Erkek çocuğa ürolojik muayene şart

Kaynak : CNN Türk
Haber Giriş : 29 Mart 2007 11:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yeni doğan döneminde yapılan ilk genital inceleme önemli

Marmara Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tufan Tarcan, erkek çocukların ergenlik döneminde mutlaka rutin ürolojik muayeneden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Tarcan, erkek cinselliği sorunlarının, üreme ve cinsel işlev bozukluğu olmak üzere iki nedenden kaynaklandığını söyledi.

Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği'nin AB tarafından finanse edilen ve Sağlık Bakanlığı Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında desteklenen 'Yaşam Boyu Cinsel Sağlık... Sizin de Hakkınız' projesi kapsamında hazırladığı 'Erkek Cinselliği' konulu altıncı dosyası Hilton Otel'deki toplantıda basına açıklandı.

Erkek cinselliği sorunlarını 'inmemiş testis', 'varikosel', 'testesteron sendromu' ve 'organik sertleşme kaybı' olarak sıralayan Tarcan, bu hastalıkların nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

'Varikosel' sorunu 10-15 yaşında ortaya çıkıyor

Testisteki toplar damarların normal dışı genişlemesi olarak tanımlanan ve halk arasında 'varis' olarak adlandırılan bacaklardaki damar genişlemesine benzetilebilen 'varikosel' sorununun 10-15 yaşında ortaya çıktığını aktaran Tarcan, çocuk sahibi olmada problem yaşayan erkeklerin en az yüzde 40-50'sinde bu soruna rastlandığını belirtti.

Tarcan, her zaman kısırlığa yol açmayan 'varikosel' sorununun, sperm parametrelerinde bozukluk olması durumunda tedavi edilmesi gerektiğini söyledi.

'İnmemiş testis' sorunu

'İnmemiş testis' sorununu, testisin skrotumda (testislerin bulunduğu torba) bulunmaması olarak tanımlayan Tarcan, bu durumun yeni doğan erkek çocukların yüzde 3-4'ünde görüldüğünü aktardı.

Tarcan, inmemiş testis sorununun kısırlık dışında, erkeklerin testis kanserine yakalanma oranını artırdığını dile getirerek, ''İnmemiş testislerin tanısının zamanında konulabilmesi ve en geç 1 yaşında tedavisi ile kısırlık ihtimalinin en aza indirilmesi için, yeni doğan döneminde yapılan ilk genital incelemesi çok önemli. Zamanında tedavi kısırlık riskini azaltsa da testis kanseri riskini azalttığına dair elde veri yok'' dedi.

Testesteron yetersizliği

'Testesteron'un son yıllarda erkek cinselliğinde öneminin arttığına işaret eden Tarcan, testesteronun etkilerinin sadece cinsel işlev ile sınırlı olmadığını, testesterunun birçok organ sisteminin biyolojik aktivitesi için gerekli olduğunu söyledi.

Testesteron yetersizliğinin erkeklerde doğuştan olabileceği gibi sonradan da oluşabileceğini belirten Tarcan, ''Testesteron yetmezliği, kas gücü ve kemik mineral yoğunluğunda azalmaya yol açmakta, yağlanmada ve insülin direncinde artışa, düşme ve kırıklara, kas kütlesinde azalmaya, fiziksel, psikolojik ve cinsel performansta düşüşe neden olmaktadır'' dedi.

İlaç endüstrisinde son yıllarda yaşanan gelişmelerle 'organik sertleşme kaybı'nın artık ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilebilir hale geldiğini belirten Tarcan, ancak hastaların bu ilaçlardan mucizeler beklememeleri gerektiğinin altını çizdi:

''Bu ilaçlar cinsel isteği artıran ilaçlar olarak görülüyor. Ancak bu ilaçlar cinsel isteği etkilemez, penisin sertleşme yeteneğini artırır. Ayrıca bu ilaçlar, herkeste aynı etkiyi yaratmaz.

Sertlik kaybının ilk kez ağızdan alınan ilaçla tedavi edilmesi ve kolay kullanım gibi özellikleri bulunan bu yöntemin, ilaçların etkisinin geçici olması, kalp hastalarında kullanılamaması ve pahalı olması gibi dezavantajları bulunuyor.''

'En önemli cinsel problem erken boşalma'

Erkek cinselliği konusunu psikiyatrik açıdan değerlendiren Marmara Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur da ''Erkeklerde en önemli cinsel problem erken boşalma. Ancak erkekler bize daha çok ereksiyon problemi nedeniyle başvuruyor'' dedi.

Sungur, yapılan çalışmaların, birlikte yaşayan çiftlerin yüzde 40-50'sinin cinsel işlev bozukluğu yaşadığını gösterdiğini söyledi.

Sungur, her cinsel aktivitenin veya yakınlaşmanın cinsel birleşmeyle sonuçlanması gerekmediğini dile getirerek, cinsel birliktelikte yaşanan sorunları, cinsel ilgi ve istek, uyarılma, orgazm ve cinsel ağrı bozuklukları olarak sıraladı.

Uyarılma sorunu

Sungur, tüm yetişkin erkek nüfusu içinde görülme sıklığı yüzde 10-20 arasında olan uyarılma sorununun, yaşlanmanın doğal bir sonucu olmadığını dile getirerek, yaş etkeninden bağımsız hesaplandığında uyarılma sorununun, diyabetik hastalarda yüzde 28, kalp hastalarında yüzde 39, yüksek tansiyon hastalarında ise yüzde 15 oranında görüldüğünü kaydetti.

Sungur, cinselliğin, öğrenilen ve yaşam evreleri boyunca geliştirilebilen bazı bilgi, beceri ve tutumlardan oluşan bir kavram olduğunu açıkladı:

''Uygun bilginin edinilmesi, gerekli cinsel becerilerin geliştirilmesi ve konu ile uygun tutum ve değerlerin kazanılması ancak iyi bir cinsel eğitimle sağlanır. Cinsel eğitim 'beşikten mezara kadar' devam ediyor. Ancak bu konudaki eğitmenlerin sayısı ve bilgisi ne yazık ki sınırlı.

Cinsel eğitimin büyük bir kısmı sokakta gerçekleşiyor. Belirsiz kaynaklardan elde edilen yanlış bilgiler yerine, kaynağı belirli, yaş gruplarına göre uyarlanmış, basit ve anlaşılır eğitim programlarına ihtiyaç var.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber