ABD ile teröre karşı mutabakat
Genelkurmay Başkanı Org. Akar ile ABD'li mevkidaşı Dunford İncirlik Üssü'nde bir araya geldi. İki komutan, terör örgütleriyle mücadele konularında görüş birliğini teyit etti
Hakkı Kurban
DEAŞ'a yönelik Rakka operasyonu için tartışmalar sürerken, Türkiye 10 gün içinde ABD'den ikinci kritik ismi ağırladı. CIA Başkanı Mike Pompeo'nun ardından, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford da Türkiye'de temaslarda bulundu. İncirlik Üssü'ne gelen Dunford, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile görüşürken, masaya yatırılan hususlardan biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki telefon diplomasisinde de değerlendirilen "Türkiye'nin Rakka planı" oldu. Terör örgütü PKK'nın uzantısı PYD-YPG'nin dahil edilmeden ÖSO desteklenerek gerçekleştirilecek Rakka operasyonuna, Türkiye'nin de katkıyı sağlayacağının altı çizildi. Terör örgütlerine karşı ortak mücadeleyle ilgili görüş birliğinin de teyit edildiği bildirildi. Görüşmede ayrıca, PKK ile PYD'nin organik bağı somut belgelerle ortaya konuldu, her ikisinin de terör örgütü olduğunun altı çizildi. Obama döneminde PYD'ye yapılan silah, zırhlı araç ve mühimmat yardımından duyulan rahatsızlık yinelendi.
El Bab'daki başarı ortada
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Akar'ın Dunford'a Fırat Kalkanı Harekatı'yla ilgili detaylı bilgi verdiğinin altı çizildi: Güvenliği sağlanan bölgelere yerinden edilmiş insanların geri dönmeye başladığını, El Bab bölgesinde de büyük ölçüde kontrolün sağlandığını, arama/tarama faaliyetlerine geçildiğini, Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması ve terörizmle mücadele konuları kapsamında, her türlü terör örgütüyle etkin bir şekilde mücadeleye devam edileceğini, edilmesi gerektiğini, Koalisyon güçlerince bu kapsamda verilen desteğin artarak devam etmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Güvenli bölge de gündemde
Ankara tarafından önerilen "Uçuşa Yasak Güvenli Bölge" oluşturulması planı da, haritalar üzerinden değerlendirildi. 'Güvenli Bölge'nin hayata geçirilmesi halinde, uygulamaya girecek askeri önlemler detaylandırıldı. 'Güvenli Bölge'nin hem Suriye'nin toprak bütünlüğü için güvence oluşturacağı, hem de sığınmacı sorunun çözümünü sağlayacağı gerekçeleriyle anlatıldı.