Sinüzit dikkati dağıtıyor, baş ağrısı, öksürük ve halsizlik yapıyor: Korunmak için...

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 12 Şubat 2007 17:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Beşyol Tıp Merkezi Başhekimi Dr. Aytaç Akın:

- "Sinüzit Hayat Kalitesini Bozuyor, Baş Ağrısı, Öksürük, Halsizlik Ve Dikkat Kusuruna Neden Oluyor"

- "Kronik Sinüzit Birçok Kez Ameliyat Gerektirir"

- "Sinüzitten Korunmak İçin Soğukta Kalmamalı, Saçları Islak Durmamalı, Sigaranın Dumanından Dahi Kaçınılmalıdır"


Burun çevresindeki sinüs adı verilen boşlukların iltihaplanması sonucu oluşan sinüzit hastalığına yakalanan insanların dikkatini toplayamadığı ve sağlıklı kararlar alamadığı bildirildi.

Dünyada oldukça yaygın olan ve Türkiye'de özellikle Karadeniz Bölgesi'nde insanları etkisi altına alan sinüzit hastalığının, kış aylarında artan viral üst solunum yolları hastalıklarının uzaması halinde sık sık tekrarlayarak müzminleşmiş sorunlara yol açtığı belirtildi. Samsun'un Bafra İlçesi'ndeki Beşyol Tıp Merkezi'nin Başhekimi Dr. Aytaç Akın, sinüziti olan pek çok hastanın hayat kalitelerinin bozulduğunu belirterek, "Sinüzit; burun tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı, baş ağrısı, öksürük, halsizlik ve dikkat kusuruna neden oluyor. Bu hastalar dikkatlerini toplayamamaktan yakınıyor" dedi.

Burun ve sinüslerin bakteri ve virüslerin sık sık yerleşip iltihap yaptığı bölgeler olduğunu, bu bölgelerde her zaman iltihaba yol açacak bakteri ve virüs bulunduğunu ancak normal çalışan bir sinüste iltihabın her zaman olmadığını dile getiren Dr. Akın, eğer sinüsün normal çalışmasına engel olacak bir durum varsa sinüzitin kolaylıkla gelişeceğine işaret etti. Sinüzitin en çok nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası geliştiğini, bu tür enfeksiyonlarda sinüslerin burun içine açılan deliklerinin ödem nedeniyle kapandığını ve sinüs salgılarının burun içine boşalamaz hale geldiğini kaydeden Dr. Akın, "Ayrıca sinüslerin havalanması da bozulur. Bu durumda sinüs içerisinde kolayca iltihap gelişir. Bunun dışında sinüs ağızlarını tıkayan alerji, burunda kemik eğriliği, et büyümesi, yabancı cisim, geniz eti gibi durumlar da sinüzit gelişmesini kolaylaştırır. Vücut direnci başka sebeplerle düşük olan kişiler daha kolay sinüzit geçirir" diye konuştu.

"İLTİHAP KÖRLÜĞE NEDEN OLABİLİR"

Yeni oluşan sinüzit anlamına gelen akut sinüzitin uygun tedaviyle tamamen iyileştiğine, kronik (müzmin) sinüzitin tedavisinin ise zor olup birkaç ameliyat gerektirdiğine işaret eden Dr. Akın, şunları söyledi:

"Akut ve kronik sinüzitin belirtileri birbirinden farklıdır. Akut sinüzitte şikayetler daha şiddetlidir. Hastayı en çok rahatsız eden şikayetlerden biri ağrıdır. Bu hangi sinüsün iltihaplandığına göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı şeklinde olur. Genellikle öne doğru eğilmekle artar. Ayrıca burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtiler olur. Öksürük hem akut hem de kronik sinüzitin belirtisidir. Kronik sinüzitte şikayetler daha uzun süreli olmasına rağmen daha hafiftir. Ağrı daha seyrek hatta bazen yoktur. Hastayı en çok geniz akıntısı ve buna bağlı boğaz ağrısı ve öksürük rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüziti olan hastalar bazen akut dönemler yaşayabilirler."

Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularına göre sinüzit düşünülse bile kesin teşhisin radyolojik olarak yani çekilen filmlerle konabileceğini, bunun için en çok çekilen filmin Waters Grafisi denilen ve daha çok maksiller sinüsü inceleyen bir film olduğunu ifade eden Dr. Akın, "Diğer sinüsler içinde değişik açıdan çekilen filmler vardır. Ancak bu çekilen normal filmler pratikte faydalı olmasına rağmen yanılma payları az değildir. Bu amaçla özellikle tedaviye cevap vermeyen veya ameliyat düşünülen hastalarda mutlaka bilgisayarlı tomografi çekilmelidir. Bilgisayarlı tomografi burun içi ve sinüsler hakkında bize çok faydalı bilgiler vermektedir" şeklinde konuştu.

Sinüzitin uygun antibiyotik ve yardımcı ilaçlarla veya gerektiğinde ameliyatla tedavi edildiğinde ciddi problemlere yol açmayan bir hastalık olmakla birlikte iltihabın yayılmasına bağlı bazı komplikasyonların gelişebileceğine dikkat çekildi. Bunlardan en önemlilerinin iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklar, beyin zarına veya beyin içine yayılarak apse oluşması, iltihabın sinüs içinde apseleşmesi ve kemik iltihabı olduğuna değinen Dr. Akın, bu tür durumlar oluştuğunda tedavinin daha ciddi yapılması ve ilaç tedavisiyle birlikte ameliyatın gerçekleştirilmesinin önemini vurguladı.

"SİGARANIN DUMANINDAN BİLE KAÇINILMALI"

Kronik sinüzitlerde burunda et veya kemik eğriliği bulunması gibi durumlarda ya da komplikasyon gelişen vakalarda sinüzit ameliyatının yapılması gerektiğini açıklayan Dr. Akın, şöyle devam etti:

"Sinüzit için yapılan ameliyatlar son yıllarda çok ilerlemiştir. Bu ilerlemenin en önemli sebebi endoskop denilen ve burun içine sokulan bir kamera aracılığıyla monitörden ameliyat yapmaya imkan veren cihazların kullanılmaya başlanmasıdır. Endoskopik yöntemle (görüntülü muayene ve ameliyat) hem burun içi gibi dar ve karanlık bir yerde çalışmak kolaylaşmaktadır, hem de sinüzite yol açan asıl faktör düzeltilip diğer sağlam bölgelere dokunulmamaktadır. Bu ameliyat hem lokal hem de genel anesteziyle yapılabilir. Ameliyatta en önemli amaç, sinüs ağızlarının açılmasını sağlamak ve sinüslerin içini temizlemektir. Genellikle sadece burun içinden girmek yeterlidir. Endoskopik yöntemle ameliyat yapılmaya başlandıktan sonra sinüzitin tekrarlama oranı son derece düşmüştür. Ancak yine de özellikle alerjinin rol oynadığı sinüzitlerde tekrar problem oluşması görülebilir. Alerji toplumumuzda sanıldığından çok daha sık görülmektedir."

Dr. Akın, insanların sinüzit olmamak veya olunursa kolay tedavi edilebilmek için dikkat edebilecekleri maddeleri ise şöyle sıraladı:

"Sinüzit olmamak için kişi soğukta kalmamalı, saçları ıslak durmamalı, yaşadığı ortamın nemi ve ısısı uygun olmalı, sigaranın dumanında dahi kaçınmalı, alerjiye yol açabilecek toz, duman veya diğer irritan maddelerden uzak kalmalı, aşırı güneşli veya çok soğuk, rüzgarlı havalarda mümkünse dışarı çıkmamalı, çıkmak zorunda ise alın bölgesini bereyle, burun bölgesini atkı-kaşkol ile kapatmalıdır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber