'Hayır cephesi zayıfladıkça Kılıçdaroğlu'nun ayarı kaçıyor'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: - "Hayır cephesi zayıfladıkça Kılıçdaroğlu'nun da ayarı kaçıyor. 'Cumhurbaşkanı bir sabah kalkacak, kafası bozulacak ve Meclisi feshedecek' diyor. Yalan mı yalan"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Nisan 2017 21:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Hayır cephesi zayıfladıkça Kılıçdaroğlu'nun ayarı kaçıyor'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Hayır cephesi zayıfladıkça Kılıçdaroğlu'nun da ayarı kaçıyor. 'Cumhurbaşkanı bir sabah kalkacak, kafası bozulacak ve Meclisi feshedecek' diyor. Yalan mı yalan." dedi.

Kurtulmuş, Altınordu Belediyesi önünde düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Halk oylamasına 13 gün kaldığını ve bu süre içerisinde çok daha fazla çalışarak "Evet" oylarının Ordu'da en yüksek seviyeye çıkarılması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, kampanya süresince çalışmalarına katkı sunanlara teşekkür etti.

Ordu'ya yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Kurtulmuş, Ordu'nun bu hizmetlerle çok daha ileriye gideceğini ifade etti.

Kurtulmuş, anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin yeni bir yolda yürümeye başlayacağını, cumhurbaşkanlığı hükümet modeliyle Türkiye'nin ayaklarındaki prangalardan kurtulacağını söyledi.

Anadolu'nun çeşitli kentlerinde düzenlediği programlarda insanların "Evet" oylarına daha fazla sarılmaya başladığını gördüğünü söyleyen Kurtulmuş, 16 Nisan'da milletin "Evet" diyerek bu değişikliği onaylayacağını ifade etti.

Kurtulmuş, değişikliğin mevcut sistemin hastalıklarından Türkiye'yi kurtaracağını belirterek, sistemin hastalıkları olarak tanımladığı, vesayetçi ve çatışmacı yapının, çift başlı yönetimin, siyasi istikrarsızlıklar ve ekonomik krizlerin artık sona ereceğini vurguladı.

"Hayır oyları geriledikçe ve 'Evet' oyları yükseldikçe bir şeyler oluyor. İçeride maalesef CHP'li bazı arkadaşlarımızın ayarı kaçıyor" diyen Kurtulmuş, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un, "16 Nisan'dan sonra 'Evet' diyenleri denize dökeceğiz' sözlerine tepkisini dile getirdi.

Kurtulmuş, vatandaşların "Yuh" sesleri üzerine, "Yuh bize yakışmaz. Biz bu yuhları biriktiriyoruz ve bu yuhları 16 Nisan'da sandıklarda çekiyoruz." dedi.

Bu milletin, bütün farklılıklarıyla bir araya gelip, bayrağın ve ezanın altında buluşarak emperyalistleri denize döktüğünü dile getiren Kurtulmuş, bu milletin yine 15 Temmuz'da emperyalistlerin uşaklarına karşı da bir araya gelerek tankları ve uçakları durduğuna dikkati çekti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un sözlerini kabul etmediği yönünde ifadesinin olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Kabul etmiyorsan disiplin mekanizmasını çalıştır. Gönderirsin onu partinin disiplin kuruluna, eğer bu adamın söylediklerinden memnun değilsen tutar kulağından atarsın." diye konuştu.

"Hayır cephesi zayıfladıkça Kılıçdaroğlu'nun da ayarı kaçıyor. 'Cumhurbaşkanı bir sabah kalkacak, kafası bozulacak ve Meclisi feshedecek' diyor. Yalan mı yalan." diyen Kurtulmuş, fesih diye bir şeyin olmamasına rağmen ısrarla olduğu yönünde açıklamalar yaptığını söyledi.

Kurtulmuş, bu memlekette Meclisin feshinin 12 Eylül darbesinde olduğunu belirterek, seçimlerin yenilenmesi maddesinin, Türkiye demokrasisini garanti altına alan bir madde olduğunu ifade etti.

- "Evet' de 'Hayır' da dese benim milletim diyecek"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine Türk milletinin karar vereceğine işaret eden Kurtulmuş, referandum sürecinde dışarıdan davetsiz misafirlerin de olduğuna değindi.

Kurtulmuş, Avusturyalı, Alman, İsviçreli, Hollandalıların yeni siteme karıştıklarını belirterek, "Burnunuzu niye sokuyorsunuz bizim işimize? 'Evet' de dese benim milletim diyecek, 'hayır' da dese benim milletim diyecek. Niye böyle davranıyorlar, niye karışıyorlar? Burunlarını niye sokuyorlar? Korkuyorlar da onun için." diye konuştu.

Avrupa'da bazı ülkelerin Türkçe öğrenmeye de başladığını dile getiren Kurtulmuş, "Manşet atacak kadar Türkçe öğreniyorlar. Eğer böyle devam ederse kampanya biraz devam etsin televizyonlarında da Türkçe konuşmaya başlarlar. Türkçeyi güzel öğreniyorlar. Daha da bu millet öğretecek inşallah." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, Anadolu topraklarının yer altında çok zengin doğal kaynakları olan bir yer olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bizim başka zenginliklerimiz var ama bu toprakların en büyük zenginliği nedir derseniz, bu toprakların en büyük zenginliği bu milletin gönlündeki ve zihnindeki irfanı, feraseti ve hikmetidir. Hiç anlamaz zannedersin, bir kenarda durur seyreder sessiz sedasız bir şekilde, zamanı geldiği zaman da haddini bildirir, cevabı ortaya koyar. Onun için bu oyunu bozmanın vakti geliyor. Hazırsınız, çok az kaldı. Ordu, Türkiye'de dereceye girecek illerimizden birisidir Allah'ın izniyle. Kalan bu 12 günde kapı kapı dolaşarak yeni sistemi anlatacağız."

Türkiye artık krizlerle kaoslarla yönetilmeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye artık koalisyon pazarlıkları içerisinde olmayacak. İki tane sandık. Bir sandıktan seçim akşamı kim ülkeyi yönetecekse millet ona rey, ruhsat verecek. Ertesi sabah isterse hükümeti ilan edecek. İkinci sandıktan da Mecliste kanun yapacak olan milletvekillerimiz seçilecek. Böylece hükümet harıl harıl ilk günden itibaren çalışacak, Mecliste harıl harıl ilk günden itibaren çalışacak. Daha hızlı koşacağız. Devlet millet kaynaşmasını çok daha hızlı bir şekilde sağlayacağız. Bürokrasi siyasete yön vermekten vazgeçecek. Bürokrasi siyasetin arkasında siyasetle beraber koşacak. İşte bunun için hep beraber 'Evet' diyoruz."

Kurtulmuş, "Dışarıdan niye 'Hayır' çıkması için bu kadar telaş ederler" sorusunu yönelterek, onların güçlü bir Türkiye istemediğinin altını çizdi.

- "Ayaklarımızdaki prangalardan kurtuluyoruz"

Türkiye'nin içine kapanmış bir şekilde terörle boğuşmasının istendiğini aktaran Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"İsterlerki Türkiye sağ sol kavgası yapsın. İsterler ki Türkiye'de vatandaşlarımızı mezheplerine göre bölsünler. İsterler ki halkın arasında huzur olmasın. İsterler ki krizlerle boğuşsun Türkiye. İsterler ki ikide bir FETÖ benzeri eşkıya çeteleri ortaya çıksın darbe tehditleriyle Türkiye'yi esir alsın. Bunlara razı değiliz. İşte onun için artık bu yük taşınmaz. Çatlasalar da patlasalar da içeriden dışarıdan hayır cephesi ne kadar çalışırsa çalışsın inşallah bundan sonra Türkiye yeni bir sistemle tanışıyor. 16 Nisan akşamından itibaren ayaklarımızdaki prangalardan kurtuluyoruz."

Kurtulmuş, hayır cephesinin içeriden dışarıdan ne kadar yüklenirse yüklensin yollarına devam ettiklerini belirterek, "Demiş ya adam, 'Biz evet diyenleri denize dökeceğiz'. O herifin dediğine zıt, biz vatandaşlarımızı 'Hayır' deseler de 'Hayır' diyen vatandaşlarımızı da yeni sistemin içerisinde kucaklayacağız. Kardeşlerimiz olarak daha güçlü bir Türkiye'nin vatandaşı yapacağız. O manşetleri atanlar da mahcup olacaklar. O manşetlerle Türkiye'nin önüne geçmek isteyenler ne büyük bir yanlışın içine düştüklerini görecekler." şeklinde konuştu.

Kurtulmuş, "16 Nisan'dan sonra, bu millet 'Evet' dedikten sonra Avrupa'daki o siyasetçilerin nasıl gelip Türkiye ile anlaşmaya çalıştıklarını göreceksiniz. Nasıl Türkiye'ye özür diler vaziyette yaklaştıklarını göreceksiniz. İnşallah 16 Nisan'dan sonra güçlü bir Türkiye istikametinde yürüyüşümüzü hızla arttıracağız." değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmanın ardından Kurtulmuş, beraberinde AK Parti milletvekilleri Oktay Çanak, Metin Gündoğdu, Ergün Taşcı, Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, AK Parti İl Başkanı Uğur Çelenk, Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş ile vatandaşları selamladı ve karanfil dağıttı.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Bu referandum kampanyasında oluşacak gerilimden istifade ederler, bunu da bir siyasi araç olarak kullanabilirler diye başından beri söylüyoruz. Ama çok şükür, genel olarak baktığımızda, bu anlamda terör örgütlerine karşı verilmiş bu mücadelenin sonuçlarını aldık. Referandum kampanyası şimdiye kadar terör saldırılarından çok şükür etkilenmeden devam etti." dedi.

Kurtulmuş, Ordu'dan yayın yapan Altaş TV'de gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.

Son günlerde güvenlik güçlerine yönelik terör saldırılarının yeniden arttığının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Türkiye Suruç'tan itibaren son iki yılı aşkın bir süredir ciddi bir şekilde terör örgütlerinin tehdidi altındadır. Bu terör örgütleri ile mücadele etmiyoruz artık terör örgütleri ile savaş yapıyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Bir taraftan PKK, bir taraftan FETÖ'nün ve diğer terör örgütlerinin Türkiye'ye saldırdığını dile getiren Kurtulmuş, sadece silahlı olarak değil, politik olarak ve diğer açılardan da Türkiye'ye karşı bu saldırılarını gerçekleştirdiklerini söyledi.

Türkiye'nin, özellikle son dönemlerde teröre karşı büyük bir mücadeleye girdiğini anlatan Kurtulmuş, eş zamanlı olarak üç ayrı çemberde de terör örgütlerine karşı mücadele edildiğini belirtti. Hayatı yaşanmaz kılan PKK'nın şehirlerden atıldığını, terörün, şehirlerden dışarı çıkarıldığını ifade eden Kurtulmuş, kırsalda da bu örgütle mücadeleye girişildiğini belirtti.

Türkiye'nin, ülke dışında da bu mücadelesini devam ettirdiğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bir taraftan PKK ile yapılan bu güçlü mücadele, diğer yandan DEAŞ'a karşı verilen mücadele, sadece Türkiye içerisinde değil, Suriye topraklarında Fırat Kalkanı ile birlikte teröre karşı olan kararlı mücadele, ayrıca içeride artık sayıları binlerin çok üstünde terör örgütü elemanının yakalandığı çok ciddi bir baskı ortaya çıktı. Bunun sonucu olarak terör örgütlerinin birçok tehdidi yapamaz duruma geldiğini görüyoruz. Hatta sonra zamanlarda onlarca bombalı saldırı vesaire bunlar önlenmiştir."

