'2017'de terör örgütleri ile üzerimize geldiler'

2017'de terör örgütleri ile üzerimize geldiler. Tarihi hesaplarını görmek istediler. Satılık kalemleri, kiralık köşe yazarlarını, yarım aydınları, sahtekar televizyoncuları kullandılar. İftira attılar, itham silahını çektiler. Kah özgürlük ve insan hakları maskesi ile, potansiyel Türk düşmanı vasıfları ile kalemizi çökertmeye kalkıştılar. Başardılar mı? Elbette hayır

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Ocak 2018 11:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'2017'de terör örgütleri ile üzerimize geldiler'

Bahçeli'nin açıklamaları:

2017 yılı kolay geçmemiştir. Bölge ve dünyayı doğrudan etkileyen pek çok gelişme yaşanmıştır. Ülkeler arası hizip ve husumetler kamçılanmıştır. Tüm dünya kendi içinde, kendine özgü derin bir istikrarsızlık sarmalına hapsolmuştur. Biz bu durumdan elbette memnuniyet duymuyoruz. Gelecek adına karamsarız. İlker dürtülerin öne çıkmasın demokrasiye zarar vermektedir. Güçlünün haklı, haklının güçsüz olduğu bir insanlık tablosu karşımızdadır. Bu ağır tablonun kabarık faturası ise masumların önüne konulmaktadır.

"VAR OLAN DÜNYA GERÇEĞİ BİR NEVİ ORTAÇAĞ KARANLIĞIDIR"

Küresel emperyalizmin siyasi ve ekonomik operasyonları silah gibi kullanılmaktadır. Nükleer silahlanmadaki korku verici tırmanış insani endişeyi haklı olarak tırmandırmaktadır. Her düzeyde akıl tutulması, kafa karışıklı belirginleşmiştir. Var olan dünya gerçeği bir nevi ortaçağ karanlığıdır. Çıkış yolu bulunamazsa dünyanın hiçbir ülke ve coğrafyası güvenli olamayacaktır. 20. yüzyılın fahiş yanlışlarını tekrar etmek olsa olsa akılsızlık, körlük ve su katılmamış cahillik olacaktır.

2017'de taşlar yerinden oynatılmıştır. Terör örgütleri ülkemizle birlikte komşu coğrafyalarda at koşturmuşlardır. Güney sınırlarımız boyunca uzanacak bir terör koridoru açılmak istenmiştir. Terör devletinin inşası için yoğun gayret sergilenmiştir. PYD-YPG bu maksatla silanlandırılmıştır. Şiddet övülmüş özendirilmiştir. Terörizm desteklenmiş, korumaya alınmıştır. IŞİD'i kimlerin kurduğu, kimlerin sevk ve idare ettiği bellidir. Bir terör örgütünün bir başka terör örgütü ile denetlenmesi hesaplanmış, sahada icra edilmiştir. Haçlı hevesleri ülkemizin çevresinde dolaşmış tarihi miraslara kastetmiştir. Suriye'de oynanan oyunlar kıyıya vurmuş, karanlık senaryolar netleşmiştir. Terör örgütlerini kışkırtanlar İslam'a hasımdır.

"ABD'NİN KUDÜS DAYATMASI YENİ BİR HAÇLI SEFERİDİR"

ABD'nin Kudüs komplosu Türk ve İslam dünyasına meydana okumakla eş anlamlı bir provokasyondur. 6 Aralık 2017 tarihli açıklamamda Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma arayışının zaman ayarlı bomba olduğunu söylemiştim. Sakat karar kuşku yok ki skandal ötesi hezeyandır. Kudüs'ün tarihi statüsüne göz dikilmiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) olağanüstü İstanbul zirvesinde, BM Genel Kurulu'nda 128 ülke iradesi ile reddedilen ABD'nin Kudüs dayatması yeni bir Haçlı seferidir.

Kudüs önemlidir, çünkü gerilim düşmezse, dayatmalar sürerse bir kıvılcım bölgemizi mahvedecek, yankı ve yansımaları tüm dünyaya yayılacaktır. Kudüs önemlidir, çünkü İstanbul'un öz kardeşi, ecdad yadigarı, manevi hazinedir. ABD'nin Ortadoğu'yu çekmek istediği çukur, itmek istediği uçurum malumdur.

BAE DIŞİŞLERİ BAKANI'NA TEPKİ: "ALÇAKLIK VE AHLAKSIZLIKTIR"

Geçtiğimiz aralık ayı içinde BAE Dışişleri Bakanı hepimizi infiale sürükleyen bir paylaşım yapmıştır. Nimetbilmezlerin söz konusu torunu haddini aşarak kahramanlarımıza dil uzatmıştır. Utanmadan, sıkılmadan efendilerine şirin görünmek adına Türk düşmanlığına soyunmuştur. Fahreddin Paşa'yı hırsızlıkla suçlayarak iğrenç bir bühtanda bulunmuştur. En nazik ifade ile alçaklık ve ahlaksızlıktır. Bu sömürge artığının Fahreddin Paşa'ya ve ecdadımıza dil uzatma densizliği nankörlüktür. Bir hırsız varsa, hain aranıyorsa, Osmanlı'ya ihanet eden bir avuç Haçlı kalıntısından başkası olamayacaktır. Hırsız, Türk ve İslam'ın onurunu savunan ecdadımıza pusu kuranların ta kendisidir. Bugünkü torunları hırsız bulmak istiyorlarsa yanını yöresini yoklasınlar. Korkaklara kahramanlarımızı ezdirmeyiz. Herkes yerini yurdunu bilmelidir. Türk düşmanlarının gözüne girmek için cambazlık yapanları biliyoruz, ayaklarını denk almaları hususunda da uyarıyoruz.

"2017'DE ÖNEMLİ GÜNDEM BAŞLIKLARINDAN BİRİ DE KERKÜK OLMUŞTUR"

2017'nin en önemli gündem başlıklarından birisi de Kerkük olmuştur. Barzani 25 Eylül referandumu ile hayatının hatasını yapmış, çocukluk hayallerinde boğulmuş gitmiştir. Türkmeneli'nin ve Kerkük'ün milli haysiyeti şimdilik güvenlik altına alınmıştır. Bir hafta önce Irak Türkmen Cephesi Bölge Sorumlusu Salihi suikast sonucu şehit edilmiştir. Tüm soydaşlarımıza ve aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Ötüken onuru yere düşmeyecektir. Gün ola harman ola, o gün hele bir gele. Gözyaşları dinecek feryatlar bıçak gibi kesilecektir. Varsın başkaları geçmişi konuşsun. Biz işimize bakacağız, ülkücü olmanın şerefini taşıyacağız.

"2017'DE TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE ÜZERİMİZE GELDİLER"

2017'de terör örgütleri ile üzerimize geldiler. Tarihi hesaplarını görmek istediler. Satılık kalemleri, kiralık köşe yazarlarını, yarım aydınları, sahtekar televizyoncuları kullandılar. İftira attılar, itham silahını çektiler. Kah özgürlük ve insan hakları maskesi ile, potansiyel Türk düşmanı vasıfları ile kalemizi çökertmeye kalkıştılar. Başardılar mı? Elbette hayır.

Türk düşmanlığının federasyon çatısında kaynaşanlar huzursuzdur. Namertlerin yüzü asıktır. Mütemadiyen MHP'yi eleştirip Türklük alerjisinden nemalananlar denetimli kavga, icazetli provokatörlük yöntemleri ile sonuca gitmeyi hedeflediler. FETÖ ile diğer çeteleri yanlarına alarak geldiler direndik. Hain akınlara direnç gösterdik. Devlet yetim değildir. Vatan kimsesiz değildir. MHP tüm heybet, haşmeti ile buradadır, milli birlik ve dayanışmanın yaşaması konusunda yeminlidir.

28 Aralık'ta İran'da başlayan olaylar dikkatleri bu ülkeye çevirmiştir. Ekonomik sorun ve şikayetlerle başlayan protestolar birden bire rejim eleştirilerine kıvrılmıştır. ABD ve İsrail açıktan bazı bölge ülkeleri de kapalı devre toplumsal infiali desteklemiştir. İran'da her ne yaşandı ve yaşanıyorsa öncelikle bu ülkenin iç sorunudur. Türkiye'ye düşen İran'ın toprak bütünlüğünü tartışmasız desteklemesidir. Demokratik iyi niyetli beklentilere şüphesiz kulak verilmelidir. Ancak İran'ı karıştırmak isteyen eller, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'yu kana bulayan Arap Baharı'nın devamını kurgulamışlardır. Dönem dönem Türkiye'yi de yoklayan zalimler, Gezi Parkı'ndan Kobani olaylarına, hendek teşebbüsünden 15 Temmuz'a kadar son 5 yıldır her türlü ihaneti denemişlerdir. Adalet yürüyüşleri de boşuna icra edilmemiştir. Enjekte edilen zehir Irak ve Suriye'de tuttu ancak Türk milleti kahramanca bir mücadele göstererek her oyunu bozdu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber