Profesörün kanserle savaşında çifte zafer

Kanseri son evrede yenen bilim insanı Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer, tedavi sürecinde yaşadığı sıkıntıları başkaları da yaşamasın diye önemli bir buluşa imza attı. İlaç taşıma sistemini geliştiren Şanlıer, böylece kemoterapi sırasında sağlıklı hücrelere zarar verilmesini, saç dökülmesini ve şiddetli ağrıları önlediklerini söyledi

Kaynak : Karar
Haber Giriş : 07 Ağustos 2018 09:00, Son Güncelleme : 07 Ağustos 2018 13:28
Profesörün kanserle savaşında çifte zafer

Ege Üniversitesi (EÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer, 2007 yılında yumurtalık, karın içi ve bağırsaklarında kanserli hücrelerin belirlenmesinin ardından, 3 yıl süren mücadeleyle son evrede olan hastalığı, kemoterapi tedavisi gördükten sonra yendi. Şanlıer, tedavi sürecinde ilaçların yan etkisini başkalarının da yaşamaması için başlattığı çalışmada önemli bir buluşa imza attı. Akciğer kanserinin tedavisinde kullanılmak üzere ilaç taşıma sistemi geliştiren Şanlıer "Manyetik hedefleme yaparak ilacın sağlıklı dokuya zarar vermeden doğrudan kanserli bölgeye geçişini sağlıyoruz. Tedavi sırasında sağlıklı hücrelere zarar verilmediği için saç dökülmesi, şiddetli ağrı gibi yan etkiler görülmüyor" dedi.

Şanlıer, 2004'te babası Ahmet Hamarat'ı mide kanseri nedeniyle kaybetti. Ulusal ve uluslararası akademik birçok çalışmaya imza atan Şanlıer'e ise 2007'de kanser teşhisi konuldu. Yumurtalık, karın içi ve bağırsaklarında kanserli hücreler tespit edilen Prof. Dr. Şanlıer, 3 yıl zorlu bir süreç yaşadı. Tedavi sürecinde 18 kür kemoterapi ve 1 kez de hipertermik kemoterapi tedavisi gören Şanlıer, üç ameliyat geçirdi. Saçları dökülen, katlanılmaz ağrılar çeken Şanlıer, tüm bu zorlu süreçte dimdik ayakta kalarak son evrede ve yüzde 5 yaşama şansı olmasına rağmen 2009 yılında kanseri yendi.

Zorlu tedavisinin ardından bilimsel çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer, kemoterapi tedavisi gördüğü sırada yaşadığı saç dökülmesi, şiddetli ağrı, ağız içi yaralar gibi yan etkileri başkalarının da yaşamaması için harekete geçti. 'Hedefli nanoteknolojik ilaç tasarım sistemleri' üzerine çalışmaya başlayan Şanlıer, bu kapsamda ekibiyle dört TÜBİTAK projesi tamamladı. Bu projelerden çıkan bulgularla akciğer kanserinin tedavisinde kullanılmak üzere ilaç taşıma sistemi geliştirdi. 'Ultrases Duyarlı Manyetik Hedefli Nano İlaç Taşıyıcı Sistem' ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şanlıer "Bu ilaç sisteminde manyetik hedefleme yapıp doğrudan kanserli dokuya, tasarladığımız sistemi yolluyoruz ultrases uygulayarak balonların patlamasını sağlıyoruz ve bu şekilde kanserli dokuda tedavi amaçlıyoruz. Bütün denemeleri gerçekleştirdik ve sonuçta şunu gördük ki akciğer kanseri oluşturduğumuz deney farelerinde 5 ila 15'inci gün arasında tümör tamamen yok edildi. Bizim 'dual hedef dual terapi' mantığımız işlevsel bir hale gelmiş oldu" dedi.

Buluşunu yaptıkları tedavi yönteminin diğerlerinden farklı olduğunu anlatan Prof. Dr. Şanlıer, şöyle devam etti: "Hedefe yönelik, manyetik hedefleme yaparak sağlıklı dokuya zarar vermeden doğrudan kanserli bölgeye geçişini sağlıyoruz. Aynı zamanda ultrases duyarlı yaptık ki balonlar patladığı zaman o bölgede ilaç birikimi söz konusu olabilsin. Yani daha düşük dozla ilaç tedavisi mümkün. Tabii ki maliyeti de daha düşük. Aynı zamanda inhale sistem bu, hastanın hastaneye bağımlılığı ortadan kalkıyor, hasta kendi evinde bile bu sistemi uygulayabilir. Tedavi sırasında sağlıklı hücrelere zarar verilmediği için saç dökülmesi, şiddetli ağrı gibi yan etkiler görülmüyor. Biz ilk etapta akciğer kanserine yönelik ilaçları seçtik, farklı ilaçlarla yine benzer bir tasarım yaparak diğer kanser türlerine karşı da başarı elde edebiliriz. Zaten bu yönde çalışmalarımız da var. Birçok kanser türüne benzer sistemler uygulanabilir. Buluşumuz patent aşamasında. Bundan sonra faz çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve son aşamada da ruhsatlatma sürecimiz var. Ya da bir ilaç firmasıyla iş birliği yapılabilir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber