Çevik BDDK'nın sırlarını yazdı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu üyeliği biten Prof. Dr. Kemal Çevik, kitabında IMF'nin istekleri doğrultusunda çıkarılan bankalar kanununun ihtiyaçlara cevap vermekten uzak olduğunu ileri sürdü
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) üyeliği geçen ay sona eren Prof. Kemal Çevik, 2001 krizi ve sonrasında yaşanan banka el koyma operasyonlarının perde arkasını yazdı. Çevik, ?Ekonomi Hukuku Yaklaşımı ile Banka Hukuku? adını taşıyan yeni kitabında, dönemin devlet bakanlarından Kemal Derviş'i BDDK'yı anlayamamak, Abdüllatif Şener'i ise İmarbank'a müdahaleyi 20 gün geciktirip bankanın içinden büyük miktarlarda para çekilişine göz yummakla suçladı. İşte Çevik'in kitabındaki tartışma yaratacak ifadeler:
KANUN YETERSİZ
?Mevcut bankacılık kanunlarının kanun yapma tekniği ve uygulanabilirlik bakımından yeterli ve bankacılık sektörünün ihtiyaçlarını karşılar nitelikte oldukları söylenemez. Bu kanunlar yeterince üzerinde durulmadan IMF'nin istemleri doğrultusunda acelece Meclis'e sevk edilerek kanunlaştırılmıştır. Örneğin, sorunlu bankaların Fon'a devri yerine faaliyet izninin kaldırılarak tasfiyeye gidilmesi yönünde alınan Kurul kararı IMF baskısı ile sulandırılmıştır. IMF etkisiyle maddeye ekleme yapılmasaydı bankaları Fon'a almanın mahzurları ortadan kalkacaktı.
ŞENER'E ELEŞTİRİ
Devlet Bakanı Abdüllatif Şener'e BDDK içerisinde ìkesbiçer? lakabı takıldığını da yazan Çevik, İmarbank olayıyla ilgili Şener'i suçladı. Çevik, kitabında şunları yazdı: ?Yönetim Kurulu istifa eden banka okyanusta dalgaların ortasına bırakılmış bir gemi gibidir. Derhal müdahale edilerek batmayı önlemek gerekirken bu yapılamamış ve banka 20 gün yönetim kurulu olmaksızın ortada bırakılmış, üye eksikliği nedeniyle karar alamayan BDDK'nn müdahale imkanı siyasi iktidar tarafından önlenmiştir. Kurul tarafından ilişkili Bakan Abdüllatif Şener'e durum yazılı olarak bildirilmiştir. Hatta, hükümetin yeni üye atamasına kadar yasanın imkan verdiği şekilde bir başkan yardımcısının geçici olarak üyeliğe atanması teklif edilmiş, ancak bu da yazılı olarak Bakan tarafından reddedilmiştir. İlgili bakan olarak Şener ve hükümet, bankanın Fona alınmasının 20 gün geciktirilmesinden doğan zararlardan (89,8 trilyon lira ve 24,7 milyon dolar) sorumludur.
DERVİŞ ANLAMAZ
Dönemin Devlet Bakanı Kemal Derviş'in, 6 yıllığına seçilmiş kurul üyelerini başka bir yasayla değiştirmesini, ?BDDK'nın bağımsızlığı ve özerkliğine darbe vurmuştur? sözleriyle ifade eden Çevik, ?Sayın Derviş, Kurul ile Kurum ayrımının ne anlama geldiğini hiçbir zaman anlamamış hatta Bankalar Kanunu ile ilgili değişikliklere ilişkin tasarılarını da tam anlayamadığı için olacak bunları Bakanlar Kurulu'nda anlatamamış ve bu yüzden tasarılar Meclis'e eksik veya yanlışlıklarla dolu olarak sevk edilmiştir? yorumunda bulundu.
MERKEZ'E KRiZ SUÇLAMASI
n ?Şubat 2001 krizi zamanında özellikle kamu bankaları önemli likidite sıkışıklığına maruz kalmıştır. Kamu bankaları bu likidite sıkışıklığı problemini yüksek faizle özel bankalardan borçlanarak geçici olarak çözümlüyordu. Ancak yabancı yatırımcıların paralarını bir anda özel bankalardan çekmek istemesi karşısında bankalar kamu bankalarını fonlayamamanın ötesinde piyasadan döviz temin edip kendi yükümlülüklerini yerine getirememe riskiyle karşı karşıya kaldı. Merkez Bankası'nın IMF programına sadık kalmaya çalışıp piyasadaki döviz ihtiyacını ve likidite sıkışıklığını giderememesi krizi daha da derinleştirmiş bu yüzden kriz hafif hasarla atlatılamamıştır.?
VEKİL OLMA YOLUM KAPANMAK İSTENDİ
n Üniversite hocalığından BDDK'nın ilk kurucu üyeliğine getirilen Prof. Kemal Çevik, dönemin Devlet Bakanı Kemal Derviş'in kararlarına karşı gösterdiği muhalefetiyle gündeme geldi. Çevik, İmarbank ve Adabank'a el koyma operasyonları sonrasında, bu iki bankanın hakim ortaklarıyla telefon görüşmesi yaptığı ve etik ilkelere aykırı davranıp görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Mahkemede iki buçuk yıl yargılanan Çevik'in beraatine karar verdi. Ancak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı temyize gitti. Çevik kitabında, söz konusu yargılama ile kendisinin son seçimlerde milletvekili olma yolunun kapanmak istendiği iddiasında bulundu.