Bu kahpe, hain saldırılarla Türkiye'nin teröre karşı verdiği çok güçlü mücadelenin önüne geçmek istendiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Evet, bu referandum kampanyasında oluşacak gerilimden istifade ederler, bunu da bir siyasi araç olarak kullanabilirler diye başından beri söylüyoruz. Ama çok şükür, genel olarak baktığımızda, bu anlamda terör örgütlerine karşı verilmiş bu mücadelenin sonuçlarını aldık. Referandum kampanyası şimdiye kadar terör saldırılarından çok şükür etkilenmeden devam etti. Her türlü tedbirler alınıyor, her türlü mücadele yapılıyor. Ama nihayetinde terör örgütleri her alanı kapatsanız da gelip terör faaliyetlerini sürdürebilecek bir nokta bulabilir. Güvenlik güçlerimiz çok rahat bir şekilde terör örgütlerinin üzerine gidiyor. İnşallah başarılı sonuçlar da alıyorlar. Köşeye sıkıştıkça eylem yapabilme ihtimalleri vardır. Terör örgütlerinin tamamına yakını eylem yapabilme yeteneklerini büyük ölçüde kaybetmiştir."

- "Güçlenen Türkiye'den korkuyorlar"

Avrupa'daki bazı ülkelerin Türkiye'nin milletvekillerine ve bakanlarına "evet" kampanyası yaptırmadığının hatırlatılması üzerine değerlendirmesi sorulan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Avrupa'da yükselen aşırı ırkçılığa dikkati çekti. Aşırı ırkçılığın da göçmen karşıtlığı, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı ve çok somut hale indirgenen Türk düşmanlığı şeklinde kendisini gösterdiğini söyleyen Kurtulmuş, aşırı ırkçı dalganın aynı zamanda siyaseti de etkilediğini ifade etti.

Avrupa ülkelerinin, Türkiye'deki referanduma karışarak, "hayır" cephesine destek verdiğini anımsatan Kurtulmuş, "Niye burnunuzu sokuyorsunuz? Biz İsviçre'de, Almanya'da ya da Hollanda'da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirmeyeceğiz ki. Vatandaşımız 'evet' derse de 'hayır' derse de başımız üstüne. Neden bu kadar bu yabancılar bu işe müdahale oldular? Çok açık. Güçlenen Türkiye'den korkuyorlar, Tayyip Erdoğan'ın liderliğinden korkuyorlar." diye konuştu.

- "Ümit ediyorum ki bu çok gerginleşmiş olan ilişkilerin önemli bir kısmı tamir edilir"

İsviçre'nin başkenti Bern'de terör örgütleri PKK, DHKP-C ve YPG'nin de aralarında bulunduğu gruplar tarafından Federal Parlamento binası önündeki Parlamento Meydanı'nda düzenlenen "hayır" mitinginde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef gösteren pankart açılmasına tepkisini dile getiren Kurtulmuş, bu çifte standartlı tavırların kabul edilebilir olmadığını belirtti.

Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Avrupa'nın makul, mutedil siyasetçilerinin bunu yeniden gözden geçirmeleri gerekir. Önümüzdeki seçimlerde üç-beş tane fazla oy almak için kimse ırkçılara, faşistlere prim vermesin. Avrupa kendisine çeki düzen versin. Avrupa siyaseti derlenip toparlansın. Biz inşallah 'evet' oylarıyla 16 Nisan'dan sonra millet olarak kendi yolumuzu, bir kere daha net bir şekilde, güçlü Türkiye istikametinde çizeceğiz. Avrupa'nın da Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek için arayış içerisine gireceğini görüyorum. Ümit ediyorum ki bu çok gerginleşmiş olan ilişkilerin önemli bir kısmı tamir edilir."

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Doğrudan doğruya milletin seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı HSYK üyelerinin bir kısmını seçecek. Geri kalan kısmını ise milletin dorudan doğruya seçtiği milletvekilleri, yani milletin dolaylı iradesiyle seçilecek. Her halükarda HSYK'nın seçimini yapacak olan milli iradedir." dedi.

Kurtulmuş, Ordu'dan yayın yapan Altaş TV'de gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içerisinde yargının bağımsız olmayacağına ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Yargı hem bağımsız hem tarafsız olacak. Tamamen tarafsız bir yargı mekanizma olarak seçilecek. Burada söylemek istedikleri HSYK'nın seçilme meselesidir. HSYK'da seçilecek üyelerin az bir kısmını Cumhurbaşkanı seçecek, geri kalan kısmını TBMM seçecek. Yani parlamento seçecek. Kim parlamento? Halkın seçtiği vekillerden oluşan parlamento. Dolayısıyla doğrudan doğruya milletin seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı HSYK üyelerinin bir kısmını seçecek. Geri kalan kısmını ise milletin dorudan doğruya seçtiği milletvekilleri, yani milletin dolaylı iradesiyle seçilecek. Her halükarda HSYK'nın seçimini yapacak olan milli iradedir."

Kurtulmuş, CHP Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un, "Evet' diyenleri, 16 Nisan'da denize dökeceğiz" söylemini de eleştirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Biz ilk günden itibaren cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini önerdiğimizi söylüyoruz. Parlamentoya geldi, AK Parti'li ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla, 339 oyla çıktı. Şimdi söz de, karar da milletindir. Millet ne diyorsa başımızın üstüne. Allah aşkına bu sistemi, anaysa değişikliğini biz millet için yapmıyor muyuz? İşin sahibi millet değil mi? Millet evet dedikten sonra kime ne demek düşer. Böyle bir terbiyesizlik olur mu? Kaldı ki bu milletin tarihinde denize dökme vardır ama millet emperyalistleri ve onların uşaklarını denize dökmüştür. Böyle edepsizce milletin önemli kısmının 'evet' diyeceği referandum öncesinde bu sözleri söylemek ne demokrasiye sığar, ne akla sığar, ne izana sığar."

Anadolu'yu dolaştıklarını ve Türkiye'nin dört bir tarafına gittiklerini belirten Kurtulmuş, vatandaşlarla bir araya gelerek referanduma ilişkin bilgi paylaşımı yaptıklarını anlattı.

- "Bu bir memleket meselesidir"

Kurtulmuş, Meral Akşener'in, MHP'nin büyük bölümünün "hayır" vereceği yönündeki iddiasına ilişkin de "MHP'ye oy vermiş olan seçmenlerin büyük bir kısmının özellikle Sayın Bahçeli'nin, MHP'nin mitingleri yapmaya başladıktan sonra güçlü bir şekilde 'evet' vereceklerini görüyorum. Sayın Akşener de bu açıklamasıyla baş başa kalır. Anlamı olmayan, siyasi geçerliliği olmayan bir açıklama olur." değerlendirmesinde bulundu.

"Hiç partili bir propagandist olarak konuşmuyorum." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bu çünkü bir parti, AK Parti meselesi değil. MHP meselesi de değil. Bu bir memleket meselesidir. Milletimizin bekası meselesidir. Devletimizin daha güçlü olması meselesidir. Bu, bütün Türkiye düşmanlarına, bütün terör örgütlerine karşı verilen bir mücadelenin daha güçlü hale getirilmesi için yapılan bir çabadır. Dolayısıyla MHP seçmeninin önemli bir kısmı da bunu bir beka ve memleket meselesi olarak görüyor. MHP seçmeninin kahir ekseriyetinin 'evet' diyeceğini görüyoruz."

- Fındık fiyatları

Halk oylamasına ilişkin maddeleri de değerlendiren Kurtulmuş, maddelerin gelecek adına taşıdığı önemi anlattı.

Kurtulmuş, Karadeniz Bölgesinin en önemli ekonomik gelir kaynağı fındıkla ilgili, şu ifadeleri kullandı:

"Fındık meselesi serbest piyasasının şekillendirdiği bir meseledir. Vatandaşlarımız şundan emin olsun, fındık meselesini yakından takip ediyoruz. Rekabet koşullarını ihlal etmekten tutun da gerekirse fındıkta birtakım yeni ilave adımlar atarak fiyatı dengelemek bakımından her türlü çalışmalar yapılıyor ama nihayetinde bu hükümetin karar vereceği bir meseledir. Vatandaşlarımız rahat olsunlar. Biz vatandaşlarımızın böyle serbest piyasayı biraz da ihlal eden, rekabet şartlarını ihlal eden tekelci birtakım firmaların gücü altında ezilmelerine müsaade etmeyiz. Bununla ilgili çalışmaları Tarım Bakanlığı yapıyor. Önceden de söyleyip vatandaşlarımızı yüksek beklentinin içerisine sokmak istemeyiz. Onun için temkinli konuşuyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber