Turizm Bakanlığı'nda kurulu bir vakıfta 7 trilyonluk yolsuzluk

Haber Giriş : 10 Mayıs 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hükümet tasfiye kararı alınca, Turizm Bakanlığı'nda kurulu bir vakıf, hesabında bulunan 7 trilyon lirayı 5 yılı ödemesiz ve faizsiz olmak üzere borç adı altında üyelerine bölüştürmüş

Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişlerinin kamu vakıflarıyla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu'na sunduğu bir rapor, hükümetin son vermeye çalıştığı vakıf saltanatının hangi boyutlara uzandığını gözler önüne serdi.

Müfettişlerin komisyona sundukları raporlara göre, Turizm Dayanışma Vakfı (TDV) adıyla Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan bir vakıf, hükümetin tasfiye kararını almasının ardından, büyük çoğunluğu kamu gelirlerinden oluşan hesabındaki paraları, 'uygun bir formülle' üyelerine dağıttı. TDV'nin tek örnek olmadığı, Gençlik ve Spor Vakfı, Karayolları Vakfı gibi bir gibi vakıflarda da benzeri tabloların yaşandığı ifade ediliyor.

AMAÇ VATANA HİZMET
TDV, Turizm Bakanlığı hizmetlerinin desteklenmesi ve geliştirilmesine destek olmak amacıyla kuruldu. AA'nın haberine göre vakfın öncelikli amacı Turizm Bakanlığı hizmetlerinin desteklenmesi olduğu halde 'daha çok personele yardım konusunda yoğunlaştı.' Tespitlere göre, Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri'nin her türlü el sanatları, plak, hatıra eşyaları ve diğer mal ve hizmet satışından elde ettiği gelirler, bakanlık geliri olarak kaydedilmesi gerekirken vakıf hesabına geçirildi. Bu durum müfettiş raporlarında, 'açıkça kaynak aktarılması' olarak nitelendirildi.

TASFİYE KARARINDAKİ CİNLİK
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce 1997-1998 yıllarında çıkarılan tebliğler ve ardından Başbakanlığın 1998'deki genelgesi ile 'Vakıflar kamu kaynağını kullanamazlar' denmesine karşın, bu durum devam etti.

31 Aralık 2002 itibariyle 8 trilyon 768 milyar liralık vakıf kaynağının sadece 183 milyar 995 milyon liralık bölümünün üye katkısından, gerisi kamu kaynaklarından oluşuyordu.

30 Ocak 2003'te ''Vakfın Feshi ve Tasfiyesi'' maddesinde yer alan, fesih halinde bakanlık bünyesindeki başka bir vakfa devir ile ilgili madde, ''Vakfın feshine karar verildiği takdirde, varlıkları öncelikle borç ve alacak durumuna göre üyelik süreleri ile orantılı olarak ....üyelere dağıtılır'' şeklinde değiştirildi.

SESSİZ SEDASIZ BÖLÜŞME,
Ancak kamuoyunda tepki çekmesin diye yumuşak bir geçiş formülü bulundu. Vakfın Emeklilik Fonu Uygulaması esaslarında değişiklik yapılarak bu fondan üyelere borç (ikraz) verilebileceği yönünde düzenleme yapıldı. Ardından fondaki 8 trilyon liralık vakıf kaynağının 31 Mayıs 2003 tarihi itibariyle 6 trilyon 816 milyar lirası üyelere 5 yıl ödemesiz ve faizsiz bir şekilde borç olarak dağıtıldı. Dolayısıyla üyelere haksız bir zenginleşme sağlandı. Yönetim kurulu üyeleri de bundan yararlandı.

Müfettişler, vakfın üyelerine dağıttığı yaklaşık 7 trilyon liranın faiziyle birlikte tahsil edilmesini, aksi halde dava açılmasını istediler. Vakfı zarara uğratan yönetim kurulu üyeleri hakkında da işten uzaklaştırılma davası açıldı.

Başka örnekler de var
Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişlerinin komisyona sunduğu rapora göre, TDV tek örnek değil. Örneğin öncelikli amacı amatör sporculara destek olan Gençlik ve Spor Vakfı'nın da elde ettiği pek çok kamu kaynağını daha çok üyelerinin çıkarları doğrultusunda kullanılmış. AA'nın haberine göre müfettişler, Meclis Araştırması Komisyonu'nda şu değerlendirmeyi yaptı: 'Personele yardım amaçlı vakıflar bir ölçüde kamu kaynaklarını tırtıklamışlar. Ancak en tehlikelisi karma nitelikli vakıflar. Karayolları Vakfı, Gençlik ve Spor Vakfı gibi karma nitelikli vakıflar, 'Benim amacım kurumu desteklemek' diyor,

personelle ilgili bir iki madde de koyuyor. Ama tamamen personeline harcıyor, kuruma harcamıyor. Bu çok tehlikeli. Vakıf değil bunlar. Bir sandık veya başka bir ad konması gerekir. Ne deve ne kuş, yeri geldiğinde 'Ben kuşum' diyor, yeri geldiğinde 'Ben deveyim' diyor. Bir taraftan malı götürüyor. Öbür taraftan parayı topluyor, kurumun mensuplarına harcıyor.''

akşam

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber