Laboratuvar test maaliyetleri özelde ve kamuda neden farklıdır?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 27 Aralık 2006 18:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

LABORATUVAR TEST MALİYETLERİ İLE İLGİLİ YANLIŞ YÖNLENDİRMELER

15-17 Aralık 2006 tarihinde, Antalya'da Akdeniz Sağlık Kuruluşları Derneği tarafından. GSS ile ilgili bir toplantı düzenlendi. Toplantıya, SGK ve Sağlık Bakanlığı'nın üst düzey bürokratlarıyla birlikte, kamu ve özel sağlık kuruluşlarından 400'e yakın yönetici katıldı. Konuşmacılar, çeşitli konularda görüşlerini belirttiler. Bu görüşlerden, laboratuvar test maaliyetleriyle ilgili olanlar dikkat çekiciydi. Bu konuya değinmek istiyoruz.

Laboratuvar Test Maliyetleriyle İlgili Farklı Yaklaşımlar

Toplantıda konuşması olan, İstanbul Şişli Etfal Hastanesi Başhekimi, kolesterol testini 0.11 YTL birim maliyetle aldığını, laboratuvar testlerinden kar ettiklerini söyledi. Antalya Akdeniz Üniversitesi Başhekimi de, benzer söylemlerde bulundu. O da, laboratuvar testlerinden kar ettiklerini, diğer hizmet maliyetlerinin ise düşük olduğunu belirtti. Özel sağlık kuruluşlarının temsilcileri ise, laboratuvar testlerinin Bütçe Uygulama Talimatı (BUT) fiyatlarıyla yapılmasının olanaksız olduğunu, laboratuvar testlerini sürdürmekte zorlandıklarını ve zarar noktasında bulunduklarını belirttiler. Sonuç olarak, iki farklı yaklaşım söz konusuydu.

Kamu Kuruluşlarında Maliyet Hesabı Yanlış Yapılıyor

Kamu Kuruluşu yöneticilerinin, maliyet hesaplamasını yanlış yaptıkları, daha doğrusu gerçek bir maliyet hesaplaması yapmaktan çok uzakta bulundukları gözleniyordu. Bu durum da, doğal olarak verdikleri sonuçlara, yaptıkları önerilere yansımakta, yanlış yönlendirmeler ortaya çıkmaktaydı.

Subvansiyon Hiç Hesaba Katılmıyor

Şu anda kamu kuruluşlarının birçok gideri genel bütçeden devlet tarafından karşılanıyor. Bunların başında personel maaşları geliyor.

Personel ücretlerinin genel bütçeden karşılanan miktarı, hastaneden hastaneye, kuruluştan kuruluşa %24 ile %35 arasında değişiyor. Genelde, bu oran, toplam giderlerin %30'u civarında bulunuyor.

Kira giderleri, kuruluşun yerine göre % 3-10 arasında değişiyor.

Kurumlar vergisi, şu anda % 20 olarak uygulanıyor.

Sonuç olarak, devlet hastaneleri ve diğer kamu sağlık kuruluşlarında, sadece personel ücretleri, kira ve kurumlar vergisi, giderlerin % 50-65'i arasında bulunuyor ve bu oran devlet tarafından karşılanıyor. Özel kuruluşlarda ise, giderlerin en az % 50-65'ini oluşturan bu bölüm, kuruluşun kendisi tarafından karşılanıyor.

Eğer genel bütçeden kamu sağlık kuruluşlarına personel ücreti, kira ve kurumlar vergisi desteği kesilmiş olsa, bu kuruluşlar da gelirlerinin en az yarısından mahrum olacaklar ve hesaplarını buna göre yapmaya başlayacaklar.

Laboratuvar Test Fiyatlarına Yansıma

Kamu sağlık kuruluşu yöneticileri, giderlerinin en az %50'sini oluşturan bölümü hesaba katmayınca, ortaya yarım bir maliyet çıkıyor. Dolayısıyla, 1 YTL olarak belirttikleri bir testin maliyetinin, gerçekte 2 YTL olduğunun ve bunun yarısının devlet tarafından subvanse edildiğinin farkında değiller. Onlar, test maliyetinin yalnızca firmalardan alınan alış fiyatı olduğunu, personel ücretinin, kiranın bedava olduğunu, verginin maliyet hesaplarında hiç yerinin olmadığını düşünüyorlar.

Halbuki, özel kuruluşlarda bu kalemin tümü ciddi maliyetler oluşturuyor.

Ayrıca, laboratuvar testlerinin alıştan itibaren başka maliyetleri vardır. Şöyle ki:

· Cihaz açılış tüketimi : Kan sayımı cihazları, her açılışta otomatik yıkama yapar ve ciddi miktarda reaktif tüketirler.

· Kalibrasyon : Çoğu test için, günlük kalibrasyon gerekir ve bunun için kit tüketimi yapılır.

· Kontroller: Doğru sonuç için, her çalışmada pozitif ve negatif kontrol, kalibratörler gibi çalışmalar yapılır ve bunun için kit tüketimi yapılır.

· Patolojik Testlerin Kontrolü: Kaliteye önem veren birtakım laboratuvarlar, patolojik sınırlarda çıkan tüm sonuçları yeniden çalışmaya almaktadırlar. Bu durum, ISO 9000 gibi kalite sistemi uygulayan laboratuvarların taahhütleri içinde yer alabilir ve bu taahhütlerini yerine getirmek için, test tekrarlarını yaparlar. Bu durum da, ciddi miktarda ek maliyet oluşturur.

· Eksternal Kalite Kontrol Çalışmaları : Dış kalite kontrol çalışmalarına katılan laboratuvarlar, bu çalışmalar için önemli miktarda test ve reaktif harcamaktadırlar. Bu durum da, ek bir maliyet oluşturmaktadır.

· Çalışılan Test Sayısı: Çalışmaya alınan test sayısı fazla ise, yukarıda belirtilen harcamaların oranı, toplam test sayısı içinde sınırlı miktarda kalır. Örneğin, 100 testlik bir kit açılıp, her defa 40 hasta çalışılıyor ve 8 adet de kalibrasyon ve kalite kontrolü için harcanıyorsa, 100 testlik bir kitten 80 test çıkarılmış olur ve kit, %80 verimlilikte kullanılmış olur. Ancak, her defa çalışılan hasta sayısı 1-2 ise, 8 test de kalibrasyon ve kalite kontrolleri için kullanılıyor ise, 100 testlik bir kitten ancak 10-20 test çıkarılmış olur, kit de % 10-20 verimlilikte kullanılmış olur. Toplam kit fiyatı 200 Euro ise, 80 test çıkarılan örnekte birim test fiyatı 2.5 Euro'ya, 20 test çıkarılan örnekte 10 Euro'ya gelir. Az sayıda gelen örnekte birim test, 4 kat daha pahalıya çıkarılmış olur.

Bir Laboratuvar Testinin Maliyeti Nasıl Oluşur?

Genellikle, hastanelere verilen test birim fiyatı, ham maliyettir. Gerçek maliyet, bundan oldukça farklıdır. Örneğin, 100 testlik bir kitin hastaneye satışı 200 YTL ise, testin birim ham maliyeti 2 YTL'dir. Testin gerçek maliyeti ve satış fiyatı, 2 YTL değildir ve olamaz da. 2 YTL, yalnızca girişteki maliyettir. Bundan sonra, testin çalışma sürecinde ortaya çıkan cihazın kalibrasyon çalışmaları, pozitif ve negatif kontroller, kalibratörler, patolojik değerlerin tekrarı, şüpheli sonuç tekrarları, kıyaslamalar, eksternal kalite kontrolleri gibi çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ek kayıplar, 100 testten 50 test çıkarılması gibi bir sonuca yöneltir. Dolayısıyla, birim maliyet iki katına, 4 YTL'ye yükselir. Yüksek test sayısı ve sirkülasyonu olan laboratuvarlarda bu maliyet 4 YTL'de kalabilir (Örneğin % 80 verimlilikte çalışan kitler için). Ancak, % 20 verimlilikte çalışılan bir kitte, yani az sayıda örnekle çalışılan kitler için 4 kat daha pahalıya, 4x4=16 YTL'ye yükselir.

Bu maliyet, testin çalışılması sürecinde ortaya çıkan, yalnızca test tekniği ve prosedürü ile ilgili test çalışma maliyetidir. Buna genel giderler dahil değildir.

Test çalışma maliyetine, ayrıca genel gider maliyeti de eklenecektir. Bunlar, elektrik, su, güç kaynağı, sigorta, tazminat, personel ücretleri, kira, vergiler, cihaz amortismanı, kırtasiye otomasyon giderleri gibi giderler de eklendiği zaman, testin son maliyeti ortaya çıkar. Buna bir de % 10-20 arasında kar eklendiği zaman, testin satış maliyeti ortaya çıkar.

Özel kuruluşlarda bir testin ilk giriş maliyeti, sonuçtaki çıkış maliyetinin ancak % 20-25'idir. Yani bir laboratuvar, 2 YTL birim ham giriş maliyetiyle aldığı testi, en az 8-10 YTL'ye satmalıdır ki, giderlerini karşılayabilsin ve ayakta kalarak varlığını sürdürebilsin.

Kamu kuruluşlarında, giderlerin % 50-65'i devletin genel bütçesinden karşılandığı için, özel laboratuvarlarda 8-10 YTL'den satılmak durumda olunan bir testin satış fiyatı, 4-5 YTL'den de yapılsa, kamu kuruluşları bu subvansiyonla dengesini kurabilir ve varlığını sürdürebilirler.

SONUÇLAR VE ÖNERİLER

1.Satış Fiyatı, Giriş Fiyatının 4-5 Katı Olmalı

Hastanelere, genelde ihalelerde teklif edilen test birim fiyatları, ham fiyatlardır. Satış fiyatları, bu giriş fiyatlarının 4-5 kat fazlası olmak durumundadır. Bu miktarlar da, örneğin biyokimya testlerinde giriş fiyatı 0.5 YTL ise, satış fiyatı 2-2.5 YTL, ELISA testleri için 2 YTL ise, 8-10 YTL olmak durumundadır.

2.Özel Ve Kamu Kuruluşlarında Maliyet Farklıdır

Genel bütçeden yapılan %50-65 arasında değişen subvansiyon nedeniyle, özel ve resmi kuruluşlardaki laboratuvar test birim maliyetleri farklı oluşmaktadır. Özel kuruluşta 8-10 YTL'ye satış fiyatı oluşan bir testin, kamu kuruluşunda 4-5 YTL'ye satılması, kamu kuruluşlarını ayakta tutabilecektir.

3.Gerçek Maliyeti, Özel Kuruluşların Fiyatı Göstermektedir

Özel kuruluşlar, bir testin alımından satımına kadar, tüm aşamalarında % 100 oranda maliyetini karşılamak zorundadırlar. Dolayısıyla, gerçek bir maliyet oluşturarak, satış fiyatını belirlemek durumundadırlar. Kamu kuruluşlarında ise, test maliyetleri yanıltıcıdır ve gerçek maliyeti yansıtmamaktadır.

Bu nedenle, test maliyetleriyle ilgili gerçek verileri belirlemek için, esas olarak, özel kuruluş dernekleri daha doğru veri kaynakları durumundadırlar. Test birim fiyat önerileri için kamu değil, ağırlıklı olarak özel kuruluşların görüşlerine başvurulmalıdır.

4.Eşit Fiyat Verilerek, Kamu Ve Özel Kuruluşlar Yarışamaz

Aynı test birim fiyatları uygulanarak, özel laboratuvarlarla kamu kuruluşları yarışamaz. Çünkü kamu kuruluşları, giderlerinin % 50-65'ini genel bütçeden almaktadırlar.

Her iki kesimin eşit bir konuma getirilmesi için iki yol vardır:

Ya kamu sağlık kuruluşlarından personel ücretleri, kira, vergi gibi tüm subvansiyonlar kaldırılmalı,

Ya da laboratuvar test birim fiyatları, özel laboratuvarların gerçek giderlerine göre belirlenerek ödenmeli, kamu kuruluşlarına, özel kuruluşların yarısı civarında ödeme yapılmalıdır.

Başka şekilde, iki kesimin yarışması mümkün değildir.

5.Özel Kuruluşlar, Düşük Hasta Sirkülasyonu İle de Yarışamaz

Yukarıda da belirtildiği üzere, düşük hasta sayısı, test maliyetlerini yükseltmektedir. Sayı yükselince, maliyetler düşmektedir.

Özel laboratuvarlara hasta sevki sınırlı tutulursa, maliyetlerini düşüremezler ve yarışamazlar. Eğer etkin ve verimli bir rekabet sağlamak isteniyorsa, hasta sevki yönündeki kısıtlama ve engeller kaldırılmalıdır.

6.Şu Andaki BUT Laboratuvar Fiyatları, Özel Kuruluşlar İçin Yetersizdir

Bütçe Uygulama Talimatı (BUT)'ndaki laboratuvar fiyatları, kamu kuruluşları için yeterli sayılabilir. Ancak, özel laboratuvarlar için kesinlikle yetersizdir ve maliyetleri karşılamaktan uzaktır. Yukarıda belirtilen nedenlerle, özel laboratuvarlara, kamu kuruluşlarına uygulanan birim fiyatların en az 2 katını uygulamak gereklidir. Ya da, ayrıca fark alabilme serbest bırakılmalıdır.

Bu koşullar sağlanmadığı takdirde, özel kuruluşların, kamu kuruluşlarıyla yarışma, kaliteyi geliştirme ve sektörü ileri götürme şansları kalmayacaktır. Bundan da, en başta Türk halkı zarar görecektir.

TIP LABORATUVARLARI BİRLİĞİ
Çalışma Grubu

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber