Sözleşmeden kaynaklanan borcu ödemeyi reddedene hapis verilir

Haber Giriş : 18 Haziran 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa Mahkemesi, sözleşmeden doğan borcunu ödeyebilecek durumda olduğu halde ödemeyen kişilere hapis cezası verilmesini Anayasa'ya aykırı bulmadı.

Anayasa Mahkemesi'nin konuya ilişkin gerekçeli kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''hizmet sebebiyle emniyeti suistimal'' suçunu düzenleyen 510. maddesinin iptalini istedi.

Anayasa Mahkemesi, istemi oybirliğiyle reddetti.

Gerekçede, yerel mahkemenin, TCK'nın 510. maddesinin ceza öngördüğünü, bunun ''hiç kimsenin yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamayacağı''nı düzenleyen Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğunu ileri sürdüğü belirtildi. vGerekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4 No'lu Protokolünü aynen yansıtan Anayasa'nın 38. maddesine eklenen 8. fıkrada, hiç kimsenin, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememekten dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamayacağının öngörüldüğü belirtilerek, maddenin gerekçesinde de, ''... 4 nolu protokol gereği sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden alıkonulamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçlar da vardır ...'' denildiği kaydedildi.

Gerekçede, şöyle devam edildi: ''38. maddede geçen 'yerine getirememe' sözcüğü bir kimsenin sözleşme karşındaki durumunu anlatmaktadır. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan bir borcu ödeyebilecek durumda olup da, ödemeyi reddeden kişiler bu madde hükmünden yararlanamaz. Nitekim, protokolün değişikliğe esas alınan 1. maddesi iradi olmayan ödeyememe durumuna ilişkindir.

İtiraz konusu kuralın Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında değerlendirilebilmesi için ilişkinin yalnızca sözleşmeden doğması ve borcun yerine getirilememesi hali için hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüş olması gerekmektedir. Yasakoyucunun Türk Ceza Kanunu'nun 510. maddesinde düzenleyerek yaptırıma bağladığı hizmet sebebiyle emniyeti suistimal suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için failde suç işleme kastının bulunması, başka bir ifadeyle failin kendisinin veya başkasının yararına olmak üzere maddede belirtilen eylemleri bilerek ve isteyerek gerçekleştirmiş olması gerekir.

Maddede suç olarak düzenlenen eylemler 'yükümlülüğün yerine getirilememesi' durumu ile ilgili olmayıp, failin, suçun mağduru aleyhine hileli ve kötü niyete dayanan eylemler gerçekleştirmesi, kısaca, 'yükümlülüğünü yerine getirmemesi' haline ilişkin bulunmaktadır.''

aa

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber