Milletvekili Selçuk Özdağ:

"Fetullah Gülen örgütü taşerondur. Burada öznemiz Gülen değildir, darbedir. Türkiye'nin kalkınmasına, demokrasisine ket vurma hamlesidir. Buna dikkat etmemiz gerekir. Meselemiz Gülen'in mendili, tırnağı kılı değil ki, meselemiz zihniyet meselesi. Bu adam Türkiye'de rejimi değiştirecekti. Bu insanlar gördüklerini anlatıyor, zaman zaman da çarpıtıyorlar. Türkiye'nin geleceği, istikbali, birlik ve bütünlüğü tehlikede. Bu işi sulandırmaya kimsenin hakkı yok. Burada FETÖ'nün sermayesine, siyasi, askeri, yargı uzantılarına bakmamız gerekiyor. Bir kişi ile uğraşmamız doğru değil onun zihniyeti ile uğraşmalıyız."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber