7 YTL için kardeşini ve ailesini taradı!
Babalarından miras kalan ceviz ağacını paylaşamayınca aralarında husumet çıkan 2 kardeşin anlaşmazlığı 7 YTL'lik elektrik faturası yüzünden kanlı bitti.
Tarlada çalışırken silahlı saldırı sonucu kocasını ve oğlunu kaybeden kendisi de ağır yaralanan kadın, katil zanlısının hala yakalanmadığını belirterek, her gün ölüm korkusuyla yaşadıklarını söyledi.
Edinilen bilgiye göre, Bitlis'in Hizan ilçesine Kepirli Köyü'nden Adana'ya yerleşen kardeşlerden Behram Arslan (55) ile Abdurrahman Arslan (53) bir süre sonra Gülbahçesi Mahallesinde ortaklaşa altı dükkan üstü ev olmak üzere 2 katlı bir ev yaptı. Aynı katta daireleri paylaşarak oturan kardeşler arasında, babalarından kalan tarlayı paylaştıktan sonra arada kalan 3 ceviz ağacının da paylaşılması yüzünden husumet çıktı.
20 Ekim 2006 tarihinde de Adana'daki iki kardeşin birlikte oturdukları eve gelen 7 YTL'lik elektrik faturası, 7 bin YTL olarak anlaşılınca kardeşler arasındaki husumet, daha da büyüdü.
İddiaya göre, Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Kepirli Köyü'ndeki Abdurrahman Arslan'a ailesi telefon açarak 7 bin YTL tutarında elektrik faturası geldiğini bildirdi. Bu duruma öfkelenen Abdurrahman Arslan evindeki Kaleşnikof marka otomatik tüfeği alarak gittiği tarlada ağabeyi Behram Arslan ile eşi Binevş (53) ve oğlu Bedirhan Arslan'a (23) ateş ettikten sonra kaçtı. Behram Arslan ile oğlu Bedirhan Arslan (23) vücutlarına isabet eden kurşunlarla olay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralanan Binevş Arslan ise Tatvan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Behram Arslan'ın kızı Semra Arslan, evde otururken, yakında bulunan tarlalarından silah seslerini duyduğunu belirterek, "Koşarak, tarlaya vardığımda, amcam elinde tüfekle kaçıyordu. Babam, ağabeyim ve annem kanlar içinde yerde yatıyordu. Nabızlarını kontrol ettim, babam ve ağabeyim ölmüştü. Annem ise hala nefes alıyordu. Tarlaya gelenler 'Bu kadın ölmüş' demelerine rağmen bağırıp, çağırıp, hastaneye götürülmesini sağladım. Annem bir hafta komada kaldıktan sonra iyileşti. Ama 9 kardeş yetim kaldık" dedi.
Türkçe bilmeyen anne Binevş Arslan ise gözyaşları arasında yaşadıklarını anlattı. Kocası ve oğluyla tarlada ceviz fidanı diktiklerini belirterek, "Abdurrahman elinde tüfekle geldi ve hiçbir şey söylemeden bize ateş etti. Ben kurşunu yediğimde yere yığıldım. Öldü sanıp, kocam ve oğlumun üzerine gitti. Kocamı taradı, oğlumu da kaçmasın diye önce topuğundan yaraladı, sonra da vücuduna ateş ederek öldürüp kaçtı. Günlerce can çekiştim, ama Allah'a çok şükür ölmedim. Fakat, bizi yok yere 9 çocuğumla perişan ettiler. Davacıyım, suçluların yakalanıp cezasını çekmesini istiyorum" diyerek gözyaşı döktü.
Behram Arslan'ın en büyük oğlu Bedrettin Arslan (26) ise olay sırasında kendisinin Adana'da olduğunu, olay sonrası ailece perişan olduklarını söyledi. Arslan,"Ben de sara hastasıyım. İşim yok, inşaatlarda çalışıyorum. Evliyim ve 3 çocuğum var. Annem ve kardeşlerime de bakıyorum. Sosyal güvencem de yok, her hafta 35 YTL ilaç parası veriyorum. Zor durumdayız. Huzurumuz yok. Babam ve kardeşimin katillerinin bulunmasını ve cezalandırılmasını istiyorum. Devletin aileme de sahip çıkmasını bekliyorum" şeklinde konuştu.