6 kanun imzaya açıldı

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 05 Şubat 2007 20:21, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Hükümet'e sivil toplum kuruluşlarından 301. madde konusunda ulaşan bir teklif olmadığını belirterek, "Yasa metinlerine bakış açımızın, yorumlama biçimimizin çağdaş standartlara uygun hale dönüşmesiyle sorun olarak kabul edilen pek çok nokta çözümlenebilir, sorun olmaktan çıkarılabilir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen ve yaklaşık 6.5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir açıklama yapan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şener, toplantıda 6 kanun tasarısının imzaya açıldığını ifade etti. Bu tasarılardan birincisinin Merkezi Finans ve İhale Birimi İstihdam ve Bütçe Esasları Hakkında Kanun Tasarısı olduğunu kaydeden Şener, tasarı ile AB fon ve hibelerini operasyonel anlamda üslenen bu birimin bazı ihtiyaçlarının düzenlendiğini söyledi. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü İş Konseyi Uluslararası Sekreteryası'nın Türkiye'de yararlanacağı ayrıcalıklar, bağışıklıklar ve kolaylıklara dair tasarının da imzaya açıldığını ifade eden Şener, bu düzenleme ile Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü İş Konseyi'ne tüzel kişilik verildiğini ve ona bağlı esasların düzenlendiğini kaydetti. Bir diğer tasarının ise Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret ve Kalkınma Bankası arasında merkez anlaşmasının onaylanmasının uygun bulunduğuna dair tasarı olduğunu kaydeden Şener, Dopingle Mücadele Kanun Tasarısı'nın da toplantıda imzaya açıldığını belirtti. Şener, son zamanlarda bazı sporcuların doping kullanımı ile ilgili konuların gündeme geldiğine dikkat çekerek, bazı uluslararası müsabakalarda bundan kaynaklanan sorunlar çıktığını söyledi. Şener, doping kullanımının önlenmesi amacıyla böyle bir tasarının hazırlandığını ifade etti. Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan diğer bir tasarının ile çeltik ekimi ile ilgili kanun tasarısı olduğunu belirten Şener, çeltik ekimiyle ilgili mevcut kanunun 1936 yılına ait olduğunu, kanunun o dönemden bugüne değişiklik yapılmadan uygulanması nedeniyle bazı teknik zorluklar ortaya çıktığı için bu düzenlemenin yapıldığını belirtti. Şener, son kanun tasarısının ise Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tasarı olduğunu ifade etti.

Bakanlar Kurulu toplantısında Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın AB'ye katılım süreci çalışmaları hakkında bilgi sunumu yaptığını anlatan Babacan, şu anda tarama sonu raporu Konsey'de onaylanan ve resmen bildirilen açış kriterlerine sahip başlık sayısının 8 olduğunu, bunlardan 4'ünün müzakere pozisyon belgesi davetinin alındığını kaydetti. Şener, tüm fasıllarla ilgili olarak konunun ilgili kurumlarca takip edildiğini söyledi.

Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in, Bakanlar Kurulu yetkilerinin devri ile ilgili bir sunum yaptığını belirten Şener, Hükümet'in kırtasiyeciliği azaltmak, işlemlerin uzamasını önlemek amacıyla değişik çalışmalar yaptığını hatırlattı. Daha önce Başbakanlık'a bağlı olan bazı kurumların diğer icracı bakanlıklara bağlandığına işaret eden Şener, çıkarılan bazı kanunlarla da daha önce Bakanlar Kurulu onayı ile yürürlüğe giren pek çok konunun Bakanlar Kurulu onayından çıkartıldığını anımsattı. Şu ana kadar gelinen noktanın olumlu olduğunu ancak bu sürecin devam ettirilmesi gerektiğini dile getiren Şener, Başbakanlık Müsteşarı tarafından Bakanlar Kurulu onayı ile işleme giren değişik kararların Bakanlar Kurulu kararı dışında tamamlanması ile ilgili neler yapılabileceği konusunda bir sunuş yaptığını belirtti. Bakanlar Kurulu'na en sık gelen kararnamelerden birinin seyahat kararnameleri olduğuna dikkat çeken Şener, değişik kamu görevlilerinin yurt dışı seyahatlerinin Bakanlar Kurulu onayını gerektirdiğini belirtti. Uluslararası anlaşmaları imzalama yetkisinin belli kişilere Bakanlar Kurulu kararıyla verildiğini söyleyen Şener, çok sık gelen onaylar arasında bu ikisinin bulunduğunu kaydetti. Şener, seyahat kararnameleri ve imza yetkisi ile ilgili kararnamelerin yıllık sayısının ortalama 700 olduğunu vurguladı. Şener, "Bunların sürekli Bakanlar Kurulu'na gelmesi devam etmeli mi etmemeli bu konuda ayrıntılı sunum yapıldı. Bu sunuş değerlendirilmiştir ve olgunlaşmasına ihtiyaç olduğu kanaatine varılmıştır" diye konuştu.

"AKARYAKIT KAÇAKÇILIĞININ ASGARİ DÜZEYE İNECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"

Bakanlar Kurulu'nun son gündem maddesinin ise akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili çalışmalar hakkında sunum olduğunu dile getiren Şener, 1 Mayıs 2006 tarihli Başbakanlık genelgesi ile bir eylem planının yürürlüğe konduğunu hatırlatarak, genelge gereği belli aralıklarla bu konuda Bakanlar Kurulu'na bilgi verildiğini söyledi.

Şener, açıklamalarının sonunda basın mensuplarının sorularını cevapladı. Sivil toplum kuruluşları tarafından bir ortak metin oluşturulduğu açıklanan TCK'nın 301. maddesi konusunda Hükümet'in bir adım atıp atmayacağı sorusu üzerine Şener, bugünkü tartışmalar ve açıklamalar sırasında Bakanlar Kurulu toplantısına devam ettiklerini hatırlattı. Hükümet'e bu konuda gelen bir önerinin mevcut olmadığını kaydeden Şener, "301. madde bağlamında bir değişikliğe ihtiyaç var mı, yok mu tartışmaları devam ediyor. Bu konuyla ilgili hükümetimizin açıkladığı kesin bir durum yoktur. Herşeyden önce algılamaların, değerlendirmelerin ve bakışın, basın olarak, sivil toplum örgütleri olarak, siyasiler olarak, anayasal kuruluşlar olarak iyi oluşturulmasına ihtiyaç duyulduğu kanaatindeyim. 301. madde mevcut şekliyle pek çok AB ülkesindeki ceza yasalarında mevcut. Tartışmaların odak noktasında ise 'onlar da davalar açılmıyor, cezalar verilmiyor, bizde davalar açılıyor, cezalar veriliyor, o halde ne yapmalıyız?' sorusunun cevabını aramaya dayalıdır. Böyle bir noktada anlayışların, bu yasa hükümlerini çağdaş standartlarda kabullenmesiyle çözülebilir. Yasa metinlerine bakış açımızın, yorumlama biçimimizin çağdaş standartlara uygun hale dönüşmesiyle sorun olarak kabul edilen pek çok nokta çözümlenebilir, sorun olmaktan çıkarılabilir. Asıl çözümün burda olduğunu düşünüyorum. Eğer atılması gereken adımlar varsa bunların atılabileceğini de ifade ediyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının kendi aralarında mutabakat sağlayıp sağlamadıkları yada bir metin oluşturup oluşturmadıkları henüz bize intikal etmedi. Eğer intikal ederse değerlendirilir" şeklinde konuştu.

Hrant Dink cinayetinin ardından kurumlar arasında yaşanan tartışmaların Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine Şener, bu konunun başlı başına ele alınmadığını, bir genel değerlendirme yapıldığını söyledi. Konunun yargıya intikal ettiğine işaret eden Şener, "Yargıya intikal eden konularda çok fazla açıklama, yorum, değerlendirme yapmak hukuk düzenimizde doğal karşılanmaz" dedi.

Akaryakıt kaçakçılığı konusundaki son durumun sorulması üzerine Şener, alınan pek çok tedbir olduğunu, ilgili bakanlıklar arasında koordinasyonun sağlandığını söyledi. Geçmişte ortaya çıkan olayların üzerine ilgili kamu kuruluşlarının gittiğini anlatan Şener, yazar kasa ve ulusal marker uygulamasına geçildiğini ifade etti. Akaryakıt kaçakçılığı ile mücadeleyi içeren bir kanunun TBMM'den geçtiğini ve Cumhurbaşkanı'nın onayında olduğuna işaret Şener, bu düzenlemelerde mevcut düzenin kaçakçılığa elverişli yapısını ortadan kaldırmaya çalıştıklarını dile getirdi. Şener, "Namuslu, dürüst vatandaşlarımızın kazanacağı, yasaları ihlal edenlerin kaybedeceği bir hukuki düzeni yerleştirmeye çalışıyoruz. Bu konuda önemli adımlar atıldı. İlgili teknik düzenlemeler yapıldı. Tüm bunlar yürürlüğe girdikten sonra Türkiye'de akaryakıt kaçakçılığının asgari düzeye ineceğini düşünüyorum" diye konuştu.

Şener, 'Bakanlar Kurulu yetkilerinin devri ile ilgili düzenleme sonrasında uluslararası anlaşmalar Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmayacak mı?' sorusu üzerine, düzenlemenin uluslararası anlaşmalarla ilgili olmadığını, anlaşmaları imzalama yetkisi ile ilgili olduğunu kaydetti. Şener, herhangi bir genel müdüre uluslararası anlaşmayı imzalama yetkisi veren kararnamelerden sözettiğini belirterek, bunların henüz bir düzenlemeye bağlanmadığını da vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber