Başbakan'ın genelgesine kim inanır?

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 20 Ocak 2007 10:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

meral tamer

Kamu Tasarruf Genelgesi mi dediniz; güldürmeyin! Makam aracında eski genelgeye göre değişen bir şey yok. Valiler yine cip alacak

Önceki gün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Başbakan Erdoğan imzalı "Kamuda Tasarruf Tedbirleri" genelgesi, dün bazı gazetelerin ekonomi sayfalarına "Kamuda büyük tasarrufa gidiliyor" başlığıyla manşet oldu. Haber bizim ekonomi sayfamızda ise "Tasarruf cephesinde yeni bir şey yok" başlığıyla verilmişti.

Valilerimize son dönemde peş peşe alınan 300 bin YTL'lik son model lüks Mercedes S 350'leri, bu köşede günlerce parmağına dolamış olan bendeniz, umutla yeni genelgeyi inceledim. İlk bakışta gerçekten de makam aracı olarak cip ve yabancı menşeli otomobil kullanılamayacağı yazıyordu. İşin püf noktası ise "Bu hükmün, 237 sayılı Taşıt Kanunu kapsamı dışında kalan kamu personeli için geçerli olduğuydu."

Dahası, Ankara büromuzdaki arkadaşlarımız eski genelgeyi önüme koyduklarında gördüm ki, makam aracı konusunda her şey eski tas, eski hamam. 2001 ekonomik krizi sonrasında, Ecevit'in başbakanlığı döneminde hazırlanan Kamuda Tasarruf Genelgesi'ndeki hükümler, yeni genelgeye aynen aktarılmış. Hatta eksiği var, fazlası yok!

Lüks ciplere devam!

Özetle Erzurum'un ya da Urfa'nın köylerinde çocuklarımız, tezekle ısıtılan ya da tuvaletten bozma sınıflarda eğitim görmeye devam edecek; ama bu illerin vali beyleri Mercedes S 350'lerine eşleri ve çocuklarını da bindirip, hafta sonu tatillerine gitmeye devam edecek. Tabii bunanla da yetinmeyip, "arazideki tetkikleri" için altlarında en lüksünden birer cipleri ve de ofis haline dönüştürülmüş minibüsleri de olacak.

Eski tasarruf genelgesinde olduğu gibi bu genelgede de makam araçlarının sadece sabah-akşam işe gidip gelirken kullanılabileceği belirtiliyor; ama genelgedeki bu hükmün de kağıt üzerinde kalacağına kalıbımı basarım.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak hepimiz biliyoruz ki valisinden, makam aracı almaya hak kazanmış en düşük seviyedeki kamu personeline, hepsi bu araçları bayram seyran, yaz tatili, cumartesi pazar demeden tepe tepe kullanacaklar. Benzin parasını da "zengin ve bonkör" devletimiz -daha doğrusu nüfusunun 15 milyonu yoksulluk sınırının altında bulunan biz vergi mükellefleri- paşa paşa ödeyeceğiz.

Cep telefonlarında...

Yeni genelgede, "Tahsis edilmiş cep telefonlarında özel görüşme bedellerinin, özel görüşmeyi yapandan" tahsil edileceği, bu konunun sıkı sıkıya denetleneceği hükmü de yer alıyor. Haydi bakalım, göreceğiz!

Cep telefonuna getirmeyi vaat ettikleri denetimi, kamu araçlarının yakıt masraflarına da getirseler ya... Hatta Başbakan'ından korumalarına, Genelkurmay Başkanı'ndan üniversite rektörüne, 237 sayılı Taşıt Kanunu ile makam aracı almaya hak kazanmış büyüklerimizin yıllık benzin masraflarını açıklasalar da görsek diyorum.

Sahi bu konuda neden şeffaflık yok? Örneğin ben, geçen ay Suriye'deki Yerel Yönetimler Semineri'ne, 2 makam aracı ve 11 kişilik eş-dost heyetiyle giden Güneydoğu'dan Mercedes S 350'li bir valimizin yakıt masrafını da, lüks makam aracının yıpranma bedelini de ödemek istemiyorum.

Ya siz?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber