Küllerinden doğan üniversite

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Ağustos 2007 12:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kocaeli'nde 1992 yılında kurulan ve Marmara Depreminde bütün binaları yıkılan Kocaeli Üniversitesi (KOÜ), geçen sürede hızla toparlandı. Umuttepe Yerleşkesi'nde depreme dayanıklı binaların yer aldığı bir kampüse kavuşan üniversitede bugün 55 bin öğrenci ve 3 bin personel ile eğitim ve öğretimine devam ediliyor.

KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Komsuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 13 yıl önce Kocaeli'nin Arslanbey beldesinde kurulan Kocaeli Üniversitesinin, 8 yıl önceki Marmara Depreminde büyük hasar gördüğünü belirtti.

Depremde, Arslanbey Yerleşkesindeki binaların tamamının yıkıldığını anımsatan Komsuoğlu, şöyle devam etti:

''Depremde Arslanbey yerleşkemiz yerle bir olmuştu. Ne ders görecek derslik, ne de hastanemiz yoktu. Deprem, fiziki anlamda her şeyimizi alıp götürmüştü. Şimdi o günleri gerçekten kabusla hatırlıyoruz. Bir asrın felaketiydi. Binalarımız yıkıldığı için yerleşim yerini değiştirmek zorunda kaldık. Yeni üniversiteyi, sivil toplum kuruluşlarının da görüşlerini alarak, Üçtepeler mevkine kurduk. Üniversitemiz adeta depremin küllerinden doğdu. Adı gibi hepimizin ve ülkemizin umutlarını yeşerten bir üniversite oldu.''

Kocaeli Üniversitesi tarihinde ''ikinci başlangıç'' olarak nitelendirebilecek Marmara depremi öncesinde, 22 bin öğrenci ve bin 250 öğretim elemanı bulunduğunu söyleyen Komsuoğlu, ''Ancak bugün gelinen noktada Üçtepeler mevkinde çok modern tesislerde, 3 bin personel ve 55 bin öğrenci ile eğitim ve öğretimize devam ediyoruz. Katlanarak büyüdük. Gelişen ve altyapısı en iyi olan üniversiteyiz'' dedi.

-8.5 ŞİDDETİNDEKİ DEPREME DAYANIKLI HASTANE-

Marmara depreminde yıkılan KOÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nin yerine Üçtepeler mevkinde 8.5 şiddetindeki depreme dayanıklı hastane yaptıklarını ifade eden Komsuoğlu, şunları kaydetti:

''Depremde 12 öğretim üyesi ve öğretim elemanımızı kaybettik. Çok şükür o dönemi en az kayıpla atlattık. Bunda tatilde olmamızın büyük rolü vardı. Deprem sonrası herkes yardımımıza koştu, elini uzattı. Umuttepe yerleşkesi bundan sonraki olası depremlerde hiç etkilenmeyecek.

Türkiye'de 2 tane deprem izalatörü var. Bir tanesi İstanbul'da Atatürk Hava Limanı'nda, bir tanesi de bizde. Kısaca hastanemiz akıllı bina sistemiyle yapıldı. 8.5 şiddetindeki bir depremde elektrikler kesilmeden ameliyat yapabileceğiz.''

-''HASTANENİN BAHÇESİ FİLM SETİ GİBİYDİ''-

Depremi Yahya Kaptan'daki dairelerinde yaşadıklarını anlatan Sezer Komsuoğlu, o anı unutmasının mümkün olmadığını belirtti.

Yahya Kaptan'da fazla hasar olmadığı için o anda depremin ne kadar zarar verdiğini düşünemediğini dile getiren Komsuoğlu, ''Yahya Kaptan'ın yıkılmadığını gördüğümüzde yıkımın daha az olduğunu düşünmüştüm. Saat 05.00 sıralarında aşimle tıp fakültesine gelmiştik. Bütün hastaların, hastanenin bahçesinde yattığını gördüm. Onları depremde yaralananlar sanmıştım. Sonradan öğrendim ki onlar depremde büyük hasar gören tıp fakültesinde yatarak tedavi gören hastalarımızdı. Bütün arkadaşlarım büyük bir özveriyle çalışarak kısa sürede 360 hastayı, hastanenin bahçesine taşımış. Hastaların tedavilerini orada yapmaya başlamışlardı. Hastanenin bahçesi film seti gibiydi'' diye konuştu.

Pediyatri bölümünde görev yapan Doç. Dr. Hülya Gündoğdu'yu depremden iki gün önce gördüğünü söyleyen Komsuoğlu, ''Bir makalesini tamamlamak üzere iznini yarıda kesip gelmişti. Hastalarına daha fazla zaman ayırabilmek için hastanenin karşısında sobalı bir evde oturuyordu. Evi yıkılmış enkazın altında kalmıştı. Cesedi çıkarılıncaya kadar orada bekledim. O nedenle Hülya'yı hiç unutamıyorum'' dedi.

Prof. Dr. Komsuoğlu, KOÜ'yü Türkiye'nin önde gelen ilk beş üniversitesi içerisine sokmayı ve Ortadoğu ile Balkanlardaki üniversiteler arasında ilk sıralarda yer almayı hedeflediklerini kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber