Bakan Şahin'den Prof. Yayla yorumu

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 05 Şubat 2007 11:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Prof. Dr. Attila Yayla'nın AK Parti panelinde yaptığı konuşmayla ilgili olarak, "Sayın Yayla'nın hakaret içermeyen, teröre davet ya da teşvik etmeyen görüş ve değerlendirmeleri sırf bizleri rahatsız etti diye, hakkında suç duyurusunda bulunmak, mücadelesini verdiğimiz demokratik değerler, özgürlük ve hukuk anlayışımızla bağdaşmamaktadır" dedi.

Şahin, ANAVATAN İzmir Milletvekili Serpil Yıldız'ın yazılı soru önergesine verdiği cevapta, AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları tarafından, 18 Kasım 2006 tarihinde, "Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkilerinin Toplumsal Etkileri" başlıklı panele Prof. Dr. Attila Yayla'nın da katıldığını bildirdi.

Yayla'nın, "Medeniyet, AB ve Türkiye" başlıklı bir konuşma yaptığını anımsatan Bakan Şahin, şunları kaydetti:

"Hiç kuşku yok ki, katılımcıların konuşma metinleri, bu konuşmanın çerçevesi katılımcıların kendileri tarafından belirlenmiştir.

Öncelikle şunu vurgulamak gerekir: AK Parti Genel Merkezi, il teşkilatları, gençlik ve kadın kollarının, Türkiye genelinde düzenlediği pek çok etkinlik, yıl boyunca gerçekleşmektedir. Bu etkinliklerin temelinde ise, halkımızın siyasete katılımını arttırmak, demokratik bir zeminde farklı görüş ve düşüncelerin özgürce ifadesine olanak tanıyarak, diyalog ve karşılıklı anlayışa katkıda bulunmaktır.

Bu durum, demokrasi ve özgürlüğe inanan bir siyasi partinin, temel görevleri arasında yer almaktadır. Ancak daha önemlisi, demokrasi dediğimiz şeyin, ancak ve ancak, 'ifade özgürlüğü' içinde bir anlam taşıyacağıdır." Farklılıkların olmadığı yerde seçimden, seçimin olmadığı yerde sorumluluktan, sorumluluğun olmadığı yerde de özgürlükten söz etmenin mümkün olmadığını belirten Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şahin, şöyle devam etti:

"Sayın Yayla'nın hakaret içermeyen, teröre davet yada teşvik etmeyen görüş ve değerlendirmeleri sırf bizleri rahatsız etti diye, hakkında suç duyurusunda bulunmak, mücadelesini verdiğimiz demokratik değerler, özgürlük ve hukuk anlayışımızla bağdaşmamaktadır.

Bizi rahatsız eden, dünya görüşümüze, inanç ve değerlerimize aykırı bulduğumuz bir düşünceye karşı verilecek tek ve en iyi tepki, demokratik bir üslupla hukuk içinde tartışmak, düşünce ve değerlerimizle karşıt görüşleri çürütmeye çalışmak olmalıdır.

Unutmayınız ki, dünyanın pek çok yerinde, pek çok dönemde, pek çok düşünce insanı, sadece cari iktidarın, yahut cari dünya görüşünün dışında, farklı düşünce ve görüşlerini ifade etti diye mahkum edilmiş, hatta katledilmişlerdir.

Cevaplamamız gereken asıl soru şudur; 21. yüzyılda, Türkiye böyle bir ülke mi olacak? Yoksa, insanlık ailesinin özgür ve demokrat üyeleri arasındaki yerini mi sağlamlaştıracak?

Takdir edersiniz ki biz, ikincisini tercih ediyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber