1'i Tümgeneral, 6 askerin yargılandığı dava ertelendi

FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin dönemin KKK EDOK Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral İyidil ile EDOK Kurmay Başkanı eski tümgeneral Koçyiğit'in de aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılanmasına devam edildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Şubat 2018 19:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
1'i Tümgeneral, 6 askerin yargılandığı dava ertelendi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral Metin İyidil ile EDOK Kurmay Başkanı eski tümgeneral Hamza Koçyiğit'in de aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar, sanık avukatları ve "şikayetçi" sıfatıyla Başbakanlığın avukatı katıldı. Koçyiğit ile Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi üzerinden bağlantı kuruldu.

Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, daha önce tanıklığına karar verilen Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar'ın, celse arasında beyanda bulunduğunu belirterek, Dündar'ın ifadesini okudu.

Buna göre, Dündar, darbe girişimi sırasında Ankara'da bulunmadığını, İstanbul'da 1. Ordu Komutanlığı görevini yürüttüğünü belirtti.

Darbe teşebbüsünün başladığı andan itibaren anayasal düzenin yanında yer alarak girişimi engellemek için faaliyet yürüttüğünü ifade eden Dündar, saat 00.50 sularında ulusal kanallara bağlanıp durumunu kamuoyuyla paylaştığını bildirdi.

Dündar, bu saatten itibaren birçok üst rütbeli subayın kendisiyle irtibata geçtiğini aktararak, şunları ifade etti:

"Zaten o gun Kara Kuvvetlerinde gorevi basında en yuksek rutbeli subay olarak ben kalmıstım. Kanaatimce Istanbul'da saat 03.00'ten itibaren darbe teşebbüsünün basarılı olamayacagı anlasılmaya baslandı. Tam hatırlamıyorum ancak saat 02.00-02.30 gibi olma ihtimali yuksek, Ankara'da Lojistik Komutanı olan Korgeneral Yıldırım Guvenc beni aradı. 'Komutanım ben Ankara'dayım.' diyerek, Ankara ile ilgili bilgi vermeye basladı. Genelkurmay, Kara Kuvvetleri Komutanlıgı karargahı ve Akıncı Hava Ussu'nun darbecilerin kontrolunde oldugunu belirtti. 'Ankara'da su anda en yuksek rutbede sen misin?' diye sordum, 'Evet benim.' dedi. Bu nedenle Ankara ile ilgili kendisiyle gorusmeye devam ettim, gelismeler hakkında beni zaman zaman bilgilendirmesini istedim. Bu kapsamda Yıldırım Guvenc 4 veya 5 kez beni telefonla arayarak Ankara'nın durumu hakkında bilgi verdi."

- "Aramalar kendisiyle ilgili bilgi verme mahiyetindeydi"

Sanıklardan sadece Metin İyidil ile 16 Temmuz sabahı, İyidil'in kendisini aramasıyla görüştüğünü belirten Dündar, "Gorusmede Metin Iyidil bana Polatlı'da gorevli general Osman Unlu'nun 4. Kolordu'ya gittigini, Kolordu Komutanlıgını ustlenmek istedigini, Unlu'yu bundan vazgecirdigini soyledi. Ben hicbir sekilde o sabah Iyidil'i aramadım ancak Iyidil arayıp bana ulasamayınca geri donus olarak arayıp aramadıgımdan emin degilim." ifadesini kullandı.

İyidil ile ilerleyen saatlerde 4 veya 5 kez daha görüştüğünü vurgulayan Dündar, şunları kaydetti:

