MHP'den başörtü çıkışı

Bal: Devlet eğitimde farklı muamele yapmamalıdır.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, ''Devlet nasıl farklı din, dil, ırk ve düşünceye mensup kişiler arasında sağlık, adalet gibi temel kamu hizmetlerini sunarken ayırım yapamaz ise başörtülü öğrencilere de eğitim hizmeti sunarken farklı muamele yapmamalıdır'' dedi.

Bal, yaptığı yazılı açıklamada, din ve vicdan hürriyeti ile laiklik ilkesinin insanlığın uzun süren mücadelelerden sonra ulaştığı iki önemli ortak değeri olduğunu ve Anayasa'nın teminatı altında olduğunu kaydetti.

MHP'nin, din ve vicdan hürriyetinin tam olarak uygulanması kararlılığında olduğunu ve dini inançları nedeniyle insanların ''ikinci sınıf vatandaş'' muamelesine tabi tutulmasının karşısında olduğunu belirten Bal, ''MHP, laiklik prensibine de samimi olarak inanmaktadır. MHP, laiklik ilkesi ile din ve vicdan hürriyetini birbirini tamamlayan, birbirlerinden güç alan iki temel kavram olarak kabul etmektedir'' dedi. Bal, şunları kaydetti:

''MHP, din istismarını siyasi rant aracı olarak kullanan, inanç hortumculuğuna karşıdır. MHP, laikliği din karşıtlığı olarak algılayan ve dini mukaddesler ile çatışan anlayışa da karşıdır.

Din ve vicdan hürriyeti ile laiklik kavramlarının toplumsal gerginliğin kaynağı olarak kullanılması, başörtüsü meselesinde temel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

MHP, dün olduğu gibi bugün de başörtüsü sorununun varlığından beslenen ve devam etmesinden çıkar sağlayan siyasi grupları toplumsal uzlaşmaya davet etmektedir.

Kamu hizmeti alan herkesin, din ve vicdan hürriyetine saygı gösterilmelidir. Devlet kamu hizmetinden yararlanan vatandaşları arasında din, dil, ırk ve düşüncelerine bakarak ayrımcılık yapamaz.

Devlet nasıl farklı din, dil, ırk ve düşünceye mensup kişiler arasında sağlık, adalet gibi temel kamu hizmetlerini sunarken ayırım yapamaz ise başörtülü öğrencilere de eğitim hizmeti sunarken farklı muamele yapmamalıdır.

Devletin, kamu hizmetini sunacak kamu görevlileri hakkında düzenleme yapma yetkisi vardır. Devletin düzenleme yetkisini kullandığı alanlarda kamu hizmeti vermeye talip başörtülü hanımlar da bu kurala uymalıdır.

Bu iki kural uzun yıllar ülkemizin yaşadığı kanayan yarasına toplumsal gerginliğine son verecek en makul çözümdür.

Tek eksiğimiz hoşgörüdür. Tek fazlamız; inancımızı ya da laikliği kaybetme korkusudur.''