Aileler takipsizliğe itiraz etti: O belletmenler de yargılansın

Avukat Ömer Çelik tarafından Kozan Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçede, Aladağ'daki hukuka aykırı işlemlerin yurdun kurulmasıyla başladığı ve mevzuata aykırı şekilde ilkokul öğrencilerinin yurtta barındırıldığı vurgulandı. Yurtta kaçak çalıştırılan beş kadının tarikat faaliyetleri yürüttüğü belirtilerek, şöyle denildi:

"Dini eğitimler bu kişiler aracılığıyla verilmektedir. Yurdun varlık sebebi, dini temelli eğitim verilerek tarikat için örgütlenme faaliyeti yürütmektir. Sağ kurtulan çocuklar şalterlerin sürekli attığını, bulaşık yıkarken kullandıkları sudan elektrik geldiğini ve kendilerini çarptığını, bu durumu defalarca belletmenlere bildirdiklerini ifade etmişlerdir. Ancak belletmenler bu durumu dikkate almamış, şalterler attığında kaldırarak tehlikeyi dikkate almamışlardır. Aileler, çocuklarının başında belletmen bulunduğu düşüncesi ile hareket etmiş olup, bu kişiler çocukların yurtta bulundukları süre boyunca can güvenliklerinden sorumludur. Çocukların can güvenliği ile ilgili önlem almaları zorunlu olan bu kişiler, kendiliklerinden hareket ederek muhtemel sorunları saptamadıkları gibi, kendilerine iletilen sorunları da umursamamış, elektrik çarpması ve/veya yangın gibi vahim sonuçları öngörmüş olmalarına rağmen sonuçların meydana gelip gelmemesini umursamamışlardır. Diğer taraftan belletmenler olay anında önce itfaiyeyi aramak yerine yurt müdürünü aramışlardır. Yurt müdürünün olaya dahil olması sırasında geçen süre boyunca yangının şiddeti artmış ve binayı sarmaya başlamıştır."

Derneğin denetleme kurulu üyesi Hakim Özkan'ın da denetim görevini yerine getirmediği vurgulandı.

İsmail SAYMAZ