Sezer, YÖK yasasını veto edeceğinin sinyalini verdi

Haber Giriş : 18 Mayıs 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhurbaşkanı Sezer, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı.

19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı'nı yurdun her köşesinde gurur ve coşkuyla kutlamanın mutluluğunun yaşandığını belirten Sezer, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 85. yıldönümünde, bağımsız ve özgür yaşamak yolunda verilen savaşımların, gösterilen özverilerinin önemini daha iyi anlaşıldığını ve bugünleri kazandıran kahramanlara gönül borcu duyulduğunu ifade etti.

Yurdu için çalışmak, her türlü özveride bulunmak, gerektiğinde bedel ödemekten kaçınmamak, ulusal kimliğin temel özelliği olduğunu vurgulayan Sezer, şunları kaydetti: ''Türkiye Cumhuriyeti, Yüce Atatürk başta olmak üzere yurdunu seven ve kendisini ülkesine adayan kahramanlarımızın bizlere armağanıdır. Büyük Önder Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nı yürütürken ulusumuza her zaman umut aşılamış, olumsuzluklara ve güçlüklere karşın zafere inancını yitirmemiştir.

Yurdun bağımsızlığının ve korunmasının Ulusuyla birlikte başarılabileceğine inanan Atatürk, ulusal birliği gerçekleştirmek ve kurtuluş düşüncesini eyleme dönüştürmek amacıyla çıktığı Anadolu yolculuğuyla, geleceğimizi aydınlatmış, Ulusumuzun büyük uyanışını gerçekleştirmesini sağlayan süreci başlatmıştır."

Yüce Atatürk'ün gösterdiği hedefleri gerçekleştirmek, bağımsız ve özgür bir Ulus olarak geleceğe güvenle bakabilmek için, yurda, Cumhuriyete sahip çıkmalı, geçmişte verilen savaşımların önemini, aydınlık Türkiye'yi kuranların özverilerini genç kuşaklara en iyi biçimde anlatmak gerektiğini belirten Sezer, şöyle devam etti:

"LAİKLİK İLKESİNİ BENİMSEMEK ZORUNLU"

''Sorunlarımızı çözmek, Cumhuriyet'in 81 yıllık kazanımlarına yenilerini eklemek, ülkemizi her alanda güçlü kılmak ve dünyadaki saygınlığını artırmak için çabalarımızı anlayış birliği içinde sürdürmeliyiz. Türkiye, Cumhuriyet'in kurulmasıyla birlikte seçimini çağdaşlıktan yana yapmıştır. Laiklik ilkesinin benimsenmesi, bu seçimin zorunlu sonucudur.

İçinde bulunduğu toplumun yapısını iyi bilen Yüce Atatürk, çağdaşlaşma ve demokratikleşme sürecinde gerçekleştirilen dönüşümlerin temeline laiklik ilkesini yerleştirmiştir.

Yönetimde, eğitimde, toplumsal alanda ve hukuk sisteminde aşama aşama yaşama geçirilen ve devletin siyasal, sosyal, hukuksal, ekonomik hiçbir alanının din kurallarıyla düzenlenemeyeceğini öngören laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan değerlerin temel taşıdır. Türkiye'nin sorunu, laiklik ilkesinin farklı tanımlanmak istenilmesinden kaynaklanmaktadır.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

Anayasa Mahkemesi'nin çeşitli kararlarında da belirtildiği gibi laikliğin anlamı, ülkelerin koşullarına göre oluşmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik anlayışı da Anayasa'nın değiştirilemez kurallarının yanı sıra Anayasa Mahkemesi kararları ile, açık biçimde ortaya konulmuştur.

Cumhuriyet'in en önemli özelliği, Ulusumuzla bütünleşmesi ve yurttaşlarımızca sahiplenilmiş olmasıdır. Cumhuriyet'e tehditler yönelmesi durumunda, yurttaşlarımızın siyasal görüşü ne olursa olsun, yönlendirmelerden etkilenmeden Atatürk Cumhuriyeti'ni korumak için kenetleneceğinden kuşku duyulmamalıdır.''

ERKLER AYRILIĞI

Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk ilke ve devrimlerine dayanan, Anayasal ilkelerle yönetilen kurumlar ve kurallar devleti olduğunu, ulusa ilişkin egemenliğin, erkler ayrılığı ilkesi gereği anayasal organlarca kullanıldığının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Sezer, mesajında şunları kaydetti: ''Anayasa, organların yetkilerini ve bu yetkilerin kullanılmasının sınırlarını saptarken, erklerin dengelenmesi yönünden hukuksal güvenceler de getirmiştir.

Her organın yetkilerinin sınırlarını bilmesi, sorumluluklarının bilinciyle hareket etmesi, kurumlararası uzlaşmayı getirecek ve toplumsal uzlaşmanın yolunu açacaktır.

YAPAY GÜNDEM

Ulus adına egemenliği kullanan organların birbirlerinin yetki alanına girmeleri, Devlet organları arasındaki uyumu bozacağı gibi, demokrasinin gelişme sürecini de olumsuz etkileyecektir. Tarih boyunca önüne çıkarılan sıkıntıları ve güçlükleri aşarak bugünlere gelen Türkiye Cumhuriyeti'nin, işsizlik ve gelir dağılımı gibi çözüm bekleyen sorunları ve Avrupa Birliği üyeliği gibi temel öncelikleri varken, yapay gündemlerle tartışma yaratılması üzüntü vericidir. Çoğulculuk ve katılımcılık ilkeleriyle bugün evrensel niteliğe kavuşan demokrasinin, toplumun tüm kesimlerince amaç olarak benimsenmesi, ülkemizi uluslararası alanda kuşkusuz daha güçlü kılacaktır.

ÇATIŞMA YERİNE UZLAŞMA

Atatürk ilke ve devrimlerinin, Cumhuriyet'in temel niteliklerinin korunması, kollanması ve yaşatılması konusunda duyarlılıklarını her zaman gösteren yurttaşlarımızın, kurum ve kuruluşlarımızın Cumhuriyet'in değerlerinin sorgulanmasına yol açacak tutum, davranış ve eylemlere hiçbir zaman izin vermeyeceğini önemle vurgulamak istiyorum.

Çatışma yerine uzlaşmayı benimsemek, toplumu, gerilimlerden uzak tutarak güzel, mutlu, huzurlu günlere ulaştırmak ortak amaç olmalıdır.''

(aa)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber