Hekimden Akdağ'a 'devleti soyuyoruz' dövizi
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, Burdur Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde yaptığı inceleme sırasında, acil serviste görevli bir pratisyen hekim, ?Doktor, hasta, eczacı el ele verdik, performans adına devleti soyuyoruz? yazılı döviz açtı.
Bakan Akdağ, Burdur'daki incelemeleri sırasında ilk olarak Valiliği ziyaret etti. Bakan Akdağ, Vali Rasih Özbek'ten çeşitli bilgiler aldıktan sonra Burdur Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesine geçti.
Burada hastaları ziyaret eden, çiçek veren ve hasta yakınlarının sorunlarını dinleyen Recep Akdağ, servislerde yatan çocuklara oyuncak armağan etti. Akdağ, hastane yetkilileri ve sağlık personelinden de çalışmalarıyla ilgili bilgiler aldı.
Bakan Akdağ, yataklı servislerin bulunduğu katlarda danışma masalarının yüksekliğini görünce ?Bunları kaldırın. Hasta ve hasta yakınlarıyla aramıza mesafe koymayın. Daha alçak masalar yerleştirin? şeklinde talimat verdi.
Akdağ, hastaları ziyaretin ardından acil serviste inceleme yaparken, acil serviste görevli pratisyen hekim Vedat Oruç, Bakan Akdağ'ı ?Hoşgeldiniz? diyerek karşıladı ve taşıdığı ?Doktor, hasta, eczacı el ele verdik, performans adına devleti soyuyoruz? yazılı dövizi kaldırdı.
Şaşkınlık yaşayan Bakan Akdağ, hekim Vedat Oruç'a ?Soyma. Soyuyorsanız sana ve arkadaşlarına soruşturma açacağım. Neden soyuyorsunuz? diye sordu.
Doktor Oruç'un ?Maalesef efendim? demesi üzerine Bakan Akdağ, dövizi kaldıran Oruç'a, ?İtiraf ediyorsunuz yani. Hakkında soruşturma açacağım? dedi.
Hekim Vedat Oruç, Bakan Akdağ'a, ?30 yıldır pratisyen hekimim. Yaşadığım bu? deyince, Bakan Akdağ, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Vekili Muhammet Gedik'i yanına çağırarak, ?Buna ve arkadaşlarına soruşturma açın? talimatını verdi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, buradan ayrıldıktan sonra Durdur Devlet Hastanesine gitti. Hastanenin girişinde acil servisteki kayıt bölümünün camlı kabinini gören Akdağ, Başhekim Şeref Türel ve diğer yetkililere bu kabinin neden böyle yapıldığını sordu.
Hastane yetkilileri daha önce yaşanan bazı sorunlar nedeniyle kabinin camlı yapıldığını söyleyince tepki gösteren Akdağ, ?Bariyerleri kaldırın. Vatandaşla aramıza bariyer koyarsanız o zaman sorun olur? dedi.
Poliklinikleri gezen, hastalarla sohbet eden Recep Akdağ, hasta kabul bürosunun da tamemen camlı ve kapalı kabinli olduğunu görünce, Başhekim Şeref Türel'e ?Polikliniklerini beğenmedim. Bu kabinleri de açın? dedi.
Sağlık Bakanı Akdağ, hastanenin yataklarını ve örtülerini de kontrol ederek, standartlara uygun yatak ve örtülerle değiştirilmesini istedi.
HEKİM AÇIĞI
Bakan Akdağ, ziyaretleri sırasında gazetecilerin hekim eksikliği ve sağlık politikalarına ilişkin sorularını da yanıtladı. Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı kararlılıkla uyguladıklarını, ancak bazı kesimlerce eleştirildiklerini belirterek şunları söyledi:
?Vatandaşımız için siyaset yapıyoruz. Bu dönüşüm programını kararlı bir şekilde yürütürken bazı durumlara karşı çıkıldı. Bunların sayıları ve TBMM'de kabul edilebilirlikleri çok yüksek olmasa da hala muhalefet edenler var. Çok açık konuşmak istiyorum. Bu muhalefetin çeşitli sebepleri olabilir. Bazen doğrulukları da olabilir. Bazen düşünce farklılıkları, zaman zaman da menfaat çatışması var. Biz bu hususta halkın menfaatini korumak üzere bir sistem oluşturuyoruz. Bu durumda tabii ki birilerinin menfaatleri zedeleniyor. Birileri sağlığı bir piyasa işi gibi görüyor. Çalışmalarımızla, vatandaşın üzerinden sebeplenme imkanı ortadan kalkıyor. Bunlara aldırış etmeden yolumuza devam ettik. Bundan sonra da yolumuza devam edeceğiz.?
Türkiye'de doktor sayısının yetersiz olduğunu ifade ederek, sayının artırılması gerektiğini bildiren Recep Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
?Bu işin çözümü Türkiye'de doktor sayısının artırılmasıdır. Maalesef Türkiye'de tabipleri temsil eden Türk Tabipler Birliği yıllardır bu meselede vatandaşı da yanlış bilgilendirmiştir. Türkiye'de doktor sayısının az olmadığı, hatta fazla olduğu, öğrenci sayısının azaltılması gerektiği gibi birçok talihsiz açıklamalar yıllardır süre gelmektedir. Bu hususta YÖK'le hem şifahen görüştük hem de kendilerine resmi yazı yazdık. YÖK mutlaka bu hususta üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Türkiye'de öğrenci yetiştirmek ve bunları doktor yapmak görevi YÖK'e aittir. Bu görev anayasal hak olduğu kadar da anayasal sorumluluktur. Doktor sayısını arttırmadıkça bu sorunlar da hep devam edecektir.?