"Hiçbir şekilde kendisine bir talimat vermedim. Iyidil beni arayarak 'Etimesgut'a gidiyorum. Tankların cıkmasını engelleyecegim.' gibi sozler soyledi. Bir defasında aradı, Etimesgut'tan tankların cıkmasına engel oldugunu soyledi. Aramalar kendisiyle ilgili bilgi verme mahiyetindeydi. Bir aramasında bana darbe tesebbusunu bastırmakta ihtiyac oldugu takdirde kullanılabilecek emrinde iki birligin oldugunu, bu birliklerden birinin Ankara'daki Atıcılık ve Uzman Nisancılık Birligi, digerinin ise Isparta Egridir'deki birlik oldugunu soyledi ancak ben kendisine hicbir sekilde birlik hazırla gibi veya Ankara'ya intikal ettir gibi bir talimat vermedim. Yıldırım Guvenc'e de darbe tesebbusunu bastırmakta kullanılmak uzere ne Isparta, ne Egridir, ne de baska bir birlikten asker hazırlaması ve intikali hususunda talimatım olmadı. Iyidil ve Guvenc'in de darbeyi bastırmak icin herhangi bir birligin intikali hususunda teklifi olmadı. Saatini tam olarak hatırlayamıyorum ancak Genelkurmay Baskanımızın Akıncı'dan helikopterle ayrılmasını muteakip, Akıncı'daki catısmaların tamamen sonlandıgını degerlendirdigim bir sırada, darbeciler tarafından Akıncı'ya götürülen komutanların Ankara'ya nakli icin Yıldırım Guvenc'i aradım. Guvenc'e 'Üssü cevrelemis emniyet gucleriyle koordineli olarak Akıncı Üssunun kontrolunu saglayarak, buradaki komutanların Ankara'ya naklini sagla.' dedim. Zırhlı personel tasıyıcı gibi araclar kullanarak nakillerin saglanmasını istedim."

Dündar, soru üzerine, Isparta Egridir'deki birliklerden Ankara'ya nakil icin herhangi bir sekilde emir vermediğini belirterek, "Olayların bittigi bir anda ve bu birliklerin daha once darbeye destek niteliginde bir tutum da aldıkları dikkate alındıgında Ankara'ya birlik naklini istemem soz konusu olamaz." ifadesini kullandı.

- "Bu şartlarda ne gibi bir emir vereyim"

Duruşmada tanık olarak dinlenen EDOK'ta görevli Albay Hasan Yorulmaz da saat 23.00 sularında kışlaya geldiğini ve kurmay başkanı Hamza Koçyiğit'e bilgi verdikten sonra Faaliyet İzleme Merkezi'ne (FİM) geçtiğini söyledi.

Bir süre sonra FİM'e sıkıyönetim emirlerinin ulaştığını aktaran Yorulmaz, evrakı alıp aynı yerde görevli Binbaşı Eray Üngüder ile Koçyiğit'in makamına çıktıklarını dile getirdi.

Koçyiğit'in evrakı kontrol ettiğini anlatan Yorulmaz, "Bu sırada sanıklardan Mehmet Topçu da odadaydı. Koçyiğit, Topçu'ya 'Kurmay başkanlığına atanmışsın.' dedi. Topçu da 'Ben bu kanunsuz emirlere uymuyorum. Komutan sizsiniz.' karşılığını verdi. Biz odadan ayrıldıktan sonra bağlı birliklerden sıkıyönetim emirlerine ilişkin telefonlar aldık. Emirlerini öğrenmek için tekrar Hamza Koçyiğit'in yanına geçtiğimizde bize, 'Bu şartlarda ne gibi bir emir vereyim.' dedi. Biz de ast birliklere evraka işlem yapmamaları, EDOK komutanlığının emirlerini dinlemeleri konusunda uyarıda bulunduk." dedi.

- "Bu ifade benim için temiz belgesidir"

Tanık beyanlarına karşı savunması dinlenilen İyidil, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Dündar'ın ifadesinin kendisini doğruladığını söyledi. İyidil, "Genelkurmay İkinci Başkanının ifadesi ilk günden beri verdiğim beyanlarla örtüşüyor. Bu ifade benim için temiz belgesidir. Kendisine 4-5 kez telefon ettim ve Ankara'daki darbe karşıtı faaliyetlerimi anlattım. Bu beyan benim yaptıklarımı net olarak açıklıyor." şeklinde konuştu.

Sanık Hamza Koçyiğit ise sıkıyönetim emirlerini kendisine getiren Yorulmaz ve Üngüder'e emirlere uyulmaması yönünde talimat verdiğini savundu. Yorulmaz'ın saat 23.40 sularında tekrar makamına geldiğini ifade eden Koçyiğit, şöyle devam etti:

"Yoğun şekilde birlik komutanlarıyla görüşüyor darbe karşıtı faaliyetler yürütüyordum. Bana ast birliklerden telefonlar geldiğini söyledi, durumu anlattı. Ben de daha önce sıkıyönetim emirlerine işlem yapılmaması talimatını verdiğimi hatırlatıp, 'Benden daha ne emir bekliyorsun?' diye çıkıştım. Konuşmamın son cümlesi aklında kalmış."

Koçyiğit, kaçmak için helikopter aradığı iddiasını da yalanlayarak helikopteri, komutanların Akıncı'dan nakli için aradığını söyledi.

Sanık beyanlarının ardından duruşma savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı.

- "Ben hain değilim"

Daha sonra söz alan İyidil'in avukatları savcının esas hakkındaki görüşünü kabul etmediklerini belirtti.

Avukatlardan Abdullah Kaya, müvekkilinin gece 00.14'te akrabası iş adamı Nihat Özdemir ile görüştüğünü bildirerek, "Özdemir 'Darbeye karşı dur.' demiştir. Buna rağmen müvekkilimin darbeyi destekler vaziyette hal ve harekette bulunması hayatın olağan akışına dahi aykırıdır. Yoksa Nihat Özdemir, müvekkilimi ipe gerer." dedi.

Beyanı sorulan Metin İyidil, sözlerinin başında, mahkeme heyetine yönelik 'Ben şimdi çok konuşacağım, siz de kızacaksınız." ifadesini kullandı.

Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu bu söze tepki göstererek, "Sana ilk savunmanda 6, ikincisinde 5, en son celsede 1,5 saat süre verdim. Bu ifadeyi sürekli tekrarlıyorsunuz ama hoş değil. Art niyet arıyorum." dedi.

İyidil, özür dileyerek, art niyetli olmadığını söyledi ve ardından, "Kutsal vatan topraklarının koruyucusu Mehmetçik, Zeytin Dalı Operasyonu'nda. Ben de orada olmak isterdim. Genelkurmay Başkanımızdan Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar herkesi selamlıyorum. Metin İyidil ceza almış önemli değil. Önemli olan ülkem yerinde dursun." diye konuştu.

Kanlı bir darbe girişimi yaşandığını hatırlatan İyidil, şunları kaydetti:

"Ben hain değilim, şerefsiz değilim, mankurt değilim, FETÖ'cü değilim, vatanımı satmadım. Ben o gün en erken emir veren adamım. Benden önce emir verip, yerini, yurdunu, kıblesini gösteren, devletten, milletten, Sayın Cumhurbaşkanından yana olan başka biri var mı, bilmiyorum.

O gece emir ve komutayı üstümüze aldık ama şimdi 'Neden darbecilerin işgalindeki karargahları kurtarmak için hazırlık yaptın, neden Genelkurmay Başkanını kurtarmak için birlik hazırlattın?' diye bir suçlamayla karşı karşıyayım. Ankara'da darbeye karşı mücadele eden dört kişiden biri benim. Benim durumumu gören kişi bir daha müdahale etmez."

İyidil, esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için süre isterken, tahliye talebinde de bulundu.

Konuşmasının son kısmında İyidil bir süre ağladı ve su içti.

Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için sanıklar ve avukatlarına sonraki celseye kadar süre verdi.

Tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını kararlaştıran heyet, duruşmayı 26 Mart'a erteledi.

- İddianame

İyidil ve Koçyiğit'in yanı sıra suç tarihinde korgeneral rütbesiyle KKK EDOK Okullar Komutanı olan Abdullah Barutcu, tuğgeneral rütbesiyle EDOK Harekat Eğitim ve Öğretim Başkanı olan Lütfü İhsan Yanıkoğlu, tuğgeneral rütbesiyle EDOK Muharebe Geliştirme Başkanı olan Mehmet Topçu ve binbaşı rütbesiyle EDOK Muhabere Geliştirme Başkanlığı Alınan Dersler Merkezi Faaliyet Gözlem Kısmı'nda gözlem subayı Ersal Duman'ın da yargılandığı davada, sanıkların üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.

Sanık İyidil'in "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", diğer sanıkların da "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan ayrıca cezalandırılmaları talep ediliyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber