Komisyondan Kız Meslek Lisesinde dini baskı iddiasına ilişkin rapor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 29 Kasım 2007 15:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Amasya'da "Aleviler üzerinde dini baskı var" iddiası ortaya atılarak, toplumsal bir ayrışma varmış gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade ederek, "Toplumumuz, ayrımcılıkların kışkırtılmasını kabul etmez. Olmayan kavgaları yaratmak; bu cumhuriyeti, laikliği, insan haklarını savunanlara yarar sağlamaz, tam tersi sonuçlar doğurur" dedi.

Üskül, Komisyon Başkanvekili, AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara ile Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Amasya Anadolu Kız Meslek Lisesinde dini baskı yapıldığı iddialarına ilişkin hazırlanan komisyon raporu hakkında bilgi verdi.

Lisede okuyan 4 kız öğrencinin bu baskılar nedeniyle okuldan ayrılmak zorunda kaldıklarına ilişkin haberin basında yer almasının ardından, bu iddiaları ciddi bularak bir alt komisyon oluşturduklarını ve Amasya'ya giderek görüşmeler yaptığını belirten Üskül, kendilerinden ayrı giden CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir'in de izlenimlerini komisyonlarına aktardığını ve bunları rapora eklediklerini söyledi.

Üskül, dün yapılan komisyon toplantısında raporun oybirliğiyle kabul edildiğini açıkladı.

İncelemeleri ve görüşmeleri hakkında bilgi veren Üskül, öğrencilerin, öğretmenleri ya da okul yönetiminden dini baskı görmediklerini, yurtta kalan arkadaşlarından baskı gördüklerini söylediklerini belirtti.

Öğrencilerin okuldan ayrılmalarının nedeninin, gördükleri iddia edilen dini baskı olmadığını gözlemlediklerini ifade eden Üskül, CHP'li Özdemir'in, alt komisyon raporuna büyük ölçüde katıldığını, sadece öğrencilerin, "bir tür mahalle baskısı sayılabilecek arkadaş baskısına" raporda yer vermelerini istemesine üzerine, bunu rapora eklediklerini bildirdi.

Komisyon Başkanı Üskül, bir gazetecinin, "Raporda 'Mahalle baskısı var' dediniz. Öğrencilerin toplu namaz kıldığı, öğle yemeği çıkmadığı söyleniyor. Okul yönetiminin bu baskılar karşısında bir önlem alması gerekmez miydi?" sorusu üzerine, okulda öğle yemeği çıkmamasının yarattığı bir sıkıntı olmadığını söyledi. Üskül, şöyle konuştu:

"Ramazanda şöyle bir gerçek yaşanmış. Yurtta kalan 176 öğrenciden yaklaşık 150'sinin oruç tuttuğu ifade edildi. Geri kalan öğrencilerin de arkadaşlarına uyarak sahura kalktıkları, ama bir bölümünün yemek yemediği ifade edildi. O ortam içinde öğrencilerin öğle yemeği ihtiyacını kantinden karşılama yönünde bir eğilim gösterdiği anlaşılıyor.

176 öğrencinin önemli bölümü namaz kılıyor. Her odada 7-8 öğrenci kalıyorsa, onlar namaz saatinde birlikte kıldıklarını ifade ettiler. Bu, toplu namaz kılındığını göstermez."

Çocukların önemli bir bölümünün, yurtta yemek çıktığı zaman bile ya köylerinden getirdikleri yiyecekleri yediklerini ya da kantinden alışveriş yaptıklarını kaydeden Üskül, "Hepiniz ramazan ayında, daha önceki davranışlarınızdan farklı davranışlar gösterebilirsiniz. Bu, Türkiye'nin bir gerçeğidir. Yani bütün bu tutumlar, bizim bireysel davranışlarımız üzerinde dini baskı olduğu sonucu yaratmaz. Bu, topluma saygıdır. Oruç tutmayanların, oruç tutanlara karşı gösterdiği bir saygıdır" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber