YÖK'e yeni eğilimlere yönelin çağrısı
- PROF. DR. CAFER MARANGOZ:
- "TÜRKİYE YÜKSEKÖĞRETİM PAZARINDA KARLI KONUMDA DEĞİL"
- "DEĞERLİ BEYİNLERİMİZ YURDA DÖNMÜYOR VE BAŞKA ÜLKELERE HİZMET EDİYOR"
- "YEREL AMAÇLARLA ULUSLARARASI SAYGINLIK KAZANILAMAZ"
- "SANAL ÜNİVERSİTELERİN SAYISI ARTACAK, HAZIRLIKLI OLMALIYIZ"
- "ÜLKEMİZDE YENİ VE DAHA İYİ ÖĞRETME VE ÖĞRENME TEKNİKLERİ GELİŞTİRİLMELİ"
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cafer Marangoz, Yüksek Öğretim Kurumu'na (YÖK) "Yeni eğilimlere yönelin" çağrısı yaptı.
Türkiye'nin yükseköğretim pazarında karlı konumda olmadığını, değerli beyinlerin yurda dönmediğini ve başka ülkelere hizmet ettiğini, yerel amaçlarla uluslararası saygınlık kazanılamayacağını dile getiren Prof. Dr. Cafer Marangoz, sanal üniversitelerin sayısının artacağına ve bu yönde hazırlıklı olmak gerektiğine dikkat çekti. Marangoz, Türkiye'de yeni ve daha iyi öğretme ve öğrenme tekniklerinin geliştirilmesinin de önemini işaret etti.
Yükseköğretimin çıktısındaki artışa paralel olarak istihdam imkanlarının artırılmasının önemine değinen Marangoz, programlar ve müfredatların istihdamı kolaylaştırıcı yapıda olması gerektiğini kaydetti. Müşterisi olmayan, pazara çıkamayan, kalitesiz ürünlerin üreticisi ve toplum için bir başarı olmadığını ifade eden Marangoz, "Yükseköğretimin kapıları tüm dünyaya açık olmalıdır. Ancak, kapıların açık olması ileri ülkelerdeki benzer kurumlarla yarışabilen yükseköğretim için bir anlam taşır. Ülkesi dışında
öğretim gören öğrenci sayısı 2 milyon kadardır. ABD yaklaşık 115 ülkeden 572 bin 509 yabancı öğrenciye ev sahipliği yapmaktadır. Bu öğrencilerin 2001 yılında ABD ekonomisine para olarak katkısı 11.5 milyar dolar kadardı. Türkiye yükseköğretim pazarında karlı konumda değildir. Dışarıya gönderdiği 52 bin öğrenciye karşılık, çoğu akraba ülkelerden olmak üzere yaklaşık 12 bin öğrenciye ev sahipliği yapmaktadır. Sonuçta hem önemli miktarda döviz kaybı olmakta, hem de birçok değerli beyin, yurda dönmemekte ve
başka ülkelere hizmet etmektedir" dedi.
Akademisyen hareketliliğindeki artışın dünyadaki diğer bir önemli gelişme olduğunun altını çizen Marangoz, ABD'de çalışan yabancı bilim insanı sayısının 1994-2003 arasında yüzde 40 arttığını ve 84 bine ulaştığını dile getirdi.
Avrupa'da akademisyen hareketliliğinin 1997-2000 yılları arasında yüzde 71 oranında artış gösterdiğini açıklayan Marangoz, "Öğrenci ve öğretim üyesi hareketliliğindeki artış 19. yüzyılın 'milli üniversite' anlayışını önemli ölçüde sarstı. Evrensel amaçları değil, yerel amaçları olan, dünyanın en iyi öğretici, araştırıcı ve öğrencilerini cezp edemeyen bir kurum uluslararası saygınlık kazanamaz. Uluslararasında başarılı olabilmek için öğrenci öğretim üyesi hareketliliğinin son derece artmış olması gerekir.
Üniversite kürsülerinde ders verenlerin ve ders dinleyenlerin önemli bir kısmı başka ülkelerin vatandaşları olmalıdır. Çok uluslu üniversiteler yanında özel ve sanal üniversitelerin sayısı gün geçtikçe artacaktır. Yükseköğretimdeki bu tip gelişmelere karşı hazırlıklı olmak gerekir. Ayrıca, yükseköğretimde dışarıya açılabilmek için, programlarda, müfredatta ve yerli öğretim elemanlarının yeteneklerinde önemli eksiklikler olmamalıdır" diye konuştu.
Yeni ve daha iyi öğretme ve öğrenme teknikleri geliştirmek gerektiğini de vurgulayan Marangoz, eğitim-öğretimde internetten en geniş ölçüde yararlanılmasının önemli olduğunu belirterek, "Öğretim elemanları yeni öğretim metotları konusunda sürekli olarak bilgilendirilmeli. Motive etmek ve kaliteyi artırmak için ödüllendirme yolu çok önemlidir. Ödüllendirme için çağdaş, etkili ve verimli sistemler geliştirilmelidir. Ön lisans programlarında görevli olan öğretim elemanlarının tümü ile lisans programlarında
görevli olanların bir kısmından, akademik faaliyet olarak sadece eğitim-öğretim istenmeli, araştırma istenmemelidir. Diğer taraftan, sadece araştırma yapılan ve lisansüstü eğitim verilen birimlerin sayısını da artırmak gerekir" şeklinde konuştu.