Romatizmayı önemsemiyoruz

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 02 Ekim 2007 12:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Türkler romatizmayı bilmiyor

Romatizma ve eklem rahatsızlıklarıyla ilgili önemli çalışmalara imza atan Romatoloji Araştırma ve Eğitim Derneği'nin (RAED) düzenlediği 3. Türk-Yunan Ramoloji günleri Kuşadası'nda yapıldı.

Türk ve Yunan Romatologların bir araya geldiği toplantıda, her iki ülkedeki romatolojik hastalıklar ve tedavi yöntemleri tartışıldı. Başkanlığını Cerrahpaşa İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Yazıcı'nın yaptığı toplantıya 45 Yunanlı ve 70 Türk romatolog katıldı. Yazıcı, üç yıldır düzenli olarak organize edilen toplantının, Türk ve Yunan genç doktorların romatolojik hastalıklarla ilgili çalışmalarını paylaşmaları açısından önemli bir platform olduğunu dile getirdi. Yazıcı sözlerine şöyle devam etti: "70 milyonluk ülke nüfusuna sahip olmamıza rağmen, romatolog sayımız sadece 200 ile sınırlı. Ülkemizde 350.000 kişiye 1 romatolog düşüyor. Yunanistan'da 35.000 kişiye 1 romatolog düşmekte. Ülke olarak kat edecek daha çok yolumuz var."

ROMATİZMA ÖNEMSENMİYOR

Cerrahpaşa Romatoloji Bölümü Üyesi Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, ülkemizdeki romatizma hasta sayısının her geçen gün arttığını dile getirerek romatizmanın sadece yaşlılarda görülüyormuş gibi algılanmasının yanlış olduğunu vurguladı. Hamuryudan, "Halkımızın bu konuda yeterli bilgiye sahip değil. Uzman hekimlere danışılmıyor. Bu durumda da tanı zamanında konulamıyor" diye konuştu. Yunan romatologlar Alexandros A. Droses ve John P. Ioannidus da halkın daha bilinçli olması konusunda Hamuryudan'a destek verdiler. Toplantıda romatolojik hastalıklar konusunda bilgi veren Liverpool Üniversitesi Klinik Bölüm Başkanı ve Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Robert J. Moots, romatolojik hastalıkların bireyi sosyal yaşamda olduğu gibi iş hayatında da çeşitli zorluklarla karşılaşmalarına neden olduğunu söyledi. Moots sözlerini şöyle tamamladı: "Yüzde 25 - yüzde 50 oranında RA hastası, hastalığın başlaması ile birlikte on yıl içinde işi bırakmaktadırlar. Hastalarda iş verimliliği azalması ve devamsızlığı da görülmektedir. Biyolojik ilaç kullanımı klinik açısından incelendiğinde hasarların oluşumlarını engellemekte ölüm oranını azaltmaktadır. Bu tedavi yöntemiyle hastaların çalışma ve sosyal yaşamlarına normal seyirlerinde devam etmelerini ve bu yolla hastalığın yarattığı sosyal ve ekonomik zararların düşürülmesi sağlanmaktadır."

Münevver ÇAKIRTAŞ / İSTANBUL

